En üretken insanların 6 alışkanlığı

İnsanlar üretken olmaya çaba gösterdikçe üretken olmaktan uzaklaşırlar. Bunun en büyük sebebi hayat ve iş arasında gerçek dengeyi bir türlü kuramamış olmaktır. En üretken insanların sırrı nedir? Daha üretken olmanın asıl sırrı budur.

Hiç yapman gerekenleri yeterince yapmadığın hissine kapıldığın oluyor mu? Sana bir sır vermiş olayım. Haftada 40 saat çalışıyorsan bunun yaklaşık 15 saati verimsiz geçer. Bir başka ifadeyle, bu durum 15 saat üretkenlikten epey bir uzak kalman anlamına gelir.

İnsanlar üretken olmaya çaba gösterdikçe üretken olmaktan uzaklaşırlar. Bunun en büyük sebebi hayat ve iş arasında gerçek dengeyi bir türlü kuramamış olmaktır. En üretken insanların sırrı nedir? Daha üretken olmanın asıl sırrı budur.

Ruh halini iyileştir

Üretkenlik robot gibi hareket etmek anlamına gelmez. Çünkü biz insanların duyguları vardır. Sabah uyandığında sakin ve huzurlu olman durumunda gün içerisinde yapman gerekenleri daha kolay bir şekilde yapabilirsin.

Bunun aksine güne kötü bir başlangıç yaparsan o günü kurtarmaya çalışırsın. O günü sana doğru yönelen oklara karşı reaksiyon üretmekle geçirirsin. Okların zehirli olması veya olmaması senin için önemli değildir.

Güne nasıl başlarsan öyle ilerlersin. Ruh halin kötü olduğunda erteleme alışkanlığın baskın çıkar ve her şeyi ertelemeye başlarsın. Bu nedenle ruh halini iyileştirmeye çalışarak üretkenliğini ve başarı şansını yükseltmelisin.

Mesajları es geç

Bu kısım bana göre en zorlayıcı kısımdır. Sabah uyanır uyanmaz yaptığın ilk şey telefonu açıp bildirimleri kontrol etmek olmamalıdır. Bunu yaptığın zaman kendini yine bir şeylere karşı cevap vermeye ayarlamış olursun.

Sana kimden, nasıl ve ne şekilde mesaj veya bildirim gelmişse ona karşılık verebilme gayreti içerisine düşersin. Sonuç olarak günü planlama ve önceliklerini belirleme işlemlerini geri plana itmiş olursun. Buna izin vermeyerek kaybettiğin üretkenliği geri kazanabilirsin.

Eric Barker‘ın e-postalarla ilgili anlattıkları bu durumu anlamak için yeterlidir. Çeşitli araştırmalardan elde ettiği bilgileri topladığında e-postaların veya bildirimleri insan üzerindeki etkisi şu şekildedir:

  • Seni strese sokarlar.
  • Seni bir ahmağa dönüştürürler.
  • Alkol ve tütünden daha fazla bağımlılık yaparlar.
  • Sürekli bunları kontrol etmek IQ seviyeni düşürür.

Bir güne e-postaları ve bildirimleri kontrol ederek başlamak istiyorsan elbette karar sesin. Fakat bunu her yaptığında yukarıdakilerin gerçekleşebileceğini unutmamalısın. Günlük planın içerisinde bu kontrollere yer vermelisin ama zamanı daha verimli kullanmalısın.

Az ama öz iş yap

Bu durumdan daha önce tembelliği yenme kısmında bahsetmiştim. “Her şeyi tamamlamak neden bu kadar imkansız?” sorusunu sormak yerine cevabı kendinde aramalısın. Az ama öz iş yapmalı ve bir şeyleri tam olarak halletmeye çalışmalısın.

Üretken olmak istiyorsan önündeki işlere “Bunu yapmaya gerçekten ihtiyacım var mı?” sorusunu sormalısın. Bahane üretmek her zaman kolaydır. Bunun bir sınırı yoktur. Dolayısıyla işleri yapamadığın zaman bahanelerin arkasına saklanmaktan kaçınmalısın.

Kendine özgü bir plan oluşturup o planı uygulamaya çalışmalısın. Bir başka ifadeyle saatlerce “gözü kapalı” bir şekilde çalışmak yerine önceliklere göre çalışmayı tercih etmelisin. Tabi bunu yapabilmek için odaklanma sorununu ortadan kaldırmalısın.

Dikkat dağıtıcıları ortadan kaldır

Bu modern dünyanın en büyük problemlerinden birisidir. Her geçen gün hayatımıza “bir şeyler ekleme” konusunda daha istekli hale geliriz. Sürekli ama sürekli bir şeyler ekleyerek büyük bir karmaşa oluştururuz.

Üretken olmak istiyorsan modern dünyanın bu standardına karşı çıkmalısın. Çünkü hayatında fazla şeyin olması demek her birisine yetişebilmek için kendini daha fazla parçaya ayırman anlamına gelir. Bunun sonucunda kendini erteleme furyası içerisinde bulabilirsin.

Hayatta dikkatini dağıtan hemen hemen her şey seni biraz daha sersem yapar. Bunlardan kurtulmak için yaşadığın çevreyi gözden geçirmen gerekir. Örneğin, dikkat dağınıklığı ofiste çalışan insanlarda evden çalışan insanlardan çok daha fazladır.

Kendine özgü sistem geliştir

Üretkenlik “rastgele” elde edilen bir şey değildir. Bunun böyle olduğunu iddia eden kim varsa ondan uzak durmalısın. Çünkü üretken insanların bir rutini vardır ve bu rutini kendilerine uygun olarak geliştirmişlerdir.

Üretken olmak için bir sistem geliştirmek istiyorsan bunun kendine özgü olmasını sağlamalısın. Birçok kişi başkasına ait bir sistemi kendisi denedikten sonra “işe yaramaz” diyerek hayatına kaldığı yerden devam etme eğilimindedir. Bu şekilde hareket etmemelisin.

Pareto Kuralı olarak bilinen 80/20 kuralını uygulamaya koymalısın. Bu kural kendi sistemini geliştirme konusunda sana yardımcı olacaktır. Dilersen Barış Özcan tarafından hazırlanmış olan 80/20 kuralı videosunu izleyebilirsin.

Kendin için doğru rutini yani sistemi oluşturmak istiyorsan mutlaka aşağıdaki iki soruyu kendine sormalısın. Sorulara verdiğin cevapların ardından 1. olanı daha sık yapmalı, 2. olanı ise daha sık elemeye çalışmalısın. Böylece kendi üretkenlik sistemini oluşturmuş olursun.

  • Başarılarının orantısız durumlarından neler sorumludur?
  • Kesin olarak üretken olmana neden olanlar nelerdir?

Hedeflerini belirle

Güne iyi bir başlangıç yapmak istiyorsan o gün senin için neyin önemli olduğunu bilerek uyanman gerekir. Bu nedenle bir gece önceden “yarın senin için neyin önemli olacağını” belirlemeye çalışmalısın. Böylece üretkenlik düzeyini yükseltebilirsin.

Hedef belirlerken çok daha belirgin hedeflere odaklanman gerekir. Buna ek olarak tüm hedeflerini yazılı hale getirmelisin. Hedefleri sözde bırakmak işine geldiği zaman onları yok sayman anlamına geleceği için bu riski almamalısın.

Umarım bu öneriler üretken olmanı sağlayacak alışkanlıklar konusunda sana yardımcı olmuştur. Önerilerime eklemek istediğin bir şeyler varsa hemen yorum yapabilir veya önerilerimi beğendiysen yazımı arkadaşlarınla paylaşabilirsin.

Paylaşmaya ne dersin?
Kaan Karadeniz
Kaan Karadeniz

İstanbul Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi bölümünden mezunum. Yazı yazmayı ve araştırma yapmayı seviyorum. Psikolog, terapist, astrolog veya yaşam koçu değilim. Hedefim insanların hayatlarına değer katabilecek bilgileri onlarla buluşturmaktır.

2 Comments

Yorum yapıp katkı sağla...