Televizyon izlemeyi azaltmanı gerektiren 10 neden

Rakamlar seni şaşırtmasın ancak haftalık ortalama 30 saatlik bir süreyi televizyon karşısında geçiriyor olabilirsin. Bunlara ek, telefondan veya bilgisayardan izlediğin videoları dahil edersen işin boyutu çok daha farklı olur. Peki ne yapmalısın? Üretken olmak istiyorsan mesafe koymalısın.

“Çok televizyon izlemiyorum.” diyen biriysen şöyle bir haftasını hesaplamasını istiyorum. Haberler ve ardından gelen dizilerle bu sayının epey yukarı çıkacağından eminim. Oldukça şaşırtıcı değil mi? Televizyon izlemeyi bırakmanı gerektiren nedenleri öğrenmeye hazır mısın?

Rakamlar seni şaşırtmasın ancak haftalık ortalama 30 saatlik bir süreyi televizyon karşısında geçiriyor olabilirsin. Bunlara ek, telefondan veya bilgisayardan izlediğin videoları dahil edersen işin boyutu çok daha farklı olur. Peki ne yapmalısın? Üretken olmak istiyorsan mesafe koymalısın.

Zaman kaybı

Televizyon izlerken başka bir şeyle ilgilenmezsin. Aile üyeleriyle birlikte televizyon izlesen bile bir şey değişmez. Aklın ve odak noktan oradadır. Sorun ise tam olarak şu diyebilirim: Televizyon izlerken zamanının belirli kısmını ipotek ettirmiş olursun.

Basit bir hesap yapalım. Saat 19:00-23:00 arasında televizyon izlemeyi tercih ediyorsan bu günde 4 saatini ipotek ettiğin anlamına gelir. 8 saat uyku ve 4 saat televizyon toplamda 12 saat eder. Uyku temel bir ihtiyaçtır. Fakat geriye kalan 4 saati bir kayıp olarak düşünebilirsin.

Sosyal etkileşim kaybı

Televizyon başında geçirdiğin her saat için hayatının bir kısmından feragat etmiş olursun. Bu saatleri iyi şekilde kullanamazsın. Üstelik bu saatlerde sosyal etkileşimden olabildiğince uzaklaşmış olursun. Sosyalleşmek gibi çok daha mutluluk ve keyif verici bir şeyi elinin tersiyle itersin.

Ailenle vakit geçirmek, arkadaşlarınla takılmak veya hoşuna giden daha farklı bir şeyi yaparak sosyal etkileşimde bulunabilirsin. İnsanlarla bağlantı kurmak hepimizin ihtiyaç duyduğu bir şeydir. Bu ihtiyacın televizyon tarafından karşılanması mümkün değildir.

Olumsuzluk bombardımanı

Bilgilendirme açısından çok önemli televizyon programlarını izliyor olabilirsin. Ancak her televizyon programında birçok şey olumsuzluk üzerine kuruludur. Programlardan, dizilerden veya filmlerden olumlu mesaj alabilme şansın düşüktür.

Elbette istisnalar vardır. Ancak ailenle geçirmen gereken vakti haberleri izleyerek geçirme yoluna gidersen neyden feragat edip ne aldığını bilmen gerekir. Tonlarca olumsuz, kötü, sinir bozucu ve seni karamsarlığa iten şeyle karşılaşabilirsin. Bunu hak edip etmediğini düşünmelisin.

Düşüncelerin zehirlenmesi

Haberler, televizyon programları, diziler ve filmler her birisinin bir alt metni vardır. Her birisi bir şey üzerine kuruludur ve o şey genelde hayattaki bir problemdir. Duygu bağı yaşatabilmek için izleyicinin düşüncesine müdahale edilmesi temel kıstastır.

Craig Dewe‘in belirttiği gibi aslında dizi ve filmlerde “aptal, kilolu ve sosyal açıdan farklı kişilere” güleriz. Acı, ıstırap ve ölüm ile dolu olan hikayelerde ise büyük bir dramanın içerisine çekilmiş oluruz. Bütün bunlar hayata bakışımızı baştan aşağı etkileyebilecek kadar güçlü faktörlerdir.

Gerçekten uzaklaşma

Televizyon doğrudan insanın gerçeklik anlayışına müdahale eder. En güçlü karakterlerin olduğu dizi ve filmlerde bile harika şeyler yapan insanlar görürüz. Örneğin “100 kişinin arasına girip sağ çıkan insan” oldukça yaygındır. Bir kahraman gereklidir ve o kahraman böyle yaratılır.

