Endişelerden ve kaygılardan kurtulmak için 6 yol

Endişelenmek, kaygılanmak. Bunlar aslında insanın zihninin içerisinde yaşanan dırdırdan başka bir şey değildir. Ortaya çıkan bir düşünce bir başka düşünce daha ortaya çıkarır. Hafif esen rüzgar kısa süre içerisinde fırtınaya dönüşür. Zihinsel ve fiziksel enerjin dibi görür. Endişe ve kaygıdan kurtulmak mümkündür. Seninle paylaştığım bilgileri sıkı sıkı takip edersen bunu başarabileceğine inanıyorum.

Endişelenmek, kaygılanmak. Bunlar aslında insanın zihninin içerisinde yaşanan dırdırdan başka bir şey değildir. Ortaya çıkan bir düşünce bir başka düşünce daha ortaya çıkarır. Hafif esen rüzgar kısa süre içerisinde fırtınaya dönüşür. Zihinsel ve fiziksel enerjin dibi görür. Endişe ve kaygıdan kurtulmak mümkündür.

Endişeler ve kaygılarla başın dertte olabilir. Sence sorun tam olarak ne? Ekonomik durum? Politik senaryolar? Sağlık? Belki hepsi olabilir. Endişe ve kaygılardan kurtulmak için kendini Xanax gibi bir ilaca bırakmadan önce kendi çabalarına neler yapabileceğini öğrenmelisin.

Endişe nasıl ortaya çıkar?

Öncelikle endişe ve kaygılardan biraz bahsetmek istiyorum. Endişe doğal bir histir. Beynin mücadele edemeyeceğin kadar güçlü bir sinyal aldığı zaman bunu endişeye dönüştürür. Karanlık bir sokakta ilerlerken aniden önüne çıkabilecek bir kedi seni korkutabilir değil mi? Bu sorunun cevabı pek çok koşulda evet olur. Korkarsın çünkü aniden oluşan bu durum karşısında o an çaresiz durumda kalırsın.

Bu örnek endişe durumunun ortaya çıkmasına basit bir örnektir. Çok daha ciddi durumlarla karşı karşıya kalabilirsin. Kitaplığında bir kitap ararken kitapların bir anda yere yığılması esnasında endişe ve korku hissiyle baş başa kalırsın. Ağır çekimde kendini izleme fırsatı bulsan kitapların düşmeye başladığı andan itibaren vücudunun verdiği tepkiyi daha rahat gözlemleme şansına sahip olursun.

Endişe ve kaygılar sadece anlık olarak yaşadığın olaylar neticesinde ortaya çıkmaz. Bu duygular aynı zamanda belirli bir unsur hakkında düşüncelerinin dışa yansıması gibidir. Daha basit bir ifadeyle, önceden planlanmış hislerdir. Zihninde yer alan düşüncelerin birer yansımasıdır. Bunu eski bir dostun tekrar araması gibi değerlendirebilirsin.

Endişe ve kaygıların ortaya çıkabileceği bir diğer durum ise gelecek ile bağlantılıdır. İlerleyen zamanlarda yaşanabilecek olaylara ve meydana gelebilecek durumlara karşı beslenmeleri mümkündür. Bir konuda “hata” yapmışsan er ya da geç bu hatanın olumsuz geri dönüşüyle karşılaşacağını düşündüğün için endişe veya kaygı duymaya başlayabilirsin.

Endişe ve kaygının ne kadarı tehlikelidir?

Endişeler, kaygılar ve şüpheler yaşamın normal bir parçasıdır. Ödemediğin bir fatura, gerçekleşmesine çok kısa bir süre kalmış iş görüşmesi veya bir kızla ilk buluşma için endişelenmek gereksiz bir şey değildir. Fakat normal olan kaygı kontrolden çıkıp ısrarcı ve aşırı hale dönüştüğü zaman asıl problem ortaya çıkmış olur. Her gün “eğer varsa”, “eğer böyleyse”, “eğer yoksa” vb. şekilde en kötü senaryoları oluşturmaya başlarsın.

Bu endişe ve kaygı durumu kısa sürede hayatına işlemeye başlar. Kendini düşüncelerden alamazsın. Bu düşünceler günlük hayatına müdahale edecek kadar ileri gidebilirler. Sürekli endişe, olumsuz düşünme ve her zaman en kötüsünü beklemek bir problemdir. Endişe ve kaygıların bu noktaya ulaştıysa artık tehlike çanları çalmaya başlamış demektir.

Bu tür düşünceler duygusal gücünü azaltarak seni huzursuz ederler. Uykusuzluk, baş ağrısı, mide problemleri ve kas gerginlikleri gibi sorunların ortaya çıkmasına neden olabilir. Konsantrasyon konusunda tüm becerilerin yerle bir olabilir. Olumsuz duyguların ile yakınındaki insanları rahatsız etmeye başlayabilirsin. En kötüsü tüm bunları aşabilmek için kendini alkole, sigaraya veya diğer zararlı alışkanlıklara bulaşman söz konusu olabilir.

Gerginlik ve sinirlilik ile birlikte süreklilik kazanmış olan endişe, kaygı bozukluğu olarak bilinen rahatsızlığın önemli bir belirtisi olabilir. Abartılı düzeyde bir endişe sana çok ciddi miktarda rahatsızlık veriyorsa endişeli düşüncelerden kurtulmak için atabileceğin bazı adımlar vardır. Bunları birazdan paylaşmış olacağım. Sana yardımcı olabileceklerini umut ediyorum.

Endişeleri ve kaygıları durdurmak neden zor?

Süreklilik kazanmış endişe durumu hayat için ağır bir problemdir. Geceleri uykuna müdahale edebilir ve gün boyunca gergin gezmene neden olabilir. Sürekli gergin ve sinirli gezmek hoşuna gitmese bile bunu durdurmak çok zor olabilir. Lawrence Robinson‘ın yaptığı tanımlamada olduğu gibi süreklilik kazanmış endişeli düşünceler olumlu ve olumsuz inançlar olarak ikiye ayrılırlar:

  • Endişe ile bağlantılı olumsuz inançlar: Endişelerin sana zarar vereceğini, seni deliye döndüreceğini ve fiziksel sağlığını etkileyeceğini düşünebilirsin. Kaygıların üzerindeki tüm kontrolü kaybettiğinde bir daha hiçbir zaman son bulmayacaklarını düşünebilirsin. Endişenin üzerine endişe koymak ve onları biriktirmek bu inancın getirdiği kaçınılmaz bir sonuçtur.
  • Endişe ile bağlantılı olumlu inançlar: Endişelerin kötü şeylerden uzak durmana, sorunları önlemeye, en kötü duruma hazırlanmana veya çeşitli çözümler bulmana yardımcı olacağına inanabilirsin. Mutlaka bir gün bir çözüm bulacağına inanarak hareket edersin. Olumlu inançlarla bağlantılı olan endişeyi ortadan kaldırmak çok kolay değildir. Bunun için endişenin çözüm değil problem olduğunu fark etmen gerekir.

Endişe ve kaygılardan kurtulmak için 6 yol

Endişe ve kaygı düşüncelerin üzerinde muazzam bir baskı kurdukları zaman okul, iş ve ev hayatı dahil olmak üzere hemen hemen her şey konuda üretken olmak oldukça zordur. Bu noktada çeşitli adımlar atarak endişe ve kaygının çaresine bakman gerekir. Bu kolay bir şey değildir. Fakat bu başlık altında sunduğum önerilerin sana yardımcı olabileceğini düşünüyorum.

