Kendini geliştirmek için 37 pratik yöntem

Kendini geliştirmek istiyorsan öncelikle ne yapman gerektiğini bilmelisin. İnsan sürekli kendisini nasıl geliştirebileceğini düşünür durur. Kendini geliştirmek için birçok farklı yöntemi dener. Ben farklı bir yol izlemeyi düşünüyorum. En azından denenmiş ve test edilmiş yöntemlerle buluşmanı sağlamak istiyorum.

Hayatını iyileştirmek her zaman büyük bir atılım yapmakla ilgili değildir. Sürekli üzerinde çalışabileceğin bir şeydir. Her ne kadar hayattaki öncelikler arasında kendini geliştirmek arka sıralarda yer alsa bile birkaç dakikanı ayırarak bunu başarabilirsin.

Kendini geliştirmek istiyorsan öncelikle ne yapman gerektiğini bilmelisin. İnsan sürekli kendisini nasıl geliştirebileceğini düşünür durur. Kendini geliştirmek için birçok farklı yöntemi dener. Ben farklı bir yol izlemeyi düşünüyorum. En azından denenmiş ve test edilmiş yöntemlerle buluşmanı sağlamak istiyorum.

Her gün kitap okumalısın

Kitaplarla aran nasıl bilmiyorum. Onları seven insanlardan biri olabilirsin. Eğer öyleyse çok şanslısın demektir. Kitaplar bilgi depolarıdır. Bir kitaptan faydalanmanın sayısız yolu vardır. Kitapların doğası insana inanılmaz bir gelişim olanağı sunar. Senin okuduğun bir kitabı senden sonra yakın bir arkadaşın okumuş olsa bile seninle aynı deneyimlere sahip olmayacaktır.

Bilgi her ne kadar evrensel gibi gözükse bile bilgiyi işleme son derece öznel bir durumdur. Alışkanlıklar insanın başarıya giden yoldaki en önemli dostudur. Alışkanlıkların iyiyse güçlü bir insan olursun. Bu nedenle alışkanlıklar konusunda titiz olmalısın. Örneğin, günlük tutmak bir alışkanlıktır. Bu alışkanlığın faydaları için günlük nasıl yazılır isimli yazıma bakabilirsin.

Diğer taraftan sürekli televizyon izlemek, bilgisayar başında uzun süre eğlence odaklı vakit geçirmek, geç yatıp geç kalkmak gibi durumlar birer alışkanlıktır. Bunlar sağlığın ve gelişimin için faydalı olmaktan ziyade zararlıdırlar. Her biriyle aranda bir miktar mesafe olması gerekir.

Yeni bir dil öğrenmelisin

Türkiye’de doğmuş birisi olarak tanışacağın ilk dil büyük olasılıkla Türkçe olacaktır. Ancak kendini bu dille sınırlı tutmamalısın. Mutlaka donanımına ikincil bir dil katmalısın. Çoğumuz için bu ortaokul ve liseden itibaren öğrenmeye başladığımız İngilizce dilidir. Bazımız İngilizce öğrenme konusunda başarılı oluruz. Bazılarımız ise bir türlü öğrenemeyiz.

Çabalarını yersiz görmemelisin. Yeni bir dil öğrenmek için inatçı olmalısın. Çünkü yeni bir dil sürekli kendini geliştirmeni ve kendine destek olmanı sağlar. Yeni kültürlere açılmış olursun. En önemlisi yeni bilgilerle tanışma olasılığını artırırsın. Önerim bir an önce İngilizce öğrenmeye çalışmalısın. Aklında farklı bir dil varsa o hedef için de çaba gösterebilirsin.

Yeni bir hobi kazanmalısın

Kendini geliştirmek istiyorsan her zaman favori olan hobilerinin dışına çıkma cesaretini göstermelisin. Öğrenebileceğin yeni şeyler olup olmadığını gözden geçirmelisin. Elbette kalkıp sırf hobi olsun diye at biniciliği yap diyemem. Neye yatkın durumdaysan onunla ilgilenmelisin. Örneğin, futboldan hoşlanıyorsan basketbola bir şans vermeyi düşünebilirsin.

Yeni hobinin illa eğlence odaklı olmak zorunda değildir. Leziz yemekler yapabilmek için mutfağa girip Anadolu mutfağının meşhur yöresel yemeklerini yapmaya çalışabilirsin. Belki daha teknolojik ilerleyerek web tasarımı öğrenebilirsin. Bir blog açabilir ve içini hoşlandığın konudaki yazılarla doldurmayı başarabilirsin.

Yeni kurslara katılmalısın

Bu aslında bir fırsat adımıdır. Yeni kurslara gitmek demek yeni şeyler öğrenebilmek anlamına gelir. Aynı zamanda yeni insanlarla tanışma fırsatı elde edebilirsin. Bilgi ve becerilerini geliştirirken aynı zamanda sosyal becerilerini geliştirmek istemez misin? O halde başvurman gereken yer kurslardır.

Kursların uzun vadeli, yorucu ve sıkı takip gerektiren bir şeyler olmasına gerek yoktur. Çeşitli atölyelere katılabilirsin. Bu atölyelerden kazandığın izlenimlerle yoluna devam etmeye çalışabilirsin. Örneğin, Android uygulama geliştirme kursuna ve çalışma gruplarına katılabilirsin.

Korkularının üstesinden gelmelisin

Hepimizin bazı korkuları vardır. Belirsizlikte korkarız, toplum önünde konuşmaktan korkarız, risk almaktan korkarız. Bunların hepsine veya sadece birine sahip olabiliriz. Bunlar bizi bulunduğumuz konumda tutarlar ve ileriye doğru adım atmamıza engel olurlar. Önce sahip olduğun korkuları tanımlamalı ardından gelişim için fırsatları ortaya çıkarmalısın. Bir şeyden korkuyorsan o alanda bilgi eksiliğine sahip olabilirsin.

Her başarının ardında çok ciddi çalışma vardır. Çalışıp çaba göstermediğin müddetçe başarı elde etsen bile pek bir değeri olmayacaktır. Sürekli rahatlık bölgende kalırsan ve ileriye doğru adım atmayı göze alamazsan kendini geliştirmenin bir yolunu bulamazsın.

Rahatlık alanın hayatında zamanının büyük bir kısmını harcadığın alandır. Diğer insanların buraya çok fazla müdahale etmesini istemezsin. Yine diğer insanların müdahalelerini kısıtlayarak farklı şeyler yapmayı deneyebilirsin. Yeni şeylerle uğraşmak gelişimin için oldukça değerlidir.

Yeteneklerini geliştirmeye çalışmalısın

Bireysel olarak bir insan çok farklı yeteneklere sahip olabilir ama burada önemli olan sahip olunan yeteneklerin işlevsellik durumudur. Her konuda bilgi sahibi olduğun zaman çok daha iyi bir insan olacağını düşünüyor olabilirsin. Ancak bu çok sağlıklı bir düşünce değildir.

Yetenek çantanda 20-30 tane kabiliyet olabilir ama aralarından bir tanesini bile en iyi şekilde gerçekleştirecek kadar becerikli değilsen gelişim açısından bir anlamı olmayacaktır. Miktarları değil niteliği düşünerek hareket edip yeteneklerini geliştirmeyi düşünmelisin. Örneğin, ben bir blog yazarıyım ve sürekli olarak araştırma ve yazma becerilerimi geliştirmek durumundayım. Sen neleri tercih edersin?

Erken kalkma alışkanlığı edinmelisin

Kendini geliştirmek istiyorsan aynı zamanda üretkenliğini geliştirmen gerekir. Birçok başarılı iş adamı ve iş kadını sabah erken kalkma alışkanlığına sahiptir. Bu sayede günlerinden ekstra verim almayı hedeflerler. Sabah 06:00 gibi uyanmaya çalışmalısın. Bu senin gün boyunca aktif kalmanı sağlayacaktır. Başlangıçta alışmak için biraz zorlanırsın ama alışkanlığı edindikten sonra işin fazlasıyla kolay olacaktır.

Erken kalkmış olman hemen kalkıp ağır işlerle uğraşman gerektiği anlamına gelmez. Tam tersine güne hafif eforla başlamak iyi bir fikirdir. Bir fincan sabah kahvesi yaptıktan sonra kahvaltını hazırlayabilir ve mutlu bir kahvaltıya başlangıç yapabilirsin. Sonrasında birkaç sayfa kitap okuyarak işe gitmek için yola çıkabilirsin. Bu rutin sabahı en iyi şekilde geçirip gün boyu enerji dolu kalmana yardımcı olacaktır.

Erken yatma alışkanlığı edinmelisin

Erken kalkmak istiyorsan ne yapman gerekir? Elbette erken yatman gerekir. Gece 01:00’de yatıp sabah 06:00’da kalkmak kadar yorucu başka bir eylem yoktur. Her zaman doğru miktarda uyumalı ve doğru şekilde uyumalısın. Bazen sağda solda, televizyonda veya sosyal medyada uyku saatleriyle ilgili bir şeyler duymuş olabilirsin.

Uzmanlar bu konuda net değiller ama ben gayet net olacağım. Bir günün gerçekten iyi geçmesini istiyorsan en az 8 saat uyuman gerekir. Sabah 06:00’da kalkacaksan saat 22:00’de uyumalısın. Uyumadan önce dilediğini yapabilirsin. Sosyal medyada gezinebilir, birkaç sayfa kitap okuyabilir veya arkadaşlarınla telefonda konuşabilirsin. Burada önemli olan erken yatma konusunda süreklilik ortaya koymandır.

Egzersiz yapmalısın

Erken kalkmayı alışkanlık edindiysen her şeyi bununla sınırlı bırakmamalısın. Aynı zamanda egzersiz konusunu bir alışkanlık haline getirmelisin. Ağır egzersizler yapmana gerek yoktur. Örneğin, haftanın üç günü 30 dakikalık hızlı yürüyüşler gerçekleştirebilirsin. Bunu yapma imkanın yoksa evde kendine ait bir ortamda ekipmansız antrenman yapabilirsin.

Egzersiz konusunda kişisel tercihler her zaman değişiklik gösterecektir. Benim için yürüme ve koşma önemlidir. Senin için yüzme iyi bir egzersiz biçimi olabilir. Neye imkanın varsa onu yapmaya çalışmalısın. Önemli olan hareketli kalman, fiziksel olarak iyi durumda olman ve sağlıklı bir hayata sahip olduğunu hissederek yaşamaktır.

Geleceğe not bırakmalısın

Kendini geliştirmek istiyorsan bunu mutlaka yapmalısın. Bundan beş yıl sonra kendini nerede görüyorsun? Aynı mı olacaksın? Bir şeyler değişecek mi? Neler değişecek? Kişiliğinde değişimler olacak mı? En önemlisi kendini geliştirmiş olacak mısın? Bunu bilebilmek için gelecekteki kendine bir not yazmalısın. Bazısı buna geleceğe mektup adını verir.

Burada temel amaç kendin için bir motivasyon kaynağı oluşturmaktır. Örneğin, mektuba “İngilizce konuşamıyorum ama bir yıl sonra konuşabilen birisi olacağım.” diye bir cümle bırakabilirsin. Bu cümle senin için sihirli bir motivasyon kaynağı olacaktır. Notu bir zarf içerisine koyup onu zamanı geldiğince açmak üzere bir yere saklamalısın. Artık mektubu açma niteliğine sahip olduğun zaman onu açabileceksin.

Rahatlık bölgenden çıkmalısın

Kendini geliştirmek istiyorsan çaba göstermen gerekir. Yoğun çaba gösterdiğin zaman bunun meyvesini toplayacağından emin olabilirsin. Ancak rahatlık bölgende kalmaya devam edersen bu hiçbir şey yapmadığın anlamına gelecektir. Bu nedenle bir fırsatını bulup rahatlık bölgenden çıkman gerekir. Bu kendini geliştirmek için kendine yapabileceğin en güzel iyiliklerden biridir.

Peki, rahatlık bölgesi nedir? Sürekli aynı yerlerde mi takılıyorsun? Sürekli diğer insanların sana ait alana yanaşmasına izin vermiyor musun? İşte bu rutin senin rahatlık alanın durumundadır. Bu bariyerleri ortadan kaldırmalı ve farklı bir şeyler yapmalısın. Kendini yeni deneyimlere, yeni becerilere ve yeni etkileşimlere açık hale getirerek yeni şeyler öğrenmeye başlayabilirsin.

Rekabete girmelisin

Rekabeti küçümsemeni asla önermem. Çünkü bu kendine yapabileceğin büyük kötülüklerden biri olacaktır. Rekabet her zaman daha fazlasını yapabilmek için seni ikna edebilecek özel bir durumdur. Kendini geliştirmek için hedefini belirlemiş durumdaysan o hedef için kendine bir rakip bulmalısın. Bir rakip yoksa onu yaratmalısın.

Peki, nasıl olacak bu iş? Yakın bir arkadaşınla yemeğine iddiaya girebilirsin mesela. Örneğin, “Bir yıl sonra Almanca öğrenmiş birisi olacağım göreceksin. Var mısın iddiaya?” diye bir arkadaşınla iddiaya tutuşabilirsin. Arkadaşın senin gelişmeni isteyen biriyse bunu seve seve kabul edecektir. Sonunda yemek ısmarlamak olsa bile gerçek arkadaşlar bunun lafını dahi etmeyecektir.

Kör noktaları bulmalısın

Bunun zor bir adım olduğunu söylemeliyim. Kör nokta görme şansımızın olmadığı alanları ifade eder. Bu, özelliklerin, değerlerin, davranışların, özel durumların, alışkanlıkların, hislerin ve düşüncelerin gibi farklı şeylerden oluşur. Kendin hakkında bilmediğin veya göremediğin şeyleri öğrenmen gerekir. Böylece kendini geliştirmek için çok daha etkili adımlar atabilirsin. Çünkü önünde hedefin belli olmuş olur.

Örneğin, kibirli insanları pek sevmediğini düşünelim. Neden? Bu soruyu ilk duyduğunda ilk vereceğin cevap “beni rahatsız ediyorlar” veya “çok zorlayıcı insanlar” diye bir tanımlama yapabilirsin. Ancak bunlar buz dağının görünen yüzüdür. Senin bulman gereken ise kibirli insanların seni etkilemesinin arkasındaki derin sebeplerdir.

Destek almalısın

Kendini geliştirmek istiyorsan geri bildirim almak son derece önemlidir. Örneğin, ne kadar çaba gösterirsen göster kör noktalarını öğrenme konusunda yetersiz kalabilirsin. Bu noktada seni tanıyan insanlardan destek almayı düşünmelisin. Çünkü insanın kendini başkalarının gözünden görme ihtimali çok düşüktür. Sana dışarıdan bir göz lazımdır. Bunu en yakınındaki insanlarda bulabilirsin.

Arkadaşlarından alacağın destek çok önemlidir. Çünkü sen kendini farklı konumda görürken onlar seni farklı bir konumda görebilirler. Davranışlarını ve düşüncelerini daha objektif bir biçimde yorumlama şansına sahiptirler. Bu imkandan yararlanmalı ve kendini geliştirebilmek için eleştirileri kabul etmelisin.

Eleştirilere açık olmalısın

Rekabetçi olmadığın zaman gelişimin yavaş olur. Bir rekabet ortamı oluşturmalı ve bu ortamda varlık gösterebilmek için tüm çabanı ortaya koymalısın. Kilo vermeye çalışabilirsin, günlük yirmi farklı hareket yapabilirsin, aylık harcadığın miktarı kısmanın yollarını arayabilirsin. Rekabet edebilmek için belirlediğin hedef ne olursa olsun ona bağlı kalmaya çalışmalısın.

Kendini geliştirmek istiyorsan en önemli yardımcıların sana gelen eleştiriler olacaktır. Eleştiriler saptamakta zorlandığın eksik yanlarını ortaya çıkarırlar. Bununla birlikte keşfetmekte zorlandığın kör noktaları eleştiriler yardımıyla açığa çıkarabilirsin. Her insan eleştirilmekten çok hoşlanmaz. Ailenden, arkadaşlarından veya iş arkadaşlarından gelen eleştirilere karşı açık olmalısın.

İrade gücünü yükseltmelisin

Belirlemiş olduğun bir yolda giderken istediğin faydaları göremezsen artık vazgeçmen gerektiğini bilmelisin. Örneğin, 5 yıl boyunca aynı şeyi yapıyorsan ama bir türlü sonuç alamıyorsan artık farklı bir yol çizmeye çalışmalısın. Yeni bir yol seçmeli ve o tarafa gitmelisin. Bunu yapabilmek için irade gücüne ihtiyacın olacaktır.

Süreci başlatabilmek için ilk ihtiyaç duyduğun şey irade gücüdür. Geçen yıl yaptığın aynı şeyleri tekrar yapmana gerek olmadığını bilmelisin. Hatalarını fark edip onları temizlemelisin. Geçmişe değil geleceğe yatırım yapmalısın. Böylece ortaya koyduğun çabayla ilgili farklılıkları görmeye başlayabilirsin.

Hatalarını kabul etmelisin

Bazen hatalarımızı kabul etmekte zorlanırız. Bu durumda işimize yarayacak çok önemli iki kelime vardır. “Özür dilerim.” diyebilme cesaretini göstermelisin. İstersen bunu Fransızca bir kelime olan “Pardon” ile yapabilirsin. Seçim sana kalmış. Basit bir özür dahi çıkmış olduğun yeni yolda sana destek olacak ilk motivasyon kaynağıdır.

Hatalarını kabul etmelisin. Hatta hatalarını kendine itiraf etmelisin. Onlar hakkında herkese tek tek hesap vermek zorunda değilsin. Sadece oturup kendinle konuşmalısın. Yok yere canını sıkmana gerek olmadığını bilmelisin. Her ne yaparsan yap kendine yaparsın ama gelişim beklentin varsa hatalarını kabul etmen çok önemli bir ayrıntıdır.

Yapılacaklar listesi kullanmalısın

Yapılacaklar listesi kullanmak üretkenlik için çok önemlidir. Bu listeler sayesinde odaklanma problemini dahi ortadan kaldırabilirsin. Vaktinin bir kısmını yapılacaklar listesi oluşturmaya ayırmalı ve bunu yaparken aşırı seçici davranmalısın. Örneğin, bugün bir blog yazı yazmak istiyordum ve bunu yapılacaklar listesine eklemiştim. Şimdi bunu yapmak üzereyim.

Yapılacaklar listesinin nasıl oluşturulduğu önemli değildir. Bazı insanlar klasik kağıt ve kaleme sadık kalmaya çalışırlar. Bazı insanlar ise teknolojinin getirdiklerini kullanırlar ve bilgisayarlarında bir not uygulaması kullanırlar. Bazı insanlar ise bunun için geliştirilmiş mobil uygulamaları kullanırlar. Örneğin, yapılacaklar listesi uygulamaları kısmında işe yarar bazı uygulamalara değinmiştim. Gönül rahatlığıyla bunları kullanabilirsin.

Zayıf yanlarını keşfetmelisin

Herkesin bir kusuru vardır. Bir başka ifadeyle hiç kimse mükemmel değildir. Önemli olan bu kusurların farkında olmak, onları anlamak ve onları ortadan kaldırmaya çalışmaktır. Bunu yaparak kendini geliştirmek için epey etkili adımlar atabilirsin. Kusurların nelerdir? Bu kusurları kapatmak için neler yapabilirsin? Bu sorulara çeşitli cevaplar bulmalısın.

Kusurların her ne ise onları saptarken dürüst olmalısın. Kusurlar ve onları ortadan kaldırma konusunda sabırdan sonra en çok ihtiyacın olacak nitelik dürüstlüktür. Dürüst olmazsan kusurlarını göremezsin, kusurlarını göremezsen kendini geliştirme konusunda ileri doğru adım atamazsın. Bunun bilincinde olmak çok önemlidir.

Hedeflerini gözden geçirmelisin

Bundan sonraki adımda harekete geçmeni önereceğim ama şimdi hedeflerine göz atma vakti. Bir hedef için yola çıktığın zaman aklında sadece o olur. Bu hedef büyük bir hedef ise ve parçalanmamış vaziyette önünde duruyorsa büyük bir hata yaparsın. O hedefi parçalara ayırıp öyle hareket etmelisin. Çünkü küçük hedefleri yerine getirmek her zaman büyük hedefleri yerine getirmekten daha kolaydır.

Süreci hemen şimdi başlatmaya çalışmalısın. Yüksek hedefler belirlemelisin. Bu yüksek hedefleri parçalara ayırmalısın. Yapabileceğin nitelikte her parça yeterli olacaktır. Yapabileceğinin ötesinde hiçbir şey ile ilgilenmeni tavsiye etmem. Önemli olan küçük parçaları yutarak büyük hedefe doğru ilerleyebilmektir.

Harekete geçmelisin

Kendini geliştirmenin en kolay yolu hiç kuşkusuz harekete geçmektir. Öğrendiğin onlarca bilgiyi hiçbir yerde kullanmazsan bir anlamı olmayacaktır. Dolayısıyla edindiğin her bilgiyi kullanmanın yollarını bulmalısın. Mümkünse hiçbir yerde kullanamayacak olduğun bir bilginin peşinden gitmemelisin. Bu çabana ve emeğine yazık etmen anlamına gelir.

Peki, harekete nasıl geçebilirsin? Yukarıda söylemiş olduğum yapılacaklar listesinden yardım alabilirsin. Öncelikle yapman gereken hedef oluşturmaktır. Bir şeyi hedefin haline getirdikten sonra onu birkaç eşit parçaya bölerek küçük hedefler oluşturmalısın. Küçük hedefleri yapılacaklar listesine kaydederek onları adım adım yerine getirmelisin. Böylece başlangıçta büyük gözüken hedefini yerine getirmiş olursun.

Kötü alışkanlıklarına veda etmelisin

Yapmaktan çok hoşlandığın ve kendine bir türlü hakim olamadığın bir şey var mı? Örneğin, güne mutlaka kahve içerek başlaman gerektiğini düşünüyor olabilirsin. Her akşam işten çıktıktan sonra koşuya gitmen gerekebilir. Belki daha ince ve farklı alışkanlıklara sahip olabilirsin. Bu alışkanlıkların nasıl oluştuğunu anlamaya çalışmalısın. En önemlisi bu alışkanlığın hayatına etkisini sorgulamalısın.

Alışkanlıklar söz konusu olduğunda çoğu insan alışkanlıklarını kontrol etmek ister. Sigarayı bırakmak, sağlıklı bir beslenmeye sahip olmak veya erken yatmak gibi alışkanlıkları kontrol etmek ise her zaman zordur. Kötü alışkanlıklar, bilinçaltında gelişen ve gerçekleşen davranışlar oldukları için fazlasıyla sinsidirler. Bu alışkanlıklar başarılarımız ve başarısızlıklarımız üzerinde önemli etkiye sahiptirler. Dolayısıyla onlardan kurtulmalısın.

Yeni alışkanlıklara sahip olmalısın

Kötü alışkanlıkları bir bir hayatından çıkardıktan sonra onların yerlerine bir şeyler dahil etmen gerekir. Bunu bir futbol maçındaki oyuncu değişikliği gibi düşünebilirsin. Bir alışkanlık oyunun dışına çıkarken bir alışkanlık oyunun içine girmelidir. Aksi taktirde hayatında bir boşluk varmış gibi hissedersin. Bu boşluk zamanını ve çabalarını olumsuz etkileyecektir.

Peki, hangi alışkanlıklara sahip olman gerekir? Bu soru yaşantına göre değişir. Sahip olduğun zamana ve imkanlara göre bir şeyler düşünmelisin. Daha önce bahsettiğim gibi kitap okumak, erken kalkmak ve egzersiz yapmak gününün bir parçası haline gelmelidirler. Bunun dışında araştırmayı alışkanlık haline getirebilirsin. Böylece her gün yeni bilgiler edinmeye devam edebilirsin.

Olumsuz insanlardan uzak durmalısın

Bunu çoğu zaman başarmamız pek mümkün olmaz. Ancak başarmak zorunda olduğumuzu bilmeliyiz. Olumsuz insanlarla arana mutlaka mesafe koymalısın. Çünkü onlar enerjini yok edebilecek güce sahiptirler. Güçlerini kullanmalarına izin vermemelisin. Onlarla geçirdiğin vakti azaltmalı ve kendine daha fazla vakit ayırmalısın.

Tanıdıkların, iş arkadaşların ve normal arkadaşlarından oluşan bir grup insanı düşünmen gerekebilir. Bu insanların arasında mutlaka güvenine zarar veren, güvenine ihanet eden ve olumsuzluk yayan insanlar vardır. Bir insan olarak bunlardan tamamen uzak durmamız mümkün değildir. Çünkü sosyalleşmeye ihtiyaç duyarız. Tamamen olmasa bile bu tür insanlarla arana mesafe koymaya çalışmalısın.

Zor insanlarla başa çıkmayı öğrenmelisin

Bazı koşullarda belirli insanlardan kurtulman söz konusu olmayabilir. Örneğin, çalıştığın yerde şefin durumunda olan birinden kurtuluş şansın yoktur. Ondan uzak duramazsın çünkü bunu yaparsan işinden olma olasılığın vardır. Bu tür durumlar için acil eylem planının olması gerekir. Bir başka ