Her küçük sorunu gerçekte olduğundan daha büyük ve daha korkutucu gören biri olabilirsin. Bir şeyleri düşünmek elbette harika bir durumdur. Ancak bir tür aşırı düşünme bozukluğu içerisinde kaybolmak ayakta durmanı zorlaştıracak bir hal alabilir. Bu kendi kendini sabote etmen anlamına gelir.
Her şeyi kafaya takan birinin temel problemi aslında gerçeklik ile gerçek olan hakkındaki düşünceleri birbirine karıştırmaktır. Her şeyi kafaya takmak sürekli büyüyen bir sarmala sahip olmak demektir. Artık üzülmeyi bir kenara bırak. Çünkü düşüncelerini anlayarak bunu son vermeyi başaracaksın.
Daha geniş bakış açısına odaklanın
Hayatta ufak şeyleri düşünmenin tuzağına düşmek çok kolay bir şeydir. Bir şeyi düşünürken bir anda kendini en derinde bulursun. Çünkü aklın ve zihnin sürekli onunla meşgul olur. Bir şeyi düşünürken basit bir biçimde şu soruyu kendine sormalısın: “Düşündüğüm bu şey önümüzdeki 5 yıl içerisinde önemli olacak mı? Hatta 5 hafta içerisinde bir anlama sahip olacak mı?”
Bu basit soruyu kullanarak bakış açını genişletmeyi başarabilirsin. Böylece düşünmeme ve aşırı düşünmeyi bırakma gibi konularda kendine yardım etmiş olursun. Sonuç olarak bir şey hakkında düşünmeyi bırakmak zamanını ve enerjini gerçekten senin için önemli olan bir şeylere odaklama konusunda çeşitli fırsatlar sunacaktır.
Kararlar için zaman sınırı belirleyin
Bir konuda karar vermen gerekiyorsa ve harekete geçmek için zaman sınırına sahip değilsen düşüncelerin etrafta uçuşması çok normaldir. Aklında yer alan fikirleri tüm açılardan çok uzun bir süre boyunca işleyebilirsin. Dolayısıyla, karar verirken daha iyi olmak için günlük yaşamında son tarihler belirleyerek harekete geçmeyi öğrenmelisin.
Peki bunu nasıl yapacaksın? Aslında oldukça basit diyebilirim. Elbette her insan için işe yarayan yöntem farklıdır. Örneğin, aşağıdaki yöntemler benim için sürekli olmasa bile çoğu kez işe yarayan yöntemlerdir:
- Yemek yemek, yazı yazmak ve araştırma yapmak üçlüsü arasında kaldığım zaman karar vermek için genellikle kendime 30 saniye tanırım. Bu 30 saniye içerisinde verdiğim karara anında uymaya çalışırım.
- Günlerce veya haftalarca düşünmemi sağlayacak konularda karar verirken 30 dakika kuralına sadık kalırım. Alternatif olarak, gün sonunu bitiş tarihi olarak belirlerim. Böylece söz konusu durumun günlerimi ele geçirmesine engel olmuş olurum.
Gününü doğru şekilde ayarlamalısın
Dürüst olayım, stresten uzak dur desem bile bunun pek gerçekçi bir öneri olacağını düşünmüyorum. Çünkü zor ve stresli günlerden tamamen kaçınman mümkün değildir. Ancak gününe iyi bir başlangıç yaparak ve gereksiz stresten uzak durmak için çeşitli önlemler alarak stresli geçirdiğin gün sayısını azaltmayı başarabilirsin.
- İyi bir başlangıç yapın. Bunu daha önce söylemiştim yani tekrar etmiş olacağım. Gününe nasıl başlarsan devamı öyle gelir. Stresli bir sabah stresli bir güne yol açar. Otobüse binerken bile olumsuz bir düşünceyle hareket edersen günün geri kalanında karamsar olmak için kendini eğitmiş olursun. Bunun için sabah kahvaltısında eğlenceli bir şey okuyarak olumlu olmak için kendine fırsatlar oluşturabilirsin.
- İşleri tek tek halledin ve düzenli molalar verin. Bunu yaptığın zaman net bir şekilde odaklanmış olursun. Aynı zamanda bir şeyler yaparken dinlenme fırsatı elde edersin. Böylece odak noktan belli olacak, net ve kararlı bir şekilde düşünmeye başlayacaksın. Sonucunda stresli ve bunaltıcı bir kafa boşluğuna sığınmaktan kaçınacaksın.
- Günlük limiti iyi belirleyin. Gün içerisinde çok fazla bilgi edindiğin zaman zihninde karışıklığa yol açmış olursun. Dolayısıyla gün içerisinde Facebook, Twitter gibi sosyal ağlarda ve diğer sitelerde geçirdiğin zamanı sınırlamaya çalışmalısın. Bunu yapmazsan basit ve net bir biçimde düşünmen zorlaşır. Bu nedenle sürekli aynı şeyleri düşünmeye başlarsın, yani her şeyi kafaya takarsın.
Sadece üreten değil üretip uygulayan olun
İnsanlar maalesef harekete geçme konusunda kendilerine pek güvenmezler. Genellikle biraz içe kapanık olan insanlar ne kadar fikir üretirlerse üretsinler bunları uygulamaya geçirme konusunda çekimser kalırlar. Her gün tutarlı bir şekilde harekete geçme konusunda kendini geliştirmeye çalışmalısın. Bu seni her şeyi kafa takarak bir şeyleri erteleme konusunda sınırlamış olacaktır.
Son tarihler belirlemeyi alışkanlık haline getirirsen harekete geçme konusunda kendine başarılı bir şekilde baskı kurmuş olursun. Küçük adımlar atmak ve sadece bir seferde küçük bir adım atmaya odaklanmak gerçekten işe yarayan bir alışkanlıktır. Çünkü bu yaklaşımda kendini bunalmış hissetmezsin. Bu durumda tembel olmak konusunda daha isteksiz davranmaya başlarsın.
Her şeyi kontrol edemeyeceğini kabul etmelisin
Bir şeyi 50 kere düşünmeye çalışmanın temel sebebi her şeyi kontrol etmek istemen olabilir. Herhangi bir hata yapmamak, başarısız olmamak veya aptal gibi görünmemek için her olayı kontrol altında tutmak istiyor olabilirsin. Bunu yapamazsın. Çünkü bu şeyler, rahatlık alanının aşırı gergin olması anlamına gelebilir. Üstelik ne oluyor biliyor musun? Bunu deneyen herkes elbet bir gün hata yapmış oluyorlar.
İnsanların yaşananlardan ders çıkartmaları önemlidir. Olumsuz görünebilecek şeylerden öğrenecek bir şeyler bulabilirsin. Bunları büyümene ve gelişmene yardımcı olacak şekilde kullanabilirsin. Bunu yapmak istiyor musun? Öyleyse her şeyi kontrol etmeyi bir kenara bırakmalısın. Bu işe yaramıyor. Çünkü kimse olası tüm senaryoları önceden görebilme becerisine durumda değil.
Geleceği tahmin edemezsin
Geleceği tahmin edemezsin. Hiç kimse geleceği tahmin edemez. Sahip olduğun tek şey şu andır. Şimdiki anı geleceği düşünerek geçirirsen büyük bir kayıp yaşamış olursun. Her şeyi kafa taktığın zaman bu durum zaten otomatik olarak ortaya çıkmış olur. Geleceği düşünerek vakit geçirmek üretkenlikten uzak olman anlamına gelir.
Daha sonra pişman olmamak için gerekli gereksiz her şeyi düşünmemelisin. Aynı anda hem pişman hem minnettar olamazsın. Bunun için zamanı olumlu şekilde harcaman gerekir. Her sabah ve her akşam sahip olduğun şeyler için minnettar olmalısın. Bu durumda hem iyi şeylerle karşılaşma şansını yükseltirsin hem de her şeyi kafaya takma alışkanlığından uzak durmuş olursun.
Belirli durumlarda kendini durdurmayı denemelisin
Bazen yatağıma uzandığım zaman başımın üstünde üşüşen olumsuz duyguların zihnime doğru işlediğini fark ediyorum. Çok önceleri olsa bunlar kısa sürede bana çok büyük hasarlar verebilirlerdi. Ancak artık onları hızlı bir şekilde yakalayıp kendimi durdurmayı başarabiliyorum: “Hayır, ne olursa olsun şimdi bunları düşünmeyeceğim.”
Acıkmış olduğun veya uykulu olduğun zaman zihnin tam kapasitede düşünme becerisine sahip olamaz. Bu onun olumsuzluklara karşı savunmasız olduğu bir evredir. Bu yüzden onları durdurmak tamamen senin elindedir. “Düşünmeyeceğim” diyerek ilk adımı atabilirsin. Fakat bunun hemen işe yaramasını beklememelisin. Bu yöntemi yeni yeni kullanmaya başlıyorsan kendine biraz zaman tanımalısın.
Doğru giden şeyleri düşünmeye çalışın
Her şeyi kafa takma gibi bir probleme sahipsen ve bununla baş etmek istiyorsan önce bu problemin varlığını kabul etmen gerekir. Bu nedenle kendinden şüphe duymaya başladığın veya kendini stresli hissetmeye başladığın an geri adım atmalı ve duruma nasıl yanıt verdiğini gözden geçirmelisin. Bu çoğu zaman düşünce girdabından uzaklaşmana yardımcı olacaktır.
Çoğu durumda, fazla düşünmek tek bir duygudan kaynaklanır ve bu duygunun adı korkudur. Olabilecek tüm olumsuz şeylere odaklandığın zaman her şeyi kafaya takman çok kolaydır. İşte bu tür durumlarda doğru giden şeyleri düşünmeye çalışmalısın. Bu düşünceleri görselleştirmek ve en önemlisi ön plana çıkartmak için çaba göstermelisin.
Belirsiz korkularda kaybolmaktan kaçının
Bir şeyi aşırı düşünüyorsan yani her şeyi çok kafaya takıyorsan hayatın içerisinde yer alan bir tuzağa düşmüş durumdasın demektir. Bu tuzak, belirsiz korkuların yer aldığı diyara adım atmaktır. Bu diyara adım attığın zaman bir şey yapmadan önce hemen hemen tüm felaket senaryolarını aklına getirmiş olursun. Peki, buna engel olabilmek mümkün mü? Aslında bir yolu var.
Kendine olabilecek en kötü şeyin ne olduğunu sorabilirsin. Olabilecek en kötü şeyin ne olduğunu çözdüğün zaman aslında zihninin oluşturduğu sayısız senaryonun boş olduğunu anlarsın. Çünkü en kötü senaryonun zihninin oluşturduğu endişeler ve korkular kadar kötü olmadığını fark edersin. Bu şekilde sorunlara netlik getirebilirsen biraz enerji harcarsın ama sorunu ortadan kaldırmış olursun.
Pratik egzersizler yapın
Yanlış yere yazdığımı düşünmeyin. Bu sana biraz garip gelebilir ama pratik egzersizler önerimin doğru yerde olduğundan emin olabilirsin. Egzersiz yapmak iç gerilimleri ve endişeleri serbest bırakma konusunda en hızlı sonuç alabileceğin yöntemlerden biridir. Dolayısıyla kısa süreli egzersizler yaparak zihninin ve bedeninin rahatlamasını sağlayabilirsin.
Pratik egzersizler yapmak çoğu zaman kendini daha kararlı ve daha güçlü hissetmeni sağlayacaktır. Bu seni daha fazla düşünmekten uzak tutacak bir eğilimdir. Vücudunu çok fazla zorlamadan pratik birkaç egzersiz yapman yeterli olacaktır. Böylece daha yapıcı düşüncelere biraz daha yakın olmayı başaracaksın. Bir başka ifadeyle, her şeyi kafaya takmaktan uzaklaşmış olacaksın.
Uyku kaliteni önemsemelisin
Olumlu bir düşünce yapısını sürdürmek ve olumsuz düşünce alışkanlığından uzak durmak istiyorsan uyku kaliteni önemsemek zorundasın. Uyku kalitesi bir insanın en çok ihmal ettiği durumlardan biridir. Yeteri kadar uyumayı başaramazsan her zaman birçok düşünceye karşı savunmasız kalmış olursun. Bu nedenle kısa süre içerisinde kendini bir düşünce girdabının içerisinde bulabilirsin.
Uykusuzluk, endişe ve karamsarlığa karşı savunmasız olmana neden olur. Genelde yaptıklarını net bir biçimde düşünemezsin. Dolayısıyla düşünceler zihnini sarmaya başlarlar. Her şeyi kafaya takmaya başlarsın ve bunun bir sonu olmaz. Sürekli düşüne düşüne kendini tüketmiş olursun. Bu nedenle iyi bir uyku için önerdiğim şu püf noktalara dikkat etmelisin:
- Sıcak bir odada uyumak ilk başta kendini güzel hissetmene neden olabilir. Fakat bu kısa süreli bir etkidir. Aksine, serin bir ortamda uyumak daha az olumsuz rüyalar ve aynı zamanda daha iyi ve daha sakin bir uykuyu elde etmene yardımcı olur.
- Kulak tıkacı kullanabilirsin. En ufak bir çıt sesinde bile uyanan biriysen son derece basit olan kulak tıkacı kullanmayı düşünebilirsin. Bu küçük eşyalar sayesinde etraftaki seslerden kurtulabilir ve daha rahat uyuyabilirsin.
- Uyumak için kendine baskı yapmamalısın. Bu aslında hepimizin yaptığı hatalardan biridir. Kendini uykulu hissetmiyorsan yatağa girip uyumak konusunda kendine baskı yapmamalısın. Bunu yaparsan yaklaşık 1 saat boyunca yatakta bir o yana bir bu yana dönersin. Bu konuda en iyi çözüm ise yatmadan önce 30 dakikalık bir okuma gerçekleştirmektir. Kitap okumak uykunu getirecektir.
Mükemmel sonuçlar beklemeyin
Bazen mutlu, pozitif ve sağlıklı alternatiflere yönelerek dikkatini dağıtman mümkündür. Kitap okumak, dans etmek, egzersiz yapmak, çizim yapmak veya resim yapmak gibi şeyleri deneyerek kafanın içindeki konulardan uzaklaşmayı başarabilirsin. Elbette bunların işe yaraması için yine stresten uzak durman gerekir. Ancak en önemlisi Lolly Daskal‘ın söylediği gibi mükemmel sonuçlar beklentisi içerisinde olmamaktır.
Bu büyük bir adımdır. Mükemmellik düşüncesinden uzaklaşmak pek kolay değildir. Hırslı olmak harika bir şeydir. Ancak mükemmelliği hedeflemek pek gerçekçi değildir. En önemlisi pratik değildir ve insanı zayıflatır. “Bu mükemmel olmalı” diye düşünmeye başladığın zaman imkansızı hedeflemiş olursun. Mükemmelliği düşündüğün zaman asla gittiğin yolda ilerlemeyi başaramazsın.
Şimdiki ana odaklanın
Geçmişten ziyade günlük yaşamında şimdiki ana odaklanmaya çalışmalısın. Çünkü şimdiki ana odaklanarak pek çok gereksiz şeyi düşünmekten uzak durabilirsin. Bu sana boşa harcadığın zamanın çoğunu değiştirebilme fırsatı verir. Şimdiki ana odaklanma konusunda sıkıntı yaşıyorsan Henrik Edberg‘in paylaştığı aşağıdaki üç pratik yöntemi deneyebilirsin:
- Yavaşlamaya çalışmalısın. Şu anda ne yapıyorsan onu yaparken yavaş hareket etmelisin. Aynı zamanda yavaş konuşmalısın. Bunu yaptığın zaman vücudunu nasıl kullandığını ve etrafında neler olup bittiğini daha iyi anlarsın.
- Kendinle konuşmalısın. Kendinle konuşurken sürekli “Şimdi ben…” diye cümlelere başlamalısın. Örneğin, “Şimdi ben kitap okuyacağım…”, “Şimdi ben dinleneceğim…” veya “Şimdi ben yürüyüşe çıkacağım…” gibi.
- Düşüncelerini dağıt ve yeniden bağlan. Eğer her şeyi kafana takmaya başladığını fark edersen hemen düşüncelerini dağıtmalısın. Bir başka ifadeyle kendini durdurmalısın. Ardından, etrafındakilere tamamen odaklanmak için birkaç dakikalığına şimdiki anla iletişim kurmalısın. Hissedin, duyun, koklayın ve görün.
Zamanını doğru insanlarla geçirmeye çalışmalısın
Her şeyi kafaya takan biriysen sosyal çevreni gözden geçirmelisin. Sosyal çevren bu davranışında büyük bir role sahiptir. Sadece gerçek hayatta sana yakın olan insanları değil aynı zamanda okuduğun, dinlediğin ve izlediğin şeyleri gözden geçirmelisin. Hayatında yer alan kitaplar, blog siteleri, forumlar ve filmler dahil her şeyi incelemelisin.
Seni daha fazla düşünmeye sevk eden şeylerin kaynağını bulmalısın. Senin üzerinde ters etkiye sahip olan insanların ve kaynakların neler olduğunu düşünmelisin. Düşüncelerin üzerinde olumlu etkisi olan insanlarla ve diğer şeylerle daha fazla zaman harcamaya çalışmalısın. Böylece seni aşırı düşünmeye sevk eden alışkanlıklardan uzak durmuş olursun.
Sorunun farkında olmalısın
Neyle mücadele ettiğini bilmek her zaman önemlidir. Çünkü bu her şeyi kafaya takma alışkanlığını kırmana yardımcı olacak bir durumdur. Normal bir günün içerisinde “her şeyi kafaya takmayı bırak” şeklinde hatırlatmalar yapmıyorsan bu kendini kandırıyor olduğun anlamına gelir. Dolayısıyla sorunun farkında olman gerekir.
Gün boyunca sana bunu hatırlatacak birçok farklı şey kullanabilirsin. Örneğin, çalışma masanın üzerine “her şeyi kafaya takmayı bırak” şeklinde bir not bırakabilirsin. Küçük bir yazılı not sana fazlasıyla yardımcı olacaktır. Alternatif olarak bunun için telefonunu kullanabilirsin. Telefonunda “her şeyi kafaya takmayı bırak” şeklinde bir hatırlatıcı oluşturarak işini garantiye alabilirsin.
Hayatını geri kazanmalısın
Her şeyi kafaya takan biriysen kronik endişe gibi bir probleme sahip olabilirsin. Kronik endişe kalıcı bir şey değildir. Bu bir zihinsel alışkanlıktır. Yukarıda sunduğum önerileri kullandığın zaman kendini bu alışkanlıktan kurtarmayı başarabilirsin. Ama en önemlisi, her şeyi kafaya takan biriysen, Thomas Oppong‘un dediği gibi aklına gelen düşünceleri farklı düşüncelerle değiştirmeyi denemek zorundasın.
Bunu tekrar söylemiş olacağım ama şimdiki dünyaya ve etrafında olan her şeye odaklanmayı denemelisin. Bunu yaptığın zaman kafanın içindeki düşüncelerle daha az vakit geçirirsin. Kontrol tamamen sana geçmiş olur. Zaman zaman dikkatini dağıtmak ve dikkatini odaklanılması gereken farklı bir şeye veya farklı birine yöneltmek bu nedenle çok önemlidir.