1. Endişeye vakit ayırmalısın

İlk başta endişeli ve kaygılı düşünceleri durdurmaya ve onlardan kurtulmaya çalışmamalısın. Bunun aksine kendine ona sahip olmak için zaman tanımalısın. Endişeye vakit ayırmayı başardığın zaman onu tanımlamış olursun. Buna profesyoneller “endişe dönemi” adını verirler. Bu endişe döneminin işleyiş şekli üzerinde durmak gerekirse şu adımları takip etmek gerekir:

  1. Bir endişe dönemi oluşturmalısın: Endişelenmek için belirli bir zaman ve yer seçmelisin. Bu her gün aynı zaman ve yer olmalıdır. Örneğin, akşam 19:00 ile 19:30 arasını buna ayırabilirsin. Bu sürenin yatıp uyuyacağın süreden biraz uzak olması gerekir. Endişe dönemi boyunca zihninde her türlü düşüncenin belirlemesine izin verebilirsin. Günün geri kalanında ise bunları düşünmemeye çalışmalısın.
  2. Endişelerini yazmalısın: Endişeden kurtulmak için en önemli alışkanlık kesinlikle yazmaktır. Gün içerisinde aklına endişeli bir düşünce gelirse bunu not almalısın. Not aldığın bu durumu ise “endişe dönemi” içerisinde düşünmen gerekir. Bu nedenle ortaya çıktığı zaman onu sonraya bırakmalısın. Üstelik aradan geçen zaman endişenin güç kaybetmesine neden olabilecektir.
  3. Endişe listesini gözden geçirmelisin: Yazarak oluşturmuş olduğun endişe listesini gözden geçirmelisin. Yazdığın düşünceler seni hala rahatsız ediyorsa, endişe dönemi içerisinde bunları düşünmeye çalışın. Böylece endişeler ve günlük yaşantı arasında iyi bir denge oluşturmuş olacaksın. Çünkü endişe süreni kısaltmış ve günün geri kalanında daha fazla özgür zamana sahip olabileceksin.

2. Endişeli düşüncelere meydan okumalısın

Sürekli endişelenen ve kaygı duyan biriysen dünyaya gerçekte olduğundan çok daha kötü ve tehditkar bir gözle bakıyorsun demektir. Olayların kötü bir şekilde sonuçlanma olasılığı sana göre çok daha yüksektir. En kötü senaryolar senin beslenme kaynağın haline gelir ve her endişeli düşünceye gerçekmiş gibi davranabilirsin. Bu durumda çözüm üretme kabiliyetlerine kilit vurmuş olursun.

  • “İş başvurum olumsuz sonuçlandı. Asla bir iş bulamayacağım.”
  • “Testte son soruyu yanlış okumuşum. Ben tam bir aptalım.”
  • “Çok iyi bir sunum gerçekleştirdim ama çok şanslıydım.”
  • “Gizliden gizliye onun benden nefret ettiğini biliyorum.”
  • “Kesin korkunç bir şey olacak, hissediyorum.”
  • “Kaptan hava koşullarının kötü olduğunu söyledi. Gemi kesin batacak!”
  • “Kendimi gerçekten aptal gibi hissediyorum. Herkes bana gülüyor olmalı.”
  • “Cevap zaten belliydi. Onunla konuşmaya çalışmamam gerekirdi. Ben tam bir aptalım.”
  • “Ben bir başarısızlık örneğiyim. Ben sıkıcı biriyim. Kesinlikle yalnız kalmayı hak ediyorum.”

Bunların her birisi kaygıların ve endişelerin hakim olduğu farklı düşünce biçimleridir. Her birinde bir olumsuzluk olduğunu kolayca fark edebilirsin. Bu tür durumlarda olumsuz düşüncelere meydan okumak için kendine “Düşünce ne kadar doğru?”, “Durumun daha olumlu bir yönü var mı?”, “Endişe duyduğum şeyin gerçekleşme olasılığı nedir?” ve “Böyle bir endişesi olan arkadaşıma ne söylerdim?” gibi sorular sormalısın.

3. Çözülebilir ve çözülemez endişeleri birbirinden ayırmalısın

Endişe duyduğun zaman aslında kendini daha az kaygılı hissedersin. Kafandaki sorunu aşmak için duygularından uzaklaşırsın. Kendini bir şeyi başarmış gibi hissetmen kaçınılmazdır. Fakat endişeli hissetmek ile problemi çözmek arasındaki farkın farkında olmalısın. Bir başka ifadeyle, sahte duygularla kendini kandırmaya çalışmamalısın.

Problem çözme, bir durumu değerlendirmeyi, onunla başa çıkmak için somut adımlar atmayı ve sonra o planı uygulamaya koymayı içerir. Diğer yandan endişe ve kaygı nadiren çözümlere yol açarlar. En kötü senaryolarda ne kadar zaman geçirdiğinin bir önemi yoktur. Çünkü bu senaryolar gerçekleşse bile onlarla başa çıkma konusunda asla hazır olmazsın.

  • Endişe çözülebilir ise beyin fırtınası yapabilirsin: Aklına gelebilecek tüm olası çözümlerin bir listesini yapmalısın. Mükemmel çözümü bulmak için uğraşmana gerek yoktur. Kontrolün dışındaki koşullar veya gerçekler yerine değiştirme gücüne sahip olduğun şeylere odaklanmalısın. Seçeneklerini değerlendirip bir eylem planı oluşturmalısın.
  • Endişe çözülebilir değil ise belirsizliği kabul etmelisin: Sürekli endişe duyan biriysen endişeli düşüncelerin büyük olasılıkla bu kapsamdadır. Hoş olmayan sürprizleri önlemek için duyduğun endişe maalesef bir çözüm değildir. Yanlış gidebilecek her şeyi düşünmek hayatı daha öngörülebilir hale getirmez. Bu nedenle acil cevap bulma ihtiyacını en kısa sürede karşılaman gerekir.

4. Endişe döngüsünü bozmayı denemelisin

Aşırı endişe duyma gibi bir probleme sahipsen olumsuz düşüncelerin sürekli olarak zihninde cirit attığını düşünebilirsin. Böyle durumlarda genelde kendini kontrolden çıkmış ve tüm bu kaygıların ağırlığı altında tükenmek üzere hissedersin. Bu tür durumlar endişe döngüsü olarak adlandırılır. Bu döngüyü kırmak için atabileceğin bazı adımlar vardır.

Ben bunun için hareket etmeyi önereceğim. Hareket etmek ve ufak egzersizler yapmak doğal ve etkili endişe giderici etkenlerdir. Çünkü bunlar gerginliği ve stresi azaltan ama aynı oranda enerjiyi ve sağlık hissini artıran eylemlerdir. Hareket ederken vücudunun nasıl hissettiğine odaklanacak olduğun için kafanın içindeki endişe döngüsünü durdurma şansın olabilir.

5. Endişelerin hakkında konuşmalısın

Endişelerin hakkında ne kadar konuşursan senin için o kadar sağlıklı olacaktır. Bu basit bir çözüm gibi gözükebilir ama güvenilir bir arkadaş bulmak zorunda olduğunu unutmamalısın. Seni yargılayacak ve eleştirecek bir arkadaşına bu derdinden bahsetmek pek sağlıklı olmayabilir. Kendini sakinleştirmek ve kafanı dağıtmak için en etkili yollardan biri budur.

Sürekli endişelenmek onları dışarı çıkacağın güne kadar birikip duracaktır. Onları dile getirmek ve onları başkalarıyla paylaşmak bakış açının değişmesini dahi sağlayabilir. Böylece zihninde yer edinmiş olan gereksiz endişeleri temizlemeyi başarabilirsin. Endişelerin ortaya çıkmasına neden olan korkuların gerçekleştiğinde ise arkadaşının sunduğu çözüm önerilerini de kullanabileceğini bilmelisin.

  • İnsanın sosyal bir varlık olduğunu unutmamalısın. Kendini diğer insanlardan uzak tutamazsın. Hayatta problemlerini daha kolay bir biçimde çözebilmek için güçlü bir destek sistemine ihtiyacın vardır.
  • Güvenebileceğin ve her zaman yanında olacağına inandığın birkaç kişiden destek almaya çalışmalısın. Bu tür arkadaşlara sahip değilsen yeni arkadaşlıklar kurmaya çalışabilirsin.
  • Kendini endişeli ve kaygılı hissettiğin zaman kimden kaçınman gerektiğini bilmelisin. Endişeli olmak büyürken edindiğin bir alışkanlık olabilir. Örneğin, annen çok endişeli biriyse bu senin hayatına yansır.
  • Endişe problemine sahip olan birisi endişeden uzak durmak için sığınacak olduğun birisi değildir. Kendi problemlerini kolayca anlatabileceğin ve daha iyi olmanı sağlayacak birinden destek almalısın.

