Mutsuz insanların 18 belirgin özelliği

Mutsuzluk insanı kolayca etkisi altına alabilen bir duygudur. Seni kemirir ve kolayca etrafındaki insanlara bulaşabilir. Bu nedenle, mutsuzluk sadece insanın kendisini etkilemez. Bazen belirli koşullara bağlı olur. Fakat mutsuzluk büyük ölçüde kendi düşünce, davranış ve alışkanlıklarımızdan gelir.

Çoğu insan gerçekten mutlu olmak istediğini söylese bile bunu aynaya bakmadan söylerler. Sahip oldukları özellikler, mutsuz insanların belirgin özellikleriyle benzer olduğunda mutsuz olmaları kaçınılmazdır. Bu nedenle, ne olursa olsun mutsuzluk yayan alışkanlıklardan ve özelliklerden vazgeçmelisin.

Mutsuzluk insanı kolayca etkisi altına alabilen bir duygudur. Seni kemirir ve kolayca etrafındaki insanlara bulaşabilir. Bu nedenle, mutsuzluk sadece insanın kendisini etkilemez. Bazen belirli koşullara bağlı olur. Fakat mutsuzluk büyük ölçüde kendi düşünce, davranış ve alışkanlıklarımızdan gelir.

Mükemmelliği hedeflemek

Mutlu olmadan önce hayatın mükemmel olması gerektiğini düşünüyor musun? Mükemmel olmak ve mükemmel davranmaya çalışmak mükemmel sonuçlar elde etmen anlamına gelmez. Çünkü bu bakış açısıyla mutluluğu bulabilmen neredeyse imkansızdır.

Mükemmellik peşinde koşarsan mutluluğu bulmak kolay olmaz. Ortaya koyacağın performansta çıta çok ama çok yukarıda olur. Dolayısıyla düşük benlik saygısına sahip olursun. Bu durum mükemmel sonuçlar elde etmene rağmen yeterince iyi olmadığını düşünmene neden olabilir.

Yaptığın şey ne olursa olsun, onun mükemmel olduğunu düşünmediğin sürece sonucu seni memnun etmez. Mutlu olmak için bu alışkanlıktan kurtulman gerekir. Mükemmelliği hedeflemekten vazgeçmek ve bu alışkanlıktan kurtulmak için yapabileceğin bazı şeyler vardır:

  • Yaptıklarını yeterli görmelisin: Mükemmelliği hedeflemek, genellikle gerçek hedefi görmezden gelmen anlamına gelebilir. Bu nedenle yaptıklarını yeterli görmen gerekir. Tembel olmayı veya gevşemeyi bir bir bahane olarak kullanmamalısın.
  • Bir son tarih belirlemelisin: Her seferinde mükemmel olmaya çalışmak seni fazlasıyla yorar. Bu yazıya dilediğim kadar ekleme yapabilirim. Mükemmel olmaya çalışırken bir anda okunması zor bir yazı ortaya koyabilirim. Ancak belirli bir bitiş noktası belirlemek işimi kolaylaştırdı diyebilirim.
  • Gerçeklerden uzaklaşmamalısın: Mükemmellik bedavadan sunulan bir şey değildir. Çeşitli faktörler doğrultusunda bir hayal kurabilirsin. Ama hayallerin ile gerçeklerin çatışmaya başladığı zaman stres ile baş başa kalırsın. Basit gerçekleri her zaman aklında tutmaya çalışmalısın.

Olumsuzluk denizde boğulmak

Bir insanı tek başına hareket eden bir mekanizma olarak düşünemezsin. Sosyalleşme, bir şeyler okuma, bir şeyler izleme ve bir şeyler dinleme neler hissettiğin ve neler düşündüğün üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Dolayısıyla hayat senin olsa bile tek başına yolculuk etmeyeceğini bilmelisin.

Hayat yolculuğunda karşına sayısız olumlu ve olumsuz fırsat çıkacaktır. Kendini olumsuz seslere kaptırırsan, onların seni sürüklemesine izin vermiş olursun. Bu durumda mutlu olman çok kolay değildir. Hayatın büyük ölçüde mutsuz, korku ve endişe seslerle dolu olacaktır.

Bu olumsuz sesleri daha olumlu etkilerle değiştirmek zor bir iştir. Fakat gerçekleştirdiğin zaman kendine yepyeni bir dünya açmış olursun. Öyleyse, pozitif insanlarla daha fazla zaman geçirmelisin. Ayrıca, seni güldüren ve farklı bakış açısı geliştirmeni sağlayan kitaplardan, filmlerden ve müziklerden ilham almalısın.

Küçük adımlarla başlaman gerekir. Her gün sabah kahvaltı yaparken sabah haberlerini dinlemek yerine önümüzdeki hafta boyunca müzik dinlemeyi düşünebilirsin. Sabahları gazete okumak yerine bir kitap veya bir blog yazısı okumayı deneyebilirsin.