Adı üstünde kurgudur. Bu kurgunun çok absürt derecelere ulaşması aslında pek kabul edilebilir bir şey değildir. Fakat izleyici bunu kabul eder ve ettiği anda gerçeklikten uzaklaşmaya başlar. Bu uzaklaşma ise insanı yapması mümkün olmayan şeyleri yapmaya sevk edecek boyutlara ulaşabilir.

Yetersizlik hissi

Hayat asla ama asla bir televizyon dizisi kadar kurgusal değildir. Gerçeklikten uzaklaştığın zaman karşına çıkan en ufak engelde büyük bir hayal kırıklığıyla karşılaşırsın. Bu özellikle sana sunulan programların mesaj içeriğiyle bağlantılı bir durumdur.

Televizyondaki programların ilettiği mesajlar sürekli olarak yeterince akıllı veya yeterince komik olmadığını belirten alt metinlerle doludur. Hayatını televizyon dünyasının mükemmelliğiyle karşılaştırdığın zaman kendini oldukça yetersiz hissedebilirsin.

Alt metin kurnazlığı

Televizyonun var olmasının en büyük sebebi istenilen mesajların karşı tarafa yani izleyiciye kolayca iletilmesidir. Her televizyon programının arkasında bir hedef vardır. Kimse televizyon programlarını harika bir sanat işi ortaya koymak için yapmaz.

Her televizyon programı seni televizyon önünde tutmak için özel olarak tasarlanmıştır. Hedef ise reklamı yapılan ürünleri geleneksel reklamcılık veya ürün yerleşimleri yoluyla satın alman konusunda seni ikna etmektir. Televizyon sorunu gösterir ve ardından onu çözecek ürünü verir.

Disiplinin azalması

Televizyonun arkasında inanılmaz psikolojik oyunlar vardır. Bu psikolojik oyunlar televizyon izlemeyi bırakmanı zorlaştırır. Kendi kontrolünü kaybedersin ve istesen bile televizyonu kapatamaz hale gelirsin. Bu hayatındaki disiplinin azalmasına neden olur.

Disiplinsiz oldukça üretkenliğin düşer. Üretkenlik düştükçe başarı şansın azalmaya başlar. Her şey birbiriyle bağlantılıdır. Televizyon karşısında gerektiğinden fazla vakit geçirirsen üretkenliğini dibe çekeceğinden emin olabilirsin. Kendine bu kötülüğü yapmamalısın.

Sağlık problemleri

Eskiye nazaran insanlar daha yerleşik bir hayat yaşıyorlar. Bunun sebebi pek çok kişinin artık hizmet sektöründe masa başında iş yapmasıdır. Eve gelip televizyon karşısına oturduğumuz zaman ise başka bir sorunu ortaya çıkarıyoruz. Kaslarımızın faaliyetlerini durdurmuş oluyoruz.

Sürekli televizyon karşısında oturmak ve hareketsiz kalmak sağlığımız açısından oldukça tehlikeli bir durumdur. Kalkıp hareket etmek ve birkaç adım atmak bizim için bir zorunluluktur. Televizyondan biraz uzaklaşmak bile sağlığımız açısından büyük bir adım olabilir.

Alışkanlığı öğretme

Maalesef tercih ettiğimiz bu yerleşik hayatı yayan yine biziz. Çocuklarımızı televizyon izlemeye alıştırıyoruz. Onları yerleşik bir yaşam tarzına yönlendiriyoruz. Böylece gelişimleri açısından onlara büyük bir kötülük yapıyoruz.

Televizyon izlemeyi çocuğuna elle göstermesen bile bunu senden görüp yapacağını tahmin etmen gerekir. Bu nedenle evde yaptığın her şeyi iyi düşünmen gerekir. Onu televizyon yerine kitap okumak gibi daha verimli ve daha iyi alışkanlıklara yönlendirmeye çalışmalısın.

Umarım bu bilgiler televizyon izlemenin zararlarını anlama konusunda sana yardımcı olmuştur. Eklemek istediğin bir şeyler varsa hemen yorum yapabilir veya önerilerimi beğendiysen yazımı arkadaşlarınla paylaşabilirsin.

Paylaşmaya ne dersin?
Kaan Karadeniz
Kaan Karadeniz

İstanbul Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi bölümünden mezunum. Yazı yazmayı ve araştırma yapmayı seviyorum. Psikolog, terapist, astrolog veya yaşam koçu değilim. Hedefim insanların hayatlarına değer katabilecek bilgileri onlarla buluşturmaktır.

Yorum yapıp katkı sağla...