6. Kendini bilinçlendirmeye çalışmalısın

Endişeler ve kaygılar genellikle gelecekle ilgilidir. Bu sebepten ötürü kendini bilinçlendirerek şimdiki zamanda kalmayı düşünebilirsin. Bu yöntemi kullanarak endişelerini gözlemleyebilir ve onları ortadan kaldırabilirsin. Kolay bir yöntem olmadığını belirtmeliyim. Fakat pratik yaparak ve en önemlisi başlangıçta ufak adımlar atarak bunu uygulayabilirsin.

  1. Endişelerini ve kaygılarını kabul etmelisin: Bu sana onları takip etme fırsatı verir. Genelde yaptığın gibi onları görmezden gelmeye, onlarla savaşmaya veya onları kontrol etmeye çalışmamalısın. Bunun yerine onlara tepki vermeden veya onları yargılamadan farklı bir bakış açısı geliştirmeyi denemelisin.
  2. Endişeleri ve kaygıları kendi haline bırakmalısın: Ortaya çıkan endişeleri düşünceleri kontrol etmeye çalışmadığın zaman onların çok kısa sürede geçip gittiklerini fark edersin. Bu sana sadece endişelerle etkileşimde bulunduğun zaman problem yaşadığını gösterecektir.
  3. Şimdiki zamana odaklanmalısın: Basit bir biçimde anı yaşamak. Vücudunu hissetme, nefes alıp vermeye çalışma, sürekli değişken duyguları fark etme ve zihninde akan düşüncelere odaklanma yapman gereken şeylerdir. Belirli bir düşüncede sıkışıp kaldığında bulunduğun ana odaklanmalısın.

Bilinçlenme aşaması bu şekildedir. Bir şeylerin farkında olduğun zaman onlara daha çözüm dolu adımlarla yaklaşma fırsatı elde edersin. Bilinçli olmanın faydaları çoktur ama tam anlamıyla faydalarını görebilmek için yukarıda söylediklerimi her gün tekrar etmen gerekir. Odağını şu ana getirmeyi başarırsan endişe döngüsünden kendini kurtarmayı başarabilirsin.

Endişe ve kaygılardan kurtulmak için 8 yardımcı yöntem

Bir önceki başlıkta bahsettiğim yollar endişe ve kaygılardan kurtulmak için işine yaramadı mı? Bu durumda farklı bir rota çözmeyi düşünebilirsin. Yukarıdaki adımlara ek olarak aşağıda paylaşacağım yöntemleri kullanmaya çalışabilirsin. Endişe ve kaygılardan kurtulma konusunda işe yarayacak bu yöntemler tek başlarına işe yaramazlar. Onları bir önceki başlıktaki yollar ve bir sonraki başlıktaki alışkanlıklarla desteklemelisin.

1. Alışkanlıklarını gözden geçirmelisin

Endişe ve kaygılardan kurtulmak istiyorsan gerçek anlamda sağlıklı olan alışkanlıklara ihtiyacın var demektir. Facebook haber akışında geçirdiğin zamanın zihinsel sağlığına %1 oranında bile katkısı varsa buna şükretmelisin. Aynı durum Twitter, Instagram ve diğer güncel paylaşımlar yapan yerler için de geçerlidir. Bu alışkanlığına son vermeyi düşünmelisin.

Elbette modern dönemin tek olumsuz alışkanlığı teknolojiyi gerektiğinden fazla kullanmak değil. Alkol, sigara ve uyuşturucu gibi zihninde çeşitli gerçekçi olmayan düşünceler uyandıracak hemen hemen her şey senin için zararlı durumdadır. Bu alışkanlıklara son vermen gerekir. Profesyonel destek alarak çeşitli terapiler eşliğinde bunu başarabilirsin.

2. Biraz gevşemeye çalışmalısın

Ortada bir sağlık problemi varsa adını ne koyarsan koy temel etken kesinlikle bellidir. Bu temel etkenin stres olduğundan emin olabilirsin. Bir hastalığa sahip olduğunda iyileşip iyileşemeyecek olmanı büyük oranda stres ile başa çıkma konusunda yapacakların belirler. Stres kaynağını ortadan kaldırmayı başarabilirsen (en azından musluğu biraz kapatabilirsen) sağlığın için çok değerli bir adım atmış olursun.

Sağlığının olumsuz olmasına neden olacak bir diğer etken ise endişedir. Endişeli olduğun zaman belirli şeyleri gerçekleştirme konusunda problem yaşarsın. Çünkü kafanın içinde çizmiş olduğun senaryo sana onun kötü bir şekilde sonlanacağını söyleyebilir. Biraz gevşemeye ve kendini rahatlatmaya çalışmalısın. Ne kadar kuralcı birisi olursam olayım birkaç masum kuralı çiğnemekten zarar gelmeyeceğini kolaylıkla itiraf edebilirim.

3. Kendini meşgul tutmalısın

Bu öneriyi Amanda L. Chan‘den ödünç aldığımı söylemeliyim. Onun paylaştığı bilgilere göre, İngiltere’de yapılan bir araştırma, elleri ve zihni meşgul eden faaliyetlerde bulunmak, travmaya sebebiyet veren deneyimlerde geriye dönüşü engelleyebilme potansiyeline sahipmiş. Her ne kadar çalışma günlük endişeler ve kaygılar üzerinde bir araştırma olmasa bile değerli bir yaklaşım olarak ele alınmalıdır.

Burada belirtilmek istenen aslında ellerini ve özellikle zihnini bir şekilde meşgul etmektir. Zihnini meşgul ettiğin zaman ona endişeleri ve kaygıları ön plana çıkartma konusunda pek fırsat tanımamış olursun. Dolayısıyla bu sana geçici bir süre endişelerden ve kaygılardan uzak durma imkanı verir. Bu yöntemi kendini çok yoğun bir biçimde endişeli hissettiğinde kullanmanı öneririm.

4. Bilinçlenmeyi bir adım öne çıkarmalısın

Endişelerden ve kaygılardan dolayı kafanın içine sıkışıp kaldığın zaman hayattan mahrum kalabilirsin. Bunun en son isteyeceğin şey olacağından oldukça eminim. Arkadaşlarını, karşına çıkacak fırsatları ve dünyada yaşanan tüm iyi şeyleri kaçırman söz konusu olabilir. Eric Barker‘ın dediği gibi endişenin bir bedeli vardır ve bu bedel gerçek anlamda büyük bir kayıptır. Bu nedenle bilinçlenmeyi bir adım öne çıkarmalısın.

  • Bilinçlenmek için kendini geliştirmeye çalışmalısın: Olanları kabul etmeyi, onları tanımlamayı ve odak noktanı yönlendirmeyi denemelisin.
  • Duyguları hissetmelisin: En tehlikeli duygu bilmediğin bir şey seni etkilediği zaman ortaya çıkan duygudur. Endişe ve kaygı baş gösterdiğinde yaşadığın duyguyu anlamaya çalışmalısın.
  • Sakınmaktan kaçınmalısın: Sakınmak iyi bir davranış değildir. Endişelerine seni kontrol altında tutma izni vermiş olursun. Maruz kalmak çok daha doğrudur ama bunun kontrollü yapılması gerekir.
  • Belirlemeye çalışmalısın: Endişeler sürprizleri severler. Duygularını öğrendikten sonra onların seni etki altında bırakmasına izin vermemelisin.
  • Etkileşime geçmelisin: Kendini deneyim havuzuna bırakmalı ve tüm olağan dikkatini toplamalısın. Kafanın içinden çıkıp dünyaya geri dönmelisin.
  • Duyguları değerlendirmelisin: Duygularını araştırmalı ve kabul etmelisin. Endişelerin yavaş yavaş ortadan kaybolduğunu fark edeceksin.
  • Cesaretle hücuma geçin: Gerçekten bir şeyi yapmaktan korkuyorsan ve endişe duyuyorsan onu yapmalısın. Gerçekleştirdiğin şeyin düşündüğün kadar korkutucu olmadığı gerçeğiyle tanışmış olacaksın.

Korku gerçekten doğal bir duygudur. Elinde bıçak olan bir insandan korkman gerekir. Ancak kaygı ve endişe düşüncelerden korktuğun anlamına gelir. Böyle okuduğun zaman “ama çok saçma” diyebilirsin. Ama gerçeğin bu olduğunu bilmelisin. Aksi taktirde endişelerin büyüyüp güçlenmesine ve seni hapsetmelerine yardım etmiş olursun.

