Odaklanma sorunu yaratan 8 önemli faktör

1-20 arası saymaya çalışmalısın. Ama her sayıdan sonra sayıyı heceleyerek söylemelisin. Örneğin, 1 dedikten sonra Be-İ-Re diye kodlama yapıp 2 demeli ve bu şekilde devam etmelisin. Gerçekten 20'ye kadar herhangi bir sorun yaşamadan gelebiliyorsa müthiş odaklanan bir insansın demektir.

Odaklanma problemi her insanın başına gelebilecek durumlardan biridir. Özellikle bu denli dijital bir dünyanın içerisinde dikkatimizi dağıtacak birçok unsur vardır. Odaklanma probleminin olup olmadığını merak ediyorsan basit bir test gerçekleştirebilirsin.

1-20 arası saymaya çalışmalısın. Ama her sayıdan sonra sayıyı heceleyerek söylemelisin. Örneğin, 1 dedikten sonra Be-İ-Re diye kodlama yapıp 2 demeli ve bu şekilde devam etmelisin. Gerçekten 20’ye kadar herhangi bir sorun yaşamadan gelebiliyorsa müthiş odaklanan bir insansın demektir.

Akıllı telefonlar

Akıllı telefonların dikkat dağıtıcı olduğunu söyleyen tek kişi değilim. Ortalama olarak bir insanın gün içerisinde 80 kez telefonunu kontrol etmesi söz konusudur. Gerçekten kendi açından kaç kere kontrol ettiğini düşünürsen bu rakama yakın bir rakam elde ettiğini görürsün.

Sürekli gelen mesajlar, aramalar, bildirimler günün hemen hemen her anında telefona bağlı kalmanı sağlar. Zamanının sadece bir dakikasını alsa bile zihinsel olarak bulunduğun yere geri dönmek çok zor olabilir. Bunu biraz daha ileri götürürsem uyku sağlığının bozulması bile söz konusudur.

Akıllı telefon bağımlılığından kurtulmanın en başarılı yolu kendini kontrol etmektir. Telefonundaki her bir uygulama için harcadığın vakti izlemene yardımcı olabilecek birçok uygulama vardır. Biraz bunları kullanıp uygulamalara ne kadar vakit ayırdığını kontrol edebilirsin.

2 saatten fazla zaman harcadığın uygulamaları tespit etmeye çalışmalısın. Başlangıçta 2 saati 1.5 saate düşürmeye çalışmalısın. Böylece vaktini en çok alan uygulamalara bir sınırlama getirmiş olursun. Benzer yaklaşımı diğer uygulamalar için de gerçekleştirin.

Akıllı telefonları akıllıca kullanmalısın. Odağını kontrol altında tutmaya çalışmalısın. Yatağa girdiğin zaman veya tamamlanması gereken önemli bir iş olduğunda telefonunu sessize almalısın. Tüm bildirimleri ve mesajları kontrol etmek için kendine özel bir zaman ayırmalısın.

Sosyal medya

Facebook, Instagram, Twitter ve liste bu şekilde devam eder. Birçoğumuz sosyal medyada aktif olmayı gerçekten gurur verici bir iş olarak görüyoruz. Gerçek durum ise biraz farklı. Bu sosyal medya platformlarının çoğu değerli zamanını çalmaktan başka bir iş yapmıyorlar.

Örneğin, iş yerinde önemli bir proje için araştırma yapmaya çalıştığını düşün. Bir anda yakın bir arkadaşın seni etiketleyip Instagram’da paylaşım yaptığını düşün. Sadece kontrol edip işine dönebileceğini düşünebilirsin. Ama gerçekte olan böyle değildir.

Çünkü sosyal medyaya girdiğin zaman rastgele resimler arasında gezinmek saatlerini alacaktır. Üzerinde çalıştığın projede geri kalmış olursun. Yetmez sana ait olan sınırlı zamandan feragat etmiş olursun. Sosyal medya odaklanma konusunda çok ciddi problemlerden biridir.

Odaklanma konusunda problemini çözmek istiyorsan telefonundan sosyal medya uygulamalarını kaldırmalısın. Hesapların oturumunu kapatıp push bildirimlerini kapatmanın çok zor olduğunu düşünüyorsan yapman gereken budur. Onları en iyisi hafta sonu kontrol etmeyi düşünmelisin.

Aşırı düşünmek

Dürüst olmak gerekirse psikolojik rahatsızlığımın teşhisi konunca çok endişelendim. Zaten endişeye bağlı olarak şiddetini artıran bir şey olduğu için doğal olarak bir sarmalın içerisine girmek söz konusu olmuştu. Ama sonra ne kadar düşünürsem düşüneyim bir şeyin değişmediğini fark ettim.

Aşırı düşünmek genellikle gereksiz endişe ve odak eksikliğine yol açar. Düşüncelerin bugünün sorunlarından yarının sorunlarına kadar pek çok alana uzanabilecektir. İşin aslını söylemek gerekirse siyasette yapılacak bir sonraki hamleyi dahi kafaya takabilecek duruma gelmiş olabilirsin.

Biraz rahatlamaya ihtiyacını var. Endişelerle sarılı dünyanda işlerin çok kolay ilerlemeyeceğini biliyorum ama bir şekilde endişelere karşı bir savunma mekanizması geliştirmiş olman gerekir. Bunun için endişelerden kurtulmak ile ilgili yazımı okumanı öneririm.

Bilmek istiyorsan söyleyeyim; aşırı düşünme sorununun sadece bir çözümü var. Şimdiki zamanda yaşamaya başlamak zorundasın. Elinde olanın tadını çıkarmalısın. Gelecek hakkında endişelenmekten kaçınmalı ve geçmişte kalmaya çalışmamalısın.

Kötü beslenmek

Kabul ediyorum, şimdi beslenme ile odaklanma arasında nasıl bir bağ var diye kendine soruyorsun. Aslında sorunun cevabı oldukça basit. Yediğimiz yiyecekler sadece bedenimizin değil aynı zamanda zihnimizin ihtiyaçlarını karşılarlar. Dolayısıyla yediklerimizin önemi çok büyüktür.

Çok fazla sağlıksız gıda tükettiğin zaman miden bir şekilde rahatsızlık duyar ve iş açısından odaklanma problemi yaşamaya başlarsın. Sadece sağlıklı yiyecekler huzurlu kalmanı sağlayarak odaklanmaya yardımcı olurlar.

Çok büyük bir pizza sever olabilirsin. Ama çok fazlasının üretkenlik açısından problem yarattığını fark etmelisin. Ne yediğine dikkat etmelisin. Fast-food yemekten hemen vazgeçemezsin ama kendini frenlemeyi başarabileceğini düşünüyorum.

Uyku eksikliği

Aslında hiç ayakta uyumak gibi bir deneyime sahip olmadım. Zaman zaman çok uykusuz kaldığım elbette oldu ama bu tür bir deneyim yaşamadım. Uyku eksikliği odaklanma konusunda en önemli sorumlulardan biridir.

Çünkü daha az uyku zihinsel ayarlarının bozulmasına neden olur ve bir şeyleri hatırlamanı gerçekten zorlaştırabilir. Her gün en az 7 saat uyuman gerekir. Bu saat meselesi hala tartışmalıdır. Ancak popüler olan söyleme sadık kalmanın doğru olacağını düşünüyorum.

Yapman gereken ilk ve en önemli şey yatmadan en az bir saat önce tüm elektronik cihazlardan uzaklaşmaktır. Telefonunu sessize almayı ihmal etmemelisin. Hala uykuya dalmakta güçlü çekiyorsan çeşitli uyku egzersizlerinden destek almayı düşünebilirsin.

Aynı anda çok iş yapmak

Doğruyu söylemek gerekirse aynı anda çok iş yapmanın bir meziyet olduğunu düşünürüz. Bu gerçekten harika bir şey görünebilir. Fakat doğruyu söylemek zorundayım. Aynı anda çok iş yapmak üretkenliğini düşüren bir durumdur.

Çoğumuz aynı anda 3 farklı şeyle uğraşırız ve bunun bize zaman kazandırdığını düşünürüz. Araştırmalar, bir görevin başka bir görevle birleşmesinin iş kalitesini düşüreceğini ortaya koymuşlardır. Hiç kimse yaptığı 3 farklı işe aynı anda %100’ünü verme potansiyeline sahip değildir.

Her seferinde tek bir işe odaklanmalısın. Sürenin yetersiz kalacağını düşünüyorsan bir plan yapmalı ve görevlerini uygun şekilde önceliklere ayırarak hareket etmelisin. Böylece ortaya daha önemli bir şey çıktığında görevleri her zaman değiştirme fırsatı elde edersin.

Olumsuz tutum

Olumsuz bir zihinsel tutumdan daha dikkat dağıtıcı bir şey bulmak kolay değildir. Bir şeylere bakış açın tutumuna bağlıdır. Her şey hakkında kötümser olacaksan pireyi deve yapman çok uzun sürmeyecektir. Bir türlü iyiliği göremeyeceğin için sürekli endişe halinde olacaksın.

Bu sebepten ötürü olumlu düşünme konusunda kendini geliştirmen gerekir. Ne yapıp edip mutlaka olumlu bakış açısını geliştirme konusunda bir adım atmalısın. Fırsatların ne zaman ayağına geleceğini bilemezsin. Ama geldiklerinde onları tepmemek için olumlu yaklaşıma sahip olmalısın.

Pozitif olma konusunda işi bir sanata dönüştürmeye gerek yoktur. Ama karşına çıkan durumlarda olumlu yönleri araman bir alışkanlık olmalıdır. Bunu yapmak kolay değildir. Ancak minnettar olduğun şeylerin listesini yaparak bunu başarabilirsin.

Molasız çalışmak

Mola vermek her insanın ihtiyaç duyacağı şeylerden biridir. Fakat önemli olan bunu doğru şekilde gerçekleştirmektir. Molasız çalışırsan zihnini gereğinden fazla yormuş olursun. Beynin yorulur ve odaklanman zorlaşır. Bu nedenle mola vermek önemlidir.

Diğer taraftan molaları çok uzun tutmak zihninin dağılmasına neden olur. Çünkü mola vermeden önceki noktaya gelmen zor olur. Bunun yaşanmasını istemiyorsan mola vermeye olabildiğince özen göstermelisin. Luke Carter’ın dediği gibi gerektiğinde mola almayı ihmal etmemelisin.

Umarım bu yazı odaklanma problemi yaratan faktörleri öğrenme konusunda sana yardımcı olmuştur. Eklemek veya sormak istediğin bir şeyler varsa hemen yorum yapabilirsin. Ayrıca, yazımı beğendiysen onu arkadaşlarınla paylaşabilir misin?

Paylaşmaya ne dersin?
Kaan Karadeniz
Kaan Karadeniz

İstanbul Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi bölümünden mezunum. Yazı yazmayı ve araştırma yapmayı seviyorum. Psikolog, terapist, astrolog veya yaşam koçu değilim. Hedefim insanların hayatlarına değer katabilecek bilgileri onlarla buluşturmaktır.

Yorum yapıp katkı sağla...