Geleceğe veya geçmişe takılı kalmak

Zamanının çoğunu geçmişte yaptıklarına bağlı kalarak geçirirsen sürekli olarak eski acılarını, çatışmalarını, takıntılarını ve kaçırdığın fırsatları düşünürsün. Bunları yeniden yaşarsın. Bu senin için çok acı verici bir deneyim olabilir. Dolayısıyla bundan kurtulman gerekir.

Zamanının çoğunu gelecekte geçirmek, sürekli olarak işte ve ilişkilerinde işlerin nasıl ters gideceğini düşünmene neden olur. Bu tür hayaller, şüpheler ve kabus senaryoları hayatını sardığı zaman sağlıklı düşünemezsin. Tüm senaryolar teker teker kafanın içinde tekrardan oynatılır.

Her zaman olduğu gibi anı yaşamak için çaba göstermen gerekir. Bunu yapmazsan hayatın sunduğu harika deneyimleri kaçırmış olursun. Daha mutlu bir insan olma hedefin varsa bu yaklaşım pek işine yaramaz. Onu değiştirmek için ekstra çaba göstermelisin.

  • Geçmişi veya geleceği düşünmemek neredeyse imkansız bir durumdur. Gelecek için plan yapmak için geçmişten bir şeyler öğrenmeye çalışman gerekir.
  • Fakat geçmişi düşünürken bir şeylerin üzerinde fazla zaman kaybetmek hayat genelinde sana nadiren yardımcı olan bir durumdur. Bu yüzden sahip olduğun zamanı anı yaşayarak geçirmen gerekir.
  • Şu anda burada olmak, okuduğun kelimelere odaklanmak ve daha sonra yapman gerekenleri yapmak sana yardımcı olacaktır. Her ne yaparsan yap, tam olarak orada olmaya çalışmalısın.

Kendini başkalarıyla karşılaştırmak

Bundan gerçek anlamda hiç hoşlanmıyorum desem yeridir. Bu çok yaygın olarak gerçekleştirilen bir alışkanlıktır. Oldukça yıkıcı etkileri vardır. Kendini diğer insanlarla ve onların hayatlarıyla karşılaştırdığın zaman bir şeyler elde edemezsin. Sadece belki erişmenin zor olduğu şeyler için hayal kurmuş olursun.

Başkasının sahip olduğu otomobili düşünmek, evi düşünmek, işi düşünmek, ayakkabıya kafayı takmak, paraya takılı kalmak, sosyal popülerliğini kıskanmak vb. davranışların her birisi sana zarar verir. Seni mutsuz eder ve benlik saygını aşağı çeker. Dolayısıyla sürekli olumsuz duygular oluşturursun.

  • Kendini kendinle karşılaştırmaya çalışmalısın: Kendini diğer insanlarla karşılaştırmak yerine, kendini kendinle karşılaştırmaya çalışmalısın. Bu alışkanlığı edindiğinde öz eleştiri konusunda kendini güçlendirmiş olursun. Ne kadar büyüdüğünü ve neler başardığını daha rahat görürsün.
    • Bu alışkanlık, ne kadar ilerleme kaydettiğini, aştığın engelleri ve yaptığın şeyleri gözlemlerken minnettarlık, takdir ve nezaket gibi olumlu davranış ve düşünceleri oluşturma avantajına sahip olman anlamına gelir. Böylece daha mutlu bir insan olabilirsin.
  • Nazik olmalısın: Başkalarına karşı davranış ve düşünce şeklin, aslında kendine karşı davranış ve düşünce şeklin ile biraz benzerdir. İkisi arasında çok önemli bir etkileşim söz konusudur. İnsanları sürekli yargılayan birisi olursan, kendini sürekli yargılayan birisi olursun.
  • Olumlu şeylere odaklanmalısın: Kendinde ve diğer insanlarda olumlu şeylere odaklanmalısın. Bu şekilde, onlarla kendini karşılaştırmak gibi bir hataya düşmezsin. İnsanlarla aranda bir sıralama yapmak yerine kendinle ve kendi hayatındaki insanlarla iletişim ve etkileşim anlamında daha iyi olursun.

Hayatın olumsuz detaylarına odaklanmak

Hangi durumda olursan ol hayatın olumsuz yönlerini görme konusunda seçici davranırsın. Bir başka ifadeyle, ilk gördüğün şey aslında bunlar olur. Bu detaylar üzerinde durmak kendini mutsuz etme konusunda çok önemli bir adım atmış olman anlamına gelir.

Her şey bununla sınırlı kalmaz. Aynı zamanda etrafındaki insanların ruh halini olumsuz yönde etkilersin. Bu alışkanlığın üstesinden gelmek çok kolay değildir. Çünkü ne yaparsan yap bir şekilde olumsuz olan durum aklını çelmeye yetecektir. Fakat, ne olursa olsun hayatın inişli çıkışlı bir yer olduğunu kabul edebilirsin.