5. Düşüncelerini dışarıya yansıtmalısın

Endişeler ve kaygılar söz konusu olduğunda düşüncelerini dışarıya yansıtmak iyi bir fikir olabilir. Geleceğin senin elinde olmadığını kabul etmeli ve kendini şimdiki zamanda kalmaya ikna ederek gelecekte yaşanabilecek durumlarla ilgili endişe ve kaygılarını azaltmayı denemelisin. En başta atacağın en etkili adım bu olacaktır.

Zihnini yeteri kadar kontrol edemiyorsan endişe ve kaygıların çok daha fazla olacaktır. Çünkü, zihnini kontrol etmeyi başaramayan insanlar kontrolü tamamen ona bırakmışlardır. Bu durumda zihnin neyi uygun görüyorsa onu yaşarsın. Yaşanan bir olay karşısında normal şartlarda korkman gerekse bile korkmama şansına sahipsindir.

Zihnin olası bir durum veya bir unsur hakkında fikrini sen onunla karşılaşmadan önce ortaya koyar. Yavaş yavaş endişe ve kaygıların kendini göstermeye başlar çünkü zihninin beklentisi bu yöndedir. Korkmama ve endişe duymama şansın olsa bile bu şansı baştan kaybetmiş olabilirsin. Bu nedenle yapman gereken düşüncelerinin üzerinde hakimiyet sahibi olmaya çalışmaktır.

6. Endişelere ve kaygılara mesafe koymalısın

Sahip olduğun korku, endişe ve kaygılar ile mücadele edebilmenin en iyi yolu bu hislerle aranda mesafe oluşturmaktır. Bir durumla karşı karşıya kalman ve sonucunda endişe hissine kapılman normal bir durumdur. Buna rağmen, pozitif düşüncelerle kendinizi ikna etmeyi başardığın sürece ilgili histen uzak durmayı başarabilirsin.

  • Birkaç dakikalığına yalnız kal. Seni rahatsız edebilecek hiçbir unsur olmasın. Telefon gibi rahatsızlık duymanı sağlayacak veya dikkatinin dağılmasına neden olacak etkenlerden uzaklaş ve düşünmeye başla. Düşünmeye başlar başlamaz aklına gelen her şeyi ezberlemeye çalış.
  • Birkaç dakika sonra gözlerini aç ve düşüncelerini tek tek not etmeye başla. Aklında kalan her şeyi not etmelisin. Ayrıntılar dahil olmak üzere birkaç dakika içerisinde aklından geçen her şey önünde kağıtta olmalıdır. Bu işlemi tamamladıktan sonra bir sonraki adıma geçiş yapabilirsin.
  • Orada mısın? Birkaç dakikalığına aklından geçen her şeyi not aldın değil mi? Bunu yaptıysan az önce aklından geçen tüm düşünceleri takip etmeyi başardın demektir. Senin dışında bu düşünceleri bilen birisi var mı? Etrafına iyice bakın, kimse yok öyle değil mi? Evet yok!
  • Bu adım bildiklerimizi gözden geçirme adımıdır. Tekrar ediyorum, düşüncelerini sadece sen takip edebilirsin. Zihnin kendi kendini takip edemez veya kafanın içinde yer alanları senden başkası bilemez. Dolayısıyla düşünürken düşüncelerini takip etmeni sağlayan bir etken söz konusudur. Bu etken bilinçli olmaktır.

7. Endişe ile ortaya çıkan korkuyu azaltmayı denemelisin

Mevcut durumunu olabildiğince açıklayıcı olacak şekilde ve detaylara yer vererek tanımlaman gerekir. Burada başkalarının örneklerinden değil tamamen kendi örneklerinden ilerlemen gerekir. Şimdi seni tekrardan düşünmeye bırakıyorum. Seni endişelendiren şu anda içinde bulunduğun durum mu? Yoksa bu durumdan dolayı ortaya çıkabilecek olası durumlar mı?

Sana bir iyilik yapayım. Aslında şu andaki durumu kabullenmiş bir haldesin ama geleceğe yönelik planlar içerisinde olduğun için mevcut durum nedeniyle ortaya çıkması olası hemen hemen her şey hakkında endişe duyuyorsun. Bu endişelerin her birisi her koşulda sana olumsuz düşünce olarak geri döndüğünden her seferinde biraz daha kaygılanmaya başlıyorsun.

Olumsuz düşüncelerden olumlu düşüncelere doğru hareket edebilmek pek kolay değildir. Bunun için gerekli bilgilere ve kabiliyete sahip olmalısın. Bu konuda size kitapların nasıl yardımcı olabileceğinden birazdan bahsedeceğim ama şimdi hikayemizi yenileme konusunda bir adım atmalıyız. Yapman gereken en başta yazdığın hikayeyi olumsuz düşünceler olmadan tekrar yazmaktır.

8. Endişeli düşünceleri kabul etmelisin

Bazı durumlarda endişenin ve kaygının yoğunluğuna göre ondan kurtulmak çok kolay olmayabilir. Bu tip durumlarla karşı karşıya kaldığını düşünüyorsan ilk yapman gereken endişeli düşünceleri kabullenmek olmalıdır. Endişeyi kabullenmeyi reddedersen onu yenmeyi veya endişeyi gidermeyi hiçbir şekilde başaramazsın.

  • Hiçbir zaman neden endişeli olduğunu tam olarak bilemeyeceğini kabullenmek zorundasın. Her koşulda önümüze çıkan problemi çözmek için çaba gösteririz. Fakat önümüze çıkan her problemin tek aşamalı olacağının garantisi yoktur. Seni endişeye iten düşünceler birden fazla faktörün bir araya gelmesiyle oluşmuşsa asıl sebebi bulabilmen çok güç olacaktır.
  • Herkesin bir tür endişeye sahip olabileceğini kabul etmelisin. Endişeli olduğun zaman kendini hep evrenin merkezinde hissedersin. Yaşadığın kaygıyı, endişeyi ve korkuyu kimsenin yaşamayacağını düşünürsün. Bu yaklaşım baştan aşağı yanlıştır. Dünya üzerinde yaşayan milyarlarca insanın bir kısmı senden daha fazla endişeli olma potansiyeline sahiptir.
  • Endişeye sahip olmama fikrini kafandan atmalısın. Her insan endişeye sahip olabilir ve aslına bakarsan endişe hayatın bir parçasıdır. Endişeli olmaktan değil hayat boyu herhangi bir endişeye sahip olmamış olmaktan korkmalısın. Bazı şeyleri çok daha iyi hale getirmek için zaman zaman endişe fazlasıyla işe yarayan bir harekete geçirici unsurdur.
  • Endişe ile mücadele ederken ondan bıktığını hissetmelisin. Bu bıkkınlığı hissetmezsen ondan kurtulman çok daha zor olur. “Endişe nasıl giderilir?” diye düşünmek yerine “endişeden nasıl bıkılır?” diye düşünmenin yollarını bulmalısın. Yaşadığın endişeden bıktığın gün ondan kurtulmak için ihtiyacın olan gücü keşfetmeyi başarabilirsin.

Endişe ve kaygılardan kurtulmak için 8 alışkanlık

Endişe ve kaygılarla mücadele etmek isterken zaman zaman tek başına kalabilirsin. Aslında en can acıtıcı kısım burasıdır. Zihninin içinde dönen düşünceler seni sarmalamaya başladığı zaman onları durdurma konusunda sıkıntı yaşarsın. Aşağıda yer alan huyları edinebilirsen yani hayatına dahil edebilirsen endişe ve kaygılarından kurtulma konusunda önemli bir adım atmış olursun.

1. Endişelendiğin şeylerin çoğu gerçekleşmeyeceğini bilmelisin

Bu aslında çok ama çok basit. Zihninin işlemiş olduğu en kötü senaryolar çoğu zaman hayata geçmezler. Endişelerin ortaya çıkmaya başladığı zaman kendine “Hayatımda meydana geleceğinden korktuğum şeylerin kaç tanesi yaşandı?” sorusunu sormalısın. Alacağın cevap seni biraz şaşırtacaktır. Çünkü, önceden endişe ve kaygı durumunda olan ama sonradan yaşanmış çok az durumun olduğunu göreceksin.