Bu şekilde, olumsuz olanların üzerinde durma ve pire için yorgan yapma alışkanlığını terk etmeyi başarabilirsin. Bu konuda yapabileceğin bir başka şey ise yapıcı olmaya çalışmaktır. Bunu kendine bir takım sorular sorarak kolayca başarabilirsin:

  • Bu olumsuz şeyi nasıl faydalı veya olumlu bir şeye dönüştürebilirim?
  • Bu sorunu nasıl çözebilirim?
  • Bir sorunla karşılaştığım zaman hangi çözümleri kullanabilirim?

Dünyanın kendi etrafında döndüğüne inanmak

Dünyanın senin etrafında döndüğüne inandığın zaman sürekli olarak kendini geri çekersin. Çünkü, farklı ve yeni bir şeyler yaptığın zaman insanların ne düşüneceklerinden ve ne söyleyeceklerinden korkarsın. Bunu yaptığında ise hayatına büyük sınırlar koymuş olursun.

Yeni şeyler denemeye ve büyümeye kapalı hale gelirsin. Karşılaştığın her eleştiriyi ve olumsuzluğu kendi üzerine almaya başlarsın. Ortaya çıkan olumsuz sonuçların sorumluluğunu alırsın. Utangaç olursun ve ileriye doğru adım atma konusunda problem yaşarsın. Sonuç olarak mutlu olmaktan olabildiğince uzaklaşırsın:

  • İnsanların, yaptıklarını önemsemediğini fark etmelisin: Her insanın kendine ait bir yaşamı vardır. İnsanlar kendi yaşamlarındaki problemlerle odaklanırlar. Dolayısıyla başkalarının senin hayatınla ilgili ne düşündüğüne kafayı takmak yerine kendi hayatına bakmalısın. Bu sana özgürlük sunacaktır.
  • Dışarıya odaklanmalısın: İnsanların seni algılama durumuna odaklanmak yerine çevrendeki insanlara odaklanmaya çalışmalısın. Onları dinlemelisin. Onlara yardım etmelisin. Bu, benlik saygını artırmana yardımcı olacak ve seni ben merkezli dünyada yaşamaktan kurtaracaktır.

Hayatı aşırı karmaşık görmek

Hayat gerçekten karmaşık olabilir. Fakat stres dolu bu karmaşıklığın sebebi aslında insanın kendisidir. Henrik Edberg‘in dediği gibi kendi hayatını basitleştiren alışkanlıklardan uzak kaldığın için çok büyük problem yaşarsın. Dolayısıyla bu alışkanlıklara sahip olmaya çalışmalısın:

  • Günlük yaşamda odağını bölmek: Gün boyunca her seferinde tek bir şey yapmak, 2-3 önemli ögeye sahip bir yapılacaklar listesini takip etmekten çok daha etkisizdir. Dolayısıyla bir yapılacaklar listesi oluşturmayı öncelik haline getirmelisin.
  • Çok fazla şeye odaklanmak: Bir önceki önerimi göz önünde bulundururken çok fazla şeye odaklanmak gibi bir hata yapmamalısın. Bunu kullandığın zaman gerçek anlamda problem yaşarsın.
  • Sürekli ilişki problemi yaratmak: Zihin okumak zor bir iştir. Bu nedenle peşin kararlar vermek yerine sorular sormalı ve iletişim kurmalısın. Bu, gereksiz çatışmaları, yanlış anlamaları ve olumsuzları önleyecektir.
  • Kaybolup gitmek: E-posta kontrol etmek veya akıllı telefon bildirimlerini incelemek hepimizin yaptığı bir şeydir. Bunu yaparken kendini kaybetmemelisin. E-postaları incelerken daha az vakit kaybetmeli ve gerek duyduğun aboneliklerden çıkmalısın.
  • Stresle boğuşmak: Stresli olduğunda, bir problemle karşılaştığın zaman ona kapılık gitmek çok kolaydır. Bu tür durumlarda birkaç dakikalığına sakin sakin nefes almaya çalışmalısın. Bu yaklaşım oluşturduğun senaryolarda kaybolmak yerine zihninin şimdiki anda kalmasına yardımcı olacaktır.

Sürekli şikayet etmek

Arada sırada şikayet etmek ve söylenmek gayet doğaldır. İşler beklediğin gibi gitmediği zaman doğal olarak şikayet edersin. Fakat mutsuz insanlar her zaman her şeyden şikayet ederler. Sadece her durumda olumsuz olanı görmekle yetinmezler. Aynı zamanda bunlar hakkında konuşmayı severler.

Mutsuz insanlar kervanına katılmak istemiyorsan bu alışkanlıktan vazgeçmelisin. Şikayetçi olduğun durumdan nasıl kurtulabileceğini düşünmelisin. Bu alışkanlığı kırmak için ne yaptığının farkında olman gerekir. Bir başka ifadeyle düşüncelerini izlemeyi öğrenmelisin.

Düşüncelerin içinde boğulmadan önce kendini yakalamalısın. Şikayet etmenin ve söylenmenin sana bir şey kazandırıp kazandırmayacağını düşünmelisin. Bazen, bir yerden hizmet alırken beklentin karşılanmayabilir. Bu durumda şikayetini dile getirmek doğrudur. Fakat bunun üzerinde çok fazla durmana gerek yoktur.

Başkalarını kıskanmak

Etrafında yer alan insanların başarılarını kutlamak yerine başkalarının başarılarını kıskanırsan mutsuz olman çok normaldir. Birinin sahip olduğu bir beceriyle karşılaştığın zaman “Ben niye böyle değilim?” diye düşünüyorsan mutluluk konusunda kaybedenler arasında yer alırsın.

Bu alışkanlıktan kurtulmak için başkasının sahip olduğu şans için mutlu olmaya çalışmalısın. Kıskançlık seni incitir ve hiçbir şeyi değiştirmez. Bunun yerine, kendi hayatında neleri farklı yapacağını düşünmelisin. İnsanları başarılarından ötürü tebrik etmelisin.

Günün birinde benzer bir başarı elde ettiğinde hak ettiğin karşılığı almak için buna ihtiyaç duyarsın. Yeteri kadar çabayla başarabilecek olduğun çok şey vardır. Umutsuzluğa kapılmamalı, insanların başarılarına saygı duymalı ve onları başarılarından ötürü takdir etmelisin.

Sürekli mağdur hissetmek

Başkalarını kıskandığın zaman aslında hayata isyan etme eğilimini göstermiş olursun. Çünkü hayatın sana adil davranmadığını hissedersin. En azından mutsuz insanlar bu şekilde düşünürler. Onlara göre, yaşamlarında meydana gelen herhangi bir talihsizliğin aldıkları kararlarla hiçbir ilgisi yoktur.

Mutsuz insanlar başkalarına güvenmekte sorun yaşarlar. Birilerinden yardım teklifi geldiği zaman ilk olarak onların niyetlerini sorgularlar. Genel olarak tutumları bu yönde olurlar. En önemlisi, kendisini dinlemek isteyen insanlarla duygularını pek paylaşmazlar.

Mutsuz bir insan olmak istemiyorsan bu alışkanlıktan kurtulmak zorundasın. Bu alışkanlık birdenbire ortaya çıkan bir şey değildir. Zaman içerisinde büyür ve gelişir. Bu tür düşüncenin asıl sahibi sen olduğuna göre onu istediğin zaman değiştirme özgürlüğüne sahipsin demektir.

İlk olarak bu şekilde düşünmeni sağlayan veya bu düşünceleri tetikleyen şeyleri değiştirerek iyi bir başlangıç yapmalısın. Hayatında meydana gelen olayların sorumluluğunu üstlenmelisin. Farklı bir sonuç elde etmek için farklı bir şey yapmaya çalışmalısın.

  • Bir şeyler gerçek anlamda senin kontrolünün dışında gelişiyorsa aldırış etmemelisin.
  • Kontrolün dışında olan hemen hemen her şey senin için olduğu kadar başkaları için de kötü sonuçlar doğurabilir.
  • Etrafındaki insanlara dikkatli bir biçimde bakarsan senden daha talihsiz olanlarla karşılaşabilirsin.

Sorumluluğu kabul etmemek

Mutsuz insanlar, bir talihsizlik yaşadıkları zaman bundan hiçbir sorumluluk hissetmezler. Onlara göre kontrol kendilerinde değildir. Hayatlarında iyileştirmeler yapabilmek için sahip oldukları fırsatları kullanmazlar. Sonuç olarak, sorumluluğu kabul etmedikleri için kendilerini çaresiz hissederler.

Bu alışkanlıktan kurtulmak için hayatında kontrol sahibi olduğun tüm alanları düşünmelisin. Hemen hemen hepimiz kontrolümüz dışında gelişen şeyler yaşarız. Bunun normal olduğunu bilmelisin. Fakat, kontrol sahibi olduğun alanlarla ilgili sorumluluğu kabul etmelisin.

Kontrol edebileceğin ve değiştirebileceğin şeylere odaklanmalısın. Zaman içerisinde kendini daha güçlü hissedersin. Aynı zamanda bir şeyler yaparken kendinden emin olursun. Olumlu sonuçlar elde etmeni sağlayacak küçük değişiklikler yaparak ilk adımı atabilirsin.

Gerçek sorunları görmezden gelmek

Küçük problemleri büyük problemlere dönüştürmek oldukça kolaydır. Fakat kolay olan bir diğer durum ise gerçek problemleri görmezden gelmektir. Mutsuz insanlar bunu çok sık yaparlar. Bir sorun, başa çıkamayacak kadar büyük görünüyorsa genelde bunu halının altına süpürmeyi tercih ederler.