Üstelik yaşananların etkisi düşündüğün kadar korkunç, üzücü veya güçlü olmayacaktır. Endişeler sadece kafanın içinde dolaşırlar ve seni savunmasız yakaladıklarında darbeleri bir bir indirirler. Düzenli olarak kendine yukarıdaki soruyu sorarsan sakin kalmayı başarabilirsin. Elbette tamamen kaygısız ve endişesiz biri olmak zordur. En azından bu düşünceleri azaltmayı başarabilirsin.

2. Belirsiz korkuların dünyasında kaybolmaktan kaçınmalısın

İnsanın en büyük motivasyonu korkudur. Ondan daha güçlüsünü gerçekten görmedim. Bir obsesif-kompulsif bozukluk hastası olarak bunun ne anlama geldiğini gayet iyi biliyorum. Netlikten yoksun olduğunda karşılaşacağın tek şey abartılı kaygılar ve çeşitli afet senaryoları olur. Bu yüzden, endişelerin oluşmasına neden olan duruma karşı yaklaşımını değiştirmelisin.

Yapman gereken “Olabilecek en kötü şey nedir?” sorusunu aklına getirmelisin. Bu soruyu cevapladığın zaman biraz rahatlarsın. Çünkü bir şeyler kötü gittiğinde neler yapabileceğini araştırmaya başlarsın. Genelde gerçeklik ile hayal arasında büyük farklılıklar olur. Gerçeği netleştirmeyi başarırsan, zaman ve enerji kaybını azaltmış olursun.

3. Başkasının aklını okumaya çalışmamalısın

Birisinin aklını okumak muazzam bir yetenektir. Ancak bu yetenek aynı oranda kabiliyet ve beceri gerektiren bir iştir. Sıradan bir insan olarak (üstün yetenekli olmayan) birinin aklını okumayı denemek pek işe yaramaz. Bunun yerine elde edeceğin sonuç, zihninde aşırı abartılı ve dünya üzerinde yaşanabilecek en feci senaryoyu oluşturmak olur. Kendine bu kötülüğü yapmamalısın.

Endişeler ve kaygılar baş gösterdiklerinde yanlış anlaşılmaların oluşma ihtimali çok daha yüksektir. Bu nedenle ne sormak istediğini karşındaki kişiye en net şekilde sormalısın. Bunu yaptığın zaman ilişkinde ve iletişiminde açıklığı teşvik etmiş olursun. Ayrıca, birçok gereksiz çatışmadan ve olumsuzluktan uzak durabilir ve daha mutlu olabilirsin.

4. Mantıklı düşünemeyeceğin anlarda kendini durdurmalısın

Hayat basit değildir. Genel olarak tek bir duyguyla baş etmemiz gerekse galip gelebilme olasılığımız çok daha yüksektir. Fakat hayat bu kolaylığı bize sağlamaz. Endişe geldiği zaman stresi hemen yanına çağırır. Stres korkuyu tetikler. Korku içine kapanık olmana neden olur. İçine kapanık olmak kabuğuna çekilip dış dünyayla iletişimi geçici olarak kesmen anlamına gelir.

Bunlar sürekli yaşanan şeylerdir. Duygular üzerine doğru hücum ettiği zaman mantıklı düşünme kabiliyetini kaybedersin. Dolayısıyla bu tür durumlarda düşünmeyi bırakmalısın. Uyumak istiyorsan uyumalısın, kafanı dağıtmak için kitap okumalısın veya oyun oynamalısın. Tek yapman gereken seni endişeye teşvik edebilecek o durumdan bir süre uzak durmaktır.

5. İnsanların, seni ve yaptıklarını düşünmeyeceğini bilmelisin

Unutmaman gereken bir şey var. İnsanlar seni ve senin yaptıklarını, senin kadar düşünmezler. Başkalarının senin hakkında ne düşündüklerini düşünerek bu hayatı yaşayamazsın. Bu zihninin daima dolu olması anlamına gelir. Buna bir son vermelisin. Bu tür endişeler oluşturmak yerine evcil hayvanları, çiçekleri ve eğer varsa sevgilini/eşini düşünmeyi denemelisin.

Bir şeyler yaptığın zaman insanlar ne düşünür veya ne söyler diye düşünmemelisin. Başkalarına göre hareket etmek yapacağın en son şey olmalıdır. Bu tür düşünceler seni hayatta geri tutacaktır. Zihnin daima dolu olacağı için rahat edemezsin. Bu şekilde davranırsan her zaman endişe ve kaygı dolu bir düşüncenin ortaya çıkmasına zemin hazırlamış olursun.

6. Bol bol hareket etmeli veya egzersiz yapmalısın

Hareketsiz kaldığın zaman kendine zarar vermiş olursun. Hem zihinsel hem fiziksel anlamda kendine yapacağın bu kötülük beklemediğin yan etkilerin oluşmasına neden olabilecektir. Zihninde oluşan gerilimleri dışarı çıkarmak için yapman gereken bol bol hareket etmek veya egzersiz yapmaya çalışmaktır. Böylece zihnin ve fiziksel durumun arasında bir denge kurabilirsin.

Bu tür bir durumda egzersiz yapmayı tercih edeceksen Henrik Edberg‘in tavsiyesini dinlemeni öneririm. Ona göre, egzersiz yaparken hafif bile olsa ağırlıkla çalışmanın çok daha verimli sonuçlar almanı sağlar. Egzersiz yaparak daha güçlü bir vücut oluştururken aynı zamanda zihnini dinç tutmak için önemli bir pratik geliştirmiş olursun.

7. Endişeyi dışarı salmalısın

Eskiden büyüklerim böyle söylerlerdi. Ne zaman bir köşede sakin ama sıkıntılı bir biçimde otursam “Şu çocuğu salın dışarı biraz hava alsın böyle çocukluk mu olur?” diyerek annemi ikna ederlerdi. Dışarı çıktığımda hava almış ama aynı zamanda biraz rahatlamış olurdum. Endişe ve kaygılar için benzer yaklaşımı deneyebilirsin.

Bunun sebebi endişe ve kaygıların aslında zihninde birikmiş bir enerjiye benzemeleridir. Bu enerjinin sürekli içeride kalmasına neden olursan zaman içerisinde büyür ve artık kabına sığmaz durumunda olur. Sonuç mu? Onunla baş et etmek için çok daha büyük bir çabaya ihtiyaç duyarsın. Bunun yerine endişelerini başkalarıyla paylaşmalısın. En olmadı anonim bir blog açıp düşüncelerini orada yazmalısın.

8. Şimdiki zamana odaklanmalısın

Bu öneriyi sana pek çok kişinin sunduğundan eminim. Arkadaşların, sevgilin, eşin, ailen veya profesyonel yardım aldığın uzmanlar sana anı yaşamak diye bir şeyden söz etmiş olabilirler. Bunu bir de benden duy istiyorum. Şimdiki zamana odaklanmak zorunda olmanı gerektiren en önemli durum geçmiş ile gelecek arasındaki bağı kopartmaktır.

Sürekli geçmişi düşünürsen gelecekle ilgili kaygılarını ve endişelerini sürekli beslemiş olursun. Hep bir senaryo oluşturur ve onun izinden gidersin. Bunun yerine şimdiki zamana odaklanmalısın. Sadece birkaç dakikalığına susup çevrendekileri takip etmeye çalışmalısın. Anı hissetmeli, görmeli, koklamalı ve duymalısın. Bu kaygılarını ortadan kaldırma konusunda sana fazlasıyla yardımcı olacaktır.

Paylaşmaya ne dersin?
Kaan Karadeniz
Kaan Karadeniz

İstanbul Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi bölümünden mezunum. Yazı yazmayı ve araştırma yapmayı seviyorum. Psikolog, terapist, astrolog veya yaşam koçu değilim. Hedefim insanların hayatlarına değer katabilecek bilgileri onlarla buluşturmaktır.

93 Comments

  1. Merhaba benden dört yaş küçük bir tanıdığım bana çıkma teklif etti ben onu sadece kardeşim olarak görüyorum ancak o tekrar teklif etti ve durum beni rahatsız ediyor çünkü düşününce gerçekten sadece benim kardeşim gibi görüyorum son zamanlarda içime bir sıkıntı düştü suanda hayatımda kimse yok ya bı an yanlış karar verip teklifini kabul edersem diye bunun sonuçlarını düşünmek beni son derece rahatsız ediyor. Dönüp baktığımda ona karşı içimde hiçbir his yok ancak bu konuda çok endiseliyim lütfen yardımcı olur musunuz?

    • Merhaba,

      İstemiyorsanız reddedin. Tekrar sorarsa tekrar reddedin. İstemediğiniz bir şeyi yapmak zorunda değilsiniz. Hatta sırf boşlukta olduğunuzu düşünerek hiç kabul etmemelisiniz. Bakın ben yaklaşık 3-4 yıldır aynı durumdayım. Ama bu durum kapımı çalan ilk kişiye evet diyeceğim anlamına gelmiyor. Sabırlı olmalısınız ve bir şekilde karşıdaki kişiye olmayacağını anlatmalısınız. Yoksa ısrarları sürecektir. Net olmanız gerek. Eğer şiddet falan göreceğinizden korkuyorsanız güvensiz ortamlarda yer almamaya çalışmalısınız. Bunun dışında yapabileceğiniz başka bir şey yok maalesef.

  2. Merhaba ben 2017 yazında dedemi kaybettim kendi evimizde gözlerimizin önünde ambulans geldi götürdü ben bir şey olmaz her zamanki tansiyon yüksekliği diye düşündüm yoğun bakıma aldılar yine de iyileşir diye düşündüm endişe etmedim ama yoğun bakımdan 10 gün çıkmadı anneme ben de görmek istiyorum dedim sevdiğin ya da en basitinden tanıdığın bi insanı bile yoğun bakımda o borular içerisinde görmek çok acı verici sonra da dedemi.kaybettik çok ağladım çok üzüldüm çünkü yakınımdan birini kaybetmek ne demek bilmiyordum hayatı o zamana kadar bi baloncuğun içinde yaşamıştım her neyse o yaz ben unv kazanmıştım şehir dışında ilk defa ailemden bu kadar ayrı kaldım cunku sehirler cok uzak her neyse bir sekilde basladim okula sevdigim bolumdu zaten sevmesem o.kadar uzaga gitmezdim yurtta kaliyodum yemekler.kotuydu ben zaten artik dedemden dolayi stresli bi insan olmust um o.zamana kadar son derece vurdum duymaz olan ben asiri takintili karamsar ve stresli biri oldum işte o sene yemekleri dert ettim midem çok kötüydü hep bulanıyodu hep ağrı çekiyodum sancılanıyodu hayat zehir gibiydi gitmediğim.doktor kalmadı senenin sonunda ailemin yanina gittjm zaten onlar da uzakts oldugum icin cok endiseleniyolardi annem de evhamli bir insan cok uzuluyo ben boyle seyler yasayinca o senenin yazinda endoskopi oldum hafif siddette pangastrit cikti doktora sordum neden bu kadsr aci cekiyorum o da stresliysen gayet de cekerdin psikiyatriye git dedi ben gitmedim sonra mide ilsclari kullandim en agirlarindan bitirdim onlari midem gecti gibi biseydi ama tam degil ikinci senedeyim su an Allaha sukur midemde asiri stres yapmadigim surece bir sey yok istahimda yerinde gecen senenin aksine ama bu sene baska sorunlar basladi her sene bi sorunla ugrasiyorum bu sene uyuma problemlerim basladi gogusumde baski hissediyorum bu aralar cok fazla carpintim var geceleri vucudum sanki refleks olarak hep endise halinde ve ben artik.cok sıkıldım bi care ariyorum uyku ilaci kullandim ama cok az ilac falan da kullanmak istemiyorum bana psikoterapi onerdiler ama okudugum yerde dogru duzgunbu egitimi alan birini bulabilcek myim merak ediyorum zaten ogrenciyim seanslar cok pahali her neyse ben cok karamsar bir insan oldum.ve aslinds bir bucuk senedir dusundugum sadece kendi sorunlarim kendi sorunlsrimi takmak cok kotu oldugumu hissetmek ve hep.karamsar olmak eski halimi.ozlemek ya da eski halime donecegime inanmamak vs boyle biri oldum ve cok cektim artik bunlar bitsin istiyorum seneye yeni bi sorun istemiyorum her sey dedemle başladı ama ondan sonrs dedemden tamamen alakas8z olarak sorunlarim cok uzadi ve hic gecmedi taktikca taktim kendimi hep sorunlu olarak.gordum sukrediyorum yine de . Bana eski halime donmem icin verebilecegiiniz icten ve gercek tavsiyeler var mi varsa lutfen soyleyin gercektrn ihtiyacim var simdiden tesekkur ederim

    • Merhaba,

      Öncelikle Allah dedenizin taksiratını affetsin diyeceğim. Sizin sorununuza veya problemlerinize gelirsek maalesef bu duruma kendi elinizle gelmişsiniz. Size ilk psikiyatr önerildiğinde gitmeniz gerekirdi. Anlattıklarınızdan yola çıkarak söylüyorum bunu, belirli bir travma sürecine girmişsiniz ancak bunu atlatmayı başaramamışsınız. Bu nedenle hala zihninizde baskı hissediyorsunuz ve bu baskı aslında vücudunuzda çeşitli tepkilerle ortaya çıkıyor. Mide ilacı içmek, uyku ilacı içmek yerine psikiyatra gidip ondan yönlendirme almanız çok daha doğru olur.

      Tabi sizi bir konuda uyarmam gerekir. Psikolog ile psikiyatr mesleklerini birbirine karıştırmamalısınız. Psikiyatr sizi dinler, problemlerinizi anlamaya çalışır ve iyileşmeniz için size yönlendirmelerde bulunur. Gerekirse ilaç yazar ve durumunuzu kontrol etmeye devam eder. Psikolog ise sizinle terapi gerçekleştirir. Daha çok bilinçlenip problemlerin üstesinden gelmenizi sağlarlar. Çoğu psikolojik rahatsızlık durumlarında her ikisinden destek almanız gerekebilir. Bazen ise sadece psikolog yeterlidir.

      Allah yardımcınız olsun. Dediğim gibi, ben sizin bir kayıp sonrası travma yaşadığınızı ve oradan çıkmayı başaramadığınızı düşünüyorum. Bunu aşmak için profesyonel destek almanızı tavsiye ediyorum.

      • Ben kaybettiğiniz dedenizin yaşındayım belkide ben de yakında öleceğim, bunu hiç dert etmiyorum, arkamda bıraktıklarımın da üzülmemeleri için (bilhassa eşimin) tavsiyelerde bulunuyorum! Üsteki yorumumu okursanız üst düşünceye geçmenizi tavsiye ederim. Üst düşünce, bana göre bedeni hiçe sayan ruhsal bakıştır. Yani, herkesin bedeni ölecek ve biz de eninde sonunda bunu kabul edeceğiz! Bu nedenle sevgilerimizin bir sınırı olmalı ki, sevdiklerimizi kaybedince fazla üzülüp stres yaşamayalım. Çünkü buradaki hayat, bedenlerimiz için devam ediyor, ölen yakınlarımızı bir yerde unutup kendi buradaki hayatımızı iyi yaşamalıyız. Zaten oradan geldik, oraya gideceğiz ve mantıken önce gelenler önce gider, istisnalar hariç!

        • Merhaba,

          Değerli katkınız için çok teşekkür ediyorum. Gerçekten fazlasıyla yardımcı oldunuz. Hem bana hem de sorunu yaşayan arkadaşlara destek olabildiğinizi düşünüyorum. 🙂

  3. Merhaba,
    Benim korkularım birsürü,ama en başta olan çok sevdiğim eşimin başina surekli kötu birsey gelicek ve onu kaybedicem hissi.Onsuz yaşayamayacağimi biliyorum bu düşunce gunluk hayatimda surekli aklimda ve eşimle geçirdigim keyifli zamanlarda bile kendi kendimi mutsuz edip sürekli aglama hissi oluşuyor.

    • Merhaba,

      Şimdi bu konuda iki farklı yorum yapabilirim. Kronik endişeye sahip olabilirsiniz veya endişe bozukluğu yaşıyor olabilirsiniz. Bunun tespitinin yapılması için profesyonel destek almanızı öneririm. Ben kendi başıma bir şeyler yapmak istiyorum diyorsanız birkaç şey önerebilirim. Bunları umarım okursunuz.

      Öncelikle bu korkunun kendi zihniniz tarafından oluşturulduğu kabul etmelisiniz. Bunun sağlık problemlerinden uykusuzluk problemlerine ve beslenme alışkanlıklarına kadar çok geniş yelpazede etki alanları mevcut. İlk olarak bunu kabul etmeli ve ardından belirli gerçeklerle yüzleşmeye çalışmalısınız.

      Ben, siz ve eşiniz dahil hepimiz ölümlüyüz. Bir gün öleceğiz, nasıl öleceğimizi bilmiyoruz ama öleceğimizi biliyoruz. Bu nedenle ölüme değil yaşamaya odaklanmalısınız. Bir başka ifadeyle nasıl yaşadığınıza dikkat etmelisiniz. Sürekli olarak kötü şeyleri düşünmek iyi şeyleri ıskalamak anlamına gelir. Hayatın pek çok farklı rengi varken siz sadece siyahı veya siyaha çalmaya başlayan griyi görebilirsiniz. Olumlu olmalı veya popüler ifadeyle pozitif yaşamalısınız. Elinizden gelenin en iyisini yapmalı ve geriye kalanı düşünmemelisiniz. Dini inancınız varsa önce Allah’a inanmalı sonra ise kendinize inanmalısınız.

      Bunları düşünmeye, uygulamaya ve anlamaya çalışmalısınız. Mutlaka faydasını görürsünüz. Eğer ilginizi çekerse endişe bozukluğuyla ilgili yazmış olduğum aşağıdaki yazıya göz atabilirsiniz. Daha fazla yardıma ihtiyacınız olursa Facebook, Twitter ve Instagram üzerinden bana ulaşabilirsiniz. Hayat boyu başarılar dilerim.

  4. Merhaba ben 20 yasındayım kaygı ve korkularım endişelerim var yazıp birazda olsun paylasmak istiyorum tek basıma kaldıramıyorum hayat bana cok ta iyi davranmadı 11 yasında babamı kaybettim ergenlik döneminde aile sorunlarım vardı biraz anlayışlı olup onları bi kenara cektim ve üniversiteyi kazanamadım işte hersey Ogün basladı belkide arkadaslarm kazanırken benm kazanamam, hayatıma giren yanlış insanlar falan ben herseyden uzaklaşmak için ailemden ayrı yasamaya basladım o anlar iyiydi bisorunum yoktu annemin beni yanında istemesinden sonra 6 ay sonra tekrar ailemin yanına geldim ve 2 senedir ailemle birlikte yasıyorum ve düzgün bi işim yok aklıma geldikçe kızıyorum kendime hayatımı değiştirmek istiyorum yeni bi hayat kurmak istiyorm olumsuzluklar uzak en önemlisi bu sorunlar yüzünden saçlarım dökülmeye basladı bunun içinde üzülüyorm

    • Merhaba,

      Bu problemlerin temel sebebi hayatınızda bir akış planının olmaması. Bir bakıma karşınıza ne çıkarsa ona göre yolunuzu tekrardan çizmeye çalışıyorsunuz. 20 yaşında olduğunuzu söylemişsiniz o halde üniversite sınavına tekrardan hazırlanıp hayatınızı düzene sokmaya başlayabilirsiniz. Hiçbir şey için geç sayılmaz. Madem işiniz yok, madem ailenizin yanınızda kalıyorsunuz bu durumda boş vaktiniz olacaktır. Bence bunu üniversite sınavına ayırmalısınız.

      E-posta: [email protected]
      Facebook: http://www.facebook.com/Grisayfalar
      Twitter: https://twitter.com/grisayfalarcom

  5. merhaba; ben karda yolda yürürken takılıup vs çok düştüm artık düşmemeik için çok fazla dolanmıyorum çalışıyorum ama çok zor oluyor yine insanların içinde düşücem gibi korkuyla kaçınıyorum hep düşme anları aklıma geliyor düşmekten aşırı korkuyorum psikoloğa gittim biraz iyi gibiydim ama yine cesaretim kırıldı yürümekten çok korkuyorum korktukça düşüyorum ama engelleyemiyorum

    • Merhaba Simge Hanım,

      Öncelikle geçmiş olsun. Tam olarak ne yaşadığınızı bilmesem bile neler hissettiğinizi az çok tahmin edebiliyorum. Size yardımcı olabilmek isterim ama öncesinde gittiğiniz psikolog size neler önerdi bunu bilmem gerek. Aynı zamanda durumunuzla ilgili neler söylediğini bilemeyeceğim için ezbere yorum yapmak istemem.

      Sağlıcakla kalın, hayat boyu başarılar dilerim. Dilediğiniz zaman yorum yaparak, e-posta veya Facebook yoluyla iletişim kurarak bana ulaşabilirsiniz.

      E-posta: [email protected]
      Facebook: http://www.facebook.com/Grisayfalar

  6. Benim 3 yaşında oğlum var eşim yada ailesinden biri dışarı cikarttiginda oğlum için çok endiseleniyorum acaba başına bir kaza yada olay gelirmi diye bu korkumu bir türlü yenemiyorum ve evde huzursuzluk çıkıyor yardimci olabilirmisiniz pozitif düşünmek istiyorum ama olmuyor

    • Merhaba Esra Hanım,

      Öncelikle şunu söyleyeyim muhtemelen “helikopter ebeveyn” denilen gruba dahilsiniz. Bu konuda biraz araştırma yapmanızı öneririm. Ben çok bilgili olmadığım için ne söylesem eksik kalır veya yanlış olur. Bu nedenle araştırma yaparak bilgi edinmenizi tavsiye ederim. Edindiğiniz bilgilerden sonra aşağıdaki adımları takip edebilirsiniz ama bunların bilgilendirme amaçlı olduğunu, detaylardan biraz uzak kaldığını unutmamalısınız.

      1. Bir şeyi yapmaları için çocuğunuza sadece bir kez hatırlatma yapmalısınız.
      2. Onu kontrollü bir biçimde kendi haline bırakmalı ve sorunlarla mücadele etmesini sağlamalısınız.
      3. Çocuğunuzun yaptığı her hatada sorumluluk almayı reddetmeyi denemelisiniz.
      4. Hata yapmalarını sağlamalı ve hata yaparak öğrenmelerine destek olmalısınız.

      Bunlar takip edilebilir basit adımlar ama siz endişe boyutunu epey abarttığınız için önce o kısmı çözmeyi denemelisiniz. Her zaman en kötü senaryoyu aklınıza getirdiğinizi düşünüyorum. Bu doğal ve yapmanız gereken bir şey ama her zaman en kötü senaryonun gerçekleşeceğine inanmamalısınız.

      Sağlıcakla kalın, hayat boyu başarılar dilerim.

      • Anneler oğullarını, babalar da kızlarını daha çok sever. Freud’un tespiti zannederim. Oğlunuzu çok sevmeniz hem size, hem de oğlunuza zarar verecektir. Bunun örnekleri yıllarca yaşandı. Sevmeye engel olmaktan ziyade, az sevmeyi kabullenmeniz gerekir. Zira, oğlunuz bir gün evlenecek, sizi terk edecek, ya da iş için başka yerlere gidecek! Aslında onu çok sevip endişelenmeniz kendi arzunuzdan kaynaklanmaktadır. O arzunun nedeni ise, bir çeşit egoizmdir. Çünkü onunla daha çok mutlu oluyorsunuz, sanki başka mutluluklar yokmuş gibi! Bu nedenle her şeyin geçici olduğunu aklınıza yazın, en azından bir kız oğlunuzu sizden ayıracak, nasıl siz kocanızı anasından ayırdı iseniz. Son cümle teşbihtir!

  7. Ben bi kaç ay önce bir uygulamadan tanıştığım biriyle korkularımı falan konuştum sonra bu kişi beni seviyo gibi geldi numarasını verdi bende arkadaşıma gizliden arattırdım beni sordurdum arkadaşımla kavga ettiler telefonda bana yazdı beni biri aradı şikayet etcem ben dedim benim arkadaşım falan yazma bana dedi sonra ben suçluluk hissedip instadan yazdım buna o dediki sana ödeticem bunu 5-10 yıl bekle sen intikam alıcam bende şimdi bunu düşünmeden duramıyorum ne yapabilirim aklımdaki korku ben şuan 18 yaşımda değilim acaba 18 yaşımda mı bişey yapcak savcılığamı vercek bana ne yapıcak karşkma çıkarmı beni bulabilirmi beni bi yetde rezil mi edicek korkum bu bana ne yapıcak aynı ilde yaşamıyoruz ama yinede aklım buna takılı lütfen bu yoruma cevap verin aklımdan çıkmıyo bunun yüzünden gelecek korkum başladı napsam bilemiyorum cevap verin lütfen

    • Merhaba,

      Korkularınızın devam etmemesi için bu sorunun çözülmesi gerekir. Bir uygulama üzerinden insanlarla tanışma ve romantik ilişkide bulunmak yanlış bir tercihtir. Öncelikle bunu kafanızdan silip atmanızı öneririm. İkincisi söz konusu kişinin tehdidi konusunda ciddi olduğunu düşünüyorsanız en yakın zamanda polise gidip suç duyurusunda bulunmanızı tavsiye ederim. Böylece yaşadığınız duruma önlem aldığınız için korkularınız biraz olsun azalacaktır.

      Dürüst olmak gerekirse bu tür tehdit türü söylemleri pek takmamak gerek. Genelde insanlar o tür uygulamaları eğlencesine kullanmaktadırlar. Dolayısıyla dün ne yediğini hatırlamayan sürüyle insan bulabilmeniz mümkündür. Ben bu tehdit durumunun gerçeği yansıtmadığını ve ilgili kişinin 5-10 yıl sonra sizi aklına bile getireceğini düşünmüyorum. Ancak tedbiri elden bırakmamak gerektiğini de yineliyorum.

      Sağlıcakla kalın, hayat boyu başarılar dilerim.

  8. Açıkçası birkaç ay önce bi blog okumaya başlamıştım “alfa erkek” tarzında bi blog sitenin adı “They Call Me Alpha” bu konu hakkında işin çoğu inceliğiyle beraber bilgiler veriyordu bende etkilendim açıkçası kim böyle bir profil olmak istemez ki şeklinde düşündüm kendime uyarladığım şekilde uygulamaya başladım birkaç bahsettiği şeyleri. Yani kişiliği betimlerken aralarından kendim için uygun gördüklerimi aldım ve uygulamaya başladım. Bu siteyede arkadaşımın bana bazı davranışlarımın bu profile benzediğini söylemesiyle başladım. Fakat gün geçtikçe kendimi blogda bahsedilen “Beta” karakterine benzetmeye başladım bu karakter tipinde ise biraz daha sorunların olduğu ve kabullenemeyeceğim pasif, basit, popülaritesi az olan özellikleri vardı biraz kendimi kandırdım aslında iki profile de uymama gerek olmadığını ve hayatında bunlardan ibaret olmadığını kavradım fakat sonrasında kendim için mutluluk kavramını değiştirdim. Motivasyon! Ve neredeyse tüm içtenliğimle buna inanarak kendimi motive edemediğimi, eski yeteneklerimin (insanlarla etkili iletişim, manipülasyon, neşe vb.) artık kendimde olmadığını ve bunları yitirdiğime inanmaya başladım sonrasında pes etmiş bir halde kendimi diğer insanlardan uzaklaştırdım “hayatta önemli olan tek bir kural var ve o da mükemmel hissetmek”diye düşünmeye başladım. Üstesinden gelemediği açıkçası gelmek içinde uğraşmadığım arzularım var mesela popüler olmak beğenilmek sevilmek ki bunlara normal standartlar çerçevesinde çoğu insandan fazla şekilde sahip olmama rağmen daha fazlasını istiyorum tabii bu da bir arzu. Toplumun kendilerine “işte bu! ” diye dayatmış olduğu tiplemeler için çabalıyorum kendimi o şekilde görmek istiyor ve çabalamadığım için başaramadığımı bildiğim için de kendime sorun ediyorum açıkçası sorunlarımın çoğuna çözüm bulabiliyorum fakat kendimi inandırdığım şeylerden vazgeçmek biraz zorluyor beni biraz yardımına ihtiyacım var umarım cevaplarsın.

    • Merhaba,

      Aslında kendi cevabını kendin vermişsin. Bana pek bir şey kalmamış. “Mükemmel olmak” diye bir şey söz konusu değildir. Hiçbir insan mükemmel olamaz. Bu hayatta mutluluk arzun varsa beklentilerini elinde bulunanlara göre ayarlaman ve yeniden düşünmen gerekir. Bir başka ifadeyle bahçende elma ağacı varken armut ağacının gölgesinde uyumayı hayal etmemelisin. Biraz daha gerçekçi, biraz daha özverili düşünmeye çalışmalısın.

      Alfa ve beta gibi konulara ise hiç girmek istemiyorum. Erkeklerin son zamanlarda en büyük tutkusu alfa olmak ama nedense beta olmaya başladıklarını fark edince iş işten geçmiş oluyor. Alfa erkek olabilmek için tek başına kişiliğini ortaya koyamazsın. Kendini bu yöne doğru çektiğin zaman çevrenin de bununla uyumlu olmasını sağlamalısın veya çevren en başından alfa erkek statüsüne uygun olmalıdır. Bunlar olmadan bu hedefini yerine getirmen mümkün değil. Çok ama çok fazla değişim gerekir ve en önemlisi değişimlerin büyük bir kısmı kendi kontrolünün dışında olacağından elde edeceğin sonuç başarısızlık olur.

      Sana önerim mutluluk tanımını beklentilerini değiştirme yoluyla yeniden yapmaya çalışman olacaktır. Aksi halde bu hayatta mutluluğun peşinden giderken kendini hep çaresiz hissedebilirsin.

      Sağlıcakla kalın, hayat boyu başarılar dilerim.

  9. Merhaba benim bi zombi korkum var ve ben bu korkumu yenemiyorum okuldayken bi arkadaş diğer arkadaşa söyledi bende merak ettim baktım adam videoda ciddi ciddi anlatıyor arkadaşlarım bana şaka yaptı babam ve annemle paylaştım korkma filan diyor eskiden böyle bişey yoktu yeni başladı yaklaşık 2 aydır 18 kasım 2018 de zombi kıyameti olacak diyo isterseniz video linkini atayım.LÜTFEN BANA YARDIMCI OL KAAN ABİ YARDIMINA İHTİYACIM VAR SEN BENİM BÜYÜĞÜMSÜN YARDIM ET BANA ŞAKA YAPTIĞIM YOK TROLLEDİĞİMDE YOK LÜTFEN BANA YARDIMCI OL

    • Merhaba,

      Bundan yaklaşık 6.5 yıl önce kopması gereken bir kıyamet vardı. Nereye göre? Maya takvimine göre. Mayalılar kendi medeniyetleri döneminde takvimi 21 Aralık 2012 tarihinde bitirmişlerdi. İnsanlar bunu kıyamet tarihi olarak yorumladılar ve “21 Aralık 2012” tarihinde kıyamet kopacak diye inanmaya başladılar. Sonuç olarak bugün 2018 yılında hayatımızı devam ettiriyoruz. Bu tür şeyleri okumanıza karışamam ama bu tür şeyleri çok ciddiye almanızı önermem.

      Diğer taraftan, zombiler dediğimiz kavram son dönemlerde çok popüler. YouTube kanalları her zaman popülerin peşinde olduğu için bu tür bir iddia atıp dikkat çekmek isteyebilmektedirler. Doğru veya yanlış demiyorum. Onların yaklaşımı bu şekildedir. Sana düşen şey bu tür videolardan uzak durup daha eğitici videolara yönelmektir. Senin için “korkma” demek elbette yeterli olmayacaktır. 18 Kasım 2018 tarihinde bana tekrar ulaşabilirsin. Böyle bir şeyin olmadığını göreceksin. Bilinçaltının bu gibi pek gerekli olmayan bilgilerle dolmasına izin vermemelisin.

      Sağlıca kalın, hayat boyu başarılar dilerim.

Yorum yapıp katkı sağla...