Bu durum, özellikle onlardan kaynaklanan bir problem söz konusu olduğunda geçerlidir. Mutsuz insanlar sorumluluk almak ve yarattıkları gerçek sorunla boğuşmak yerine ondan kaçmayı tercih ederler. David ve Daniela Naidu ikilisinin dediği gibi bu tür insanlar en kestirme yol ney ise onu takip etmek isterler.

Bu tür bir alışkanlığa sahipsen dürüst bir şekilde davranmayı öğrenmen gerekir. Her insanın hata yapabileceğini kabul etmelisin. Kendini yargılamak sana bir şey kazandırmaz. Belirli bir sorunun senden kaynaklandığını reddetmeye çalıştığın zaman kimseye bir iyilik yapmış olmazsın.

  • Seçimlerin ve eylemlerin için sorumluluk almaya çalışmalısın.
  • Bunu yaptığın zaman kendini daha yetenekli ve daha güçlü hissedersin.
  • Çok zor gibi görünen bir sorunla karşılaştığında onu dikkatli bir şekilde değerlendirmek için kendine zaman tanımalısın.
  • Var olan sorunu daha ufak parçalara ayırarak onları teker teker ortadan kaldırmayı denemelisin.
  • Bu şekilde davranırsan problemin üstesinden gelmek çok zor olmayacaktır.
  • Başarılı olursan problem çözme konusunda gözle görülür bir ilerleme kaydetmiş olacaksın.

Mutsuz insanlarla vakit geçirmek

Yağmur yağdığı zaman su damlalarının her birisi belirli bir noktaya düşerler. Mutsuz insanlar diğer mutsuz insanlarla vakit geçirmekten hoşlanırlar. Bunun temel sebebi ise duygularına onay alabilmeleridir. Bu tür insanların hayata bakış açıları aynı onun gibi olduğundan, durumdan memnuniyet duyarlar.

Bu faydalı bir özellik veya alışkanlık değildir. Mutsuz, kötümser ve sürekli şikayetçi olma eğiliminde olan insanlardan uzak durmalısın. Önce hayatında yer alan bu tür insanları belirlemelisin. Onlarla neden zaman geçirdiğini anlamaya çalışmalısın. Bunu yaparken, sahip olduğun olumsuz tutuma katkı sağladıklarını görebilirsin.

Öyleyse, onlarla geçirdiğin zamanı azaltmaya çalışmalısın. Vakit geçireceğin insanlar konusunda daha bilinçli seçimler yapmalısın. Daha olumlu, mutlu ve iyimser insanlarla vakit geçirmelisin. Davranışını taklit etmek istediğin insanlar bu kalıba en çok uyan insanlardır. Hayatını değiştirmek için hazır olmalısın.

Kötü alışkanlıklara sahip olmak

Bir şeyleri tadında bırakmak önemlidir. Fakat mutsuz insanlar bunu pek beceremezler. Özellikle sağlıksız gıdalar ve alkol tüketimi söz konusu olduğunda frene basmakta zorlanırlar. Bu tür kötü alışkanlıklar hayatın merkezine yerleştikleri zaman problem çıkartmaya başlarlar.

Birçok insan sahip olduğu mutsuzluktan kurtulmak için sigara ve alkol gibi kötü alışkanlıklara başvururlar. Düşüncelerine göre, bu tür şeyler onları mutsuzluk duydukları şeylerden uzaklaştırırlar. Ama gerçek çok daha farklıdır. Mutsuz insanlar tutkularıyla başa çıkamayarak kendi sonlarını kendileri hazırlar.

Korku tarafından yönetilmek

Doğru okuduğundan emin olabilirsin. Mutsuz insanlar korkuları tarafından yönetilirler. Bu nedenle bir türlü şimdiki zamanı yani şu anı yaşamayı başaramazlar. Fakat kural gayet açıktır. Bilinmeyen veya bilinen bir korkunun hayatımıza hükmetmesine izin vermememiz gerekir.

Korku genelikle otomatik olarak işleyiş gösterir. Temelinde olumsuz düşünceler vardır. Başlangıçta çok az etki gösterirken giderek büyüyüp gelişerek insanın hayatını zapt etmeyi başarır. Devamında ise sürekli korku, sürekli endişe ve sürekli kaygı hali başlamış olur. Mutsuz olmak artık kaçınılmazdır.

Hayalleri geciktirmek

Hayatın rutin koşuşturmasına kapılmak için pek çabaya gerek yoktur. Çalışmak, yemek yemek, uyumak, birkaç saat eğlenceli bir şey yapmak ve tekrar başa dönmek. Gerçek mesele ise bundan biraz daha farklıdır. Yeteneklerimizi ve tutkularımızı olumlu bir hedefe yönlendirmemiz gerekir.

Hedeflerini doğru noktalara yönlendirmeyi başaramazsan hayallerini geciktirmiş olursun. Burada karşına çıkacak en büyük zorluk ise kesinlikle başlangıç adımını atmaktır. Mutsuz insanlar bu adımı atmayı asla başaramazlar. Sen onlardan farklı olmayı deneyebilirsin.

Dedikodu yapmak

Hiçbir şey bir başkası hakkında olumsuz küçük konuşmalardan daha hayal kırıcı olamaz. Sonuçta, mutlu ve kendine güvenen bir insanın bu tür işlere girişmesi söz konusu olmaz. Mutlu insanlar bunu yapmazlar. Dedikodu kendini çıkılması zor bir bataklığın içerisine saplamak isteyenler işidir.

Diğer olumsuz duygular gibi dedikodu sırtımızda bir yüktür. Hepimiz diğer insanların olumsuz davranışlarına tanık oluruz. Sonuç olarak bazen öfke duyarız ve bazen bunları unutmayız. Fakat, bunları alıp bir başkasına taşımak doğru değildir. Bunu yaptığın zaman mutsuzluğa açık kapı bırakmış olursun.

Bilimsel gerçekler: 13 şaşırtıcı alışkanlık

Kapanışı biraz bilimsel gerçeklere yer vererek yapmak istiyorum. Bu başlık altında yer alan her bilginin bilimsel çalışmalara ait olduğunu bilmelisin. Bilgileri ilk defa bir araya getiren Jude Paler, bu alışkanlıkları gayet açıklayıcı bir biçimde paylaşmıştır.

Ben ise bu açıklamaların üzerine biraz sos eklemek istedim. Mutsuz insanların sahip olduğu alışkanlıklardan madde madde ama kısa kısa söz edeceğim. Burada bahsedilen alışkanlıklara sahipsen tek yapman gereken biraz çaba gösterip bunlardan kurtulmak olmalıdır.

1. Yerleşik yaşam tarzları var

Yapılan bir araştırma, ruh sağlığı ile fiziksel hareketlilik arasında bir ilişki saptamıştır. Siri Steinmo, Gareth Hagger-Johnson ve Lion Shahab üçlüsü tarafından yapılan çalışmanın temel amacı orta yaştan yaşlılığa kadar zihinsel sağlık ve fiziksel hareketlilik arasındaki çift yönlü ilişkileri araştırmaktır.

Araştırmaya göre, daha fazla fiziksel hareketlilik daha iyi zihinsel sağlık ile ilişkilidir. Aynı zamanda bunun tersi durum da geçerlidir. Elde edilen bulgular, fiziksel hareketlilik ile ruh sağlığı arasındaki ilişkiyi açıklayıcı bir biçimde ortaya koymuştur.

Bu araştırmanın gösterdiği gibi mutsuz insanların yaşam tarzları çok daha yerleşiktir. Artık biraz daha dışarı açılmayı düşünmelisin. Fiziksel olarak ne kadar çok aktif olursan mutlu olmak için elde edeceğin gelişmeler bir o kadar fazla olacaktır.

2. sosyalleşmekten yoksunlar

Mutsuzluk söz konusu olduğunda sosyalleşmek gerçekten zordur. Ancak, başkalarından kaçınmaya çalışmak daha fazla mutsuzluğa yol açabilecek bir durumdur. Dolayısıyla, mutsuz olduğun için insanlardan kaçmayı bir kenara bırakman gerekir.

Kendini izole etmek çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir. Yapılan bir araştırma, yalnız yaşamanın, küçük bir sosyal ağa sahip olmanın ve sosyal faaliyetlere seyrek katılımın fiziksel sağlığa zarar verdiğini ortaya koymuştur. Erin York Cornwell ve Linda J. Waite ikilisinin çalışmasını bu sonuçları sunmuştur.

3. Düşmanlık gösterirler

Mutsuz insanlar çoğu zaman düşmanca davranış gösterirler. Yapılan araştırmalara göre bu düşmanlık, sosyal gerginliğin bir belirtisi durumundadır. Bunu iyi anlamak önemlidir. Mutsuz insanlar durduk yere düşmanlık göstermezler. Aslında anlatmak istedikleri bir şey vardır.

Nitekim, Elizabeth J. Vella, Thomas W. Karmack, Janine D. Flory ve Stephen Manuck dörtlüsünün yaptığı araştırmayla hem duygusal hem de bilişsel düşmanlığın, mutsuz insanların gösterdiği düşmanca tavır üzerinde etkili olduğu saptanmıştır.

4. Karamsar olurlar

Aşırı karamsarlık hayatı sefil hale getirir. Karamsarlık, bir durumun olumlu yönlerini unuturken olumsuz ipuçlarına asılı kalma halini yansıtır. Dahası, karamsar insanlar hedeflerine doğru ilerlerken engellerle karşılaştıklarında kolayca vazgeçerler.

Bununla birlikte, David Hecht tarafından yapılan bir araştırma aşırı karamsarlığın depresyon ve intihar ile sonuçlanabileceğini göstermiştir. Her ne kadar hep iyimserlik hem de karamsarlık dengeli bir hayat için geçerli olsa bile, karamsarlara ait düşüncelerin önemli miktarda korku, endişe ve stres içerdiği unutulmamalıdır.

5. Olumsuz anılara odaklanırlar

Duygu ve hafızamız arasında karşılıklı bir geri bildirim döngüsünün oluşması mümkündür. Bu, ruh halimizin hatırladığımız anılarla belirlenmesi ve bu anıların ruh halimizi etkilemesi anlamına gelebilir. Bu döngüsünü lehine kullanmanın tek yolu mutlu şeyleri hatırlamaktır.

Daha mutlu şeyleri hatırlarsan ruh halin çok kötü olsa bile onu onarmayı başarabilirsin. Ira Hyman tarafından depresyon üzerine yapılan araştırma bunu açıkça ortaya koymuştur. Dolayısıyla, duygu ve hafıza arasındaki oyunu kuralına göre oynamak bize yardımcı olabilecek bir şeydir.

6. Besleyici yiyecekler yemiyorlar

Açıkça söylemek gerekirse insanın beslenme durumu, kaygı bozukluğu (anksiyete) ve depresyon ile ilişkilidir. Ne kadar kötü beslenirsek kaygı ve depresyon konusunda yaşadığın problemler bir o kadar ciddi seviyeye ulaşırlar. Bu problem, mutsuz insanların yaşadığı genel problemlerden biridir.

Depresyonu yönetmek için doğru beslenme çok önemlidir. Felice N. Jacka, Adrienne O’Neil, Rachelle Opie ve diğer birçok ismin gerçekleştirdiği araştırma bu sonucu ortaya çıkarmıştır. Beslenme diyetinin iyi olduğu düzeylerde zihinsel bozukluklarla mücadele konusunda olumlu ilerlemeler kaydedilmiştir.

7. Maddiyatçı olurlar

Maddiyatçı veya materyalist olan insanların mutsuz olma olasılıkları normal insanlara göre çok daha yüksektir. Materyalizm ve yaşam doyumu arasında yapılan testlerin birçoğu benzer sonucu ortaya koyar. Çünkü materyalist insanların bir şeylerden minnettar olmaları çok kolay değildir.

Jo-Ann Tsang, Thomas P. Carpenter, James A. Roberts, Michael B. Brisch ve Robert D. Carlisle beşlisi tarafından yapılan çalışma yukarıda söylediklerimin net bir biçimde ortaya koymuştur. Materyalist yaklaşım ile yaşam doyumu arasındaki bağlantı sebebiyle mutsuz olan pek çok insan vardır.

8. Mücadele problemi yaşarlar

İyimserlikle zihinsel ve fiziksel refah arasında bir bağ vardır. İyimser olmak yaşamda karşına çıkabilecek sorunlarla başa çıkma konusunda mükemmel bir araçtır. Ayrıca, iyimserlik stres faktörlerini başarıyla ortadan kaldırmana veya bunları yönetmene yardımcı olur.

Mutsuz insanlar stresli durumları veya duyguları görmezden gelme, kaçınma ve bunlardan uzaklaşma eğiliminde olurlar. Ciro Conversano, Alessandro Rotondo, Elena Lensi ve diğerleri tarafından yapılan araştırma iyimserliğin zihinsel ve fiziksel refah arasındaki bağlantısı net bir biçimde ortaya çıkarmıştır.

İyimserlik gelecekte iyi şeyler olmasını beklemen anlamına gelir. Yapılan çalışma iyimserliğin fiziksel ve zihinsel sağlığı yoğun bir şekilde etkilediğini göstermiştir. İyimser olan insanlar, kötümser olanlara göre kişisel hedefleri doğrultusunda karşılarına çıkan problemleri çözme konusunda çok daha başarılıdırlar.

9. Çok içerler

Mutsuzluk ile alkol tüketimi arasında bir bağ vardır. Bu bağı hafife almak pek doğru değildir. Çünkü, araştırmalara göre depresyonda olan, kendini geri çeken veya endişeli ergenlerin alkol problemi yaşama olasılığının çok daha yüksek olduğu saptanmıştır.

Bu bize mutsuz olan ergen bireylerin genel problemini anlatma konusunda yeterli bir bilgidir. Hoover Adger Jr. ve Shonali Saha tarafından yapılan araştırma alkol ile mutsuzluk arasında bağlantı olabileceğini göstermiştir. Bu durum, mutsuz insanların genelde mutluluğu alkolde aramasının bir sonucudur.

10. Çok söylenirler

İnsanlarda şikayet etme ve söylenme durumu farklı sebeplere dayanabilen bir şeydir. Sürekli şikayet halinde olan insanlara kronik şikayetçiler adı verilir. Bu insanlar asla tatmin olmazlar. Daha doğrusu böyle davranma eğilimindedirler. Diğer şikayetçiler ise duygusal memnuniyetsizliği ifade ederler.

Şikayetin en büyük dezavantajı (yukarıda yer alan bir alt başlıkta belirttiğim gibi) şikayette bulunanı ve insanları mutsuz edebilmesidir. Robert Biswas-Diener tarafından hazırlanmış ve üç farklı şikayetçiden söz eden yazı bu konuda daha net bilgilere sahiptir.

  • Kronik şikayetçiler: Bu tür insanlar sürekli olarak şikayet halindedirler. Asla sonuçlardan memnun olmazlar. Memnun olsalar dahi bunu göstermek istemezler ve şikayet etmeye devam ederler.
  • Açığa vurucu şikayetçiler: Bu tür insanlar şikayetlerini dile getirme eğilimindedirler. Genel olarak duygusal memnuniyetsizliklerini dile getirmekten geri durmazlar.
  • Araçsal şikayetçiler: Bu tür insanlar problem çözücü olurlar. Bir şikayeti dile getirmek aslında var olan bir problemi çözmek için atılmış bir adımdır. Birine harcamalarını kısması için şikayette bulunmak bu tür bir şikayettir.

11. Aşırı düşünürler

Aşırı düşünme mutsuzluğa yol açabilen bir durumdur. Çünkü aşırı düşündüğün zaman odak noktanı (bunu daha önceki alt başlıklarda belirttim) kaçırmış olursun. Artık olumlu göreceğin şeylere bile olumsuz bir bakış açısıyla yaklaşmaya başlarsın.

Aşırı düşünmek kırılması zor bir alışkanlıktır. Zihinsel sağlığına zarar verir. Üstelik zihinsel sağlığın azaldığı zaman aşırı düşünme yaklaşımın artış gösterir. Susan Nolen-Hoeksema ve diğerleri tarafından yapılan çalışmada bu sonuçlar elde edilmiştir.

12. Sürekli ertelerler

Erteleme alışkanlığı, bir şeyi erteleme veya geciktirme eylemi olarak tanımlanır. “Bugünün işini yarına bırakma.” atasözü aslında çok şey anlatır. Erteleme alışkanlığı modern dönemin en problem çıkarıcı davranışlarından biridir. Mutsuz insanlar ise sürekli erteleme yaparak bu rahatsızlığın merkezinde yer alırlar.

Eric Jaffe‘a göre erteleme sebebinin temel gerekçesi duyguları yönetememek olabilir. Kendisine bu şekilde yaklaşan insanlar kaygı, suçluluk, utanç ve mutsuzluk ile sonuçlanan bir döngünün içerisine girmiş olur. Dolayısıyla, sürekli ertelemek mutsuz insanların en önemli alışkanlıklarından biridir.

13. Başkalarını yargılarlar

Başkalarını olumlu görmek (yazının başındaki alt başlıkta sözünü ettim), ne kadar mutlu olduğun ile doğrudan bağlantılıdır. Başkalarına karşı olan algıların kendi kişiliğin hakkında çok şey ortaya koyan bir durumdur. Bu fikri destekleyici bir araştırma bulabilmek mümkündür.

Wake Forest Üniversitesi tarafından yapılan araştırmaya göre, başkalarını olumlu görmen, mutlu, iyi kalpli ve duygusal olarak kararlı olmanla bağlantılıdır. Buna karşılık, başkalarına karşı olumsuz algıları yüksek olan insanlar ise narsisizm ve anti-sosyal davranışlarla ilişkilidirler.

Paylaşmaya ne dersin?
Kaan Karadeniz
Kaan Karadeniz

İstanbul Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi bölümünden mezunum. Yazı yazmayı ve araştırma yapmayı seviyorum. Psikolog, terapist, astrolog veya yaşam koçu değilim. Hedefim insanların hayatlarına değer katabilecek bilgileri onlarla buluşturmaktır.

4 Comments

  1. Kaan bey merhabalar,

    İş yerinde bilgisayar karşısında birşeyler ararken blogunuza denk geldim ve birkaç yazınızı okudum. Paylaşımlarınızı oldukça beğendiğimi belirtmek isterim. Daha fazla insana ulaşabilmeniz temennisiyle 🙂

    • Merhaba,

      İyi dilek temenniniz için çok teşekkür ediyorum. Şu sıralar bu tür yazılara biraz uzak kaldım ama tekrardan bir şeyler yazmaya devam edeceğim sanırım. Umarım söylediğiniz gibi daha fazla insana ulaşmayı başarabilirim. 🙂

Yorum yapıp katkı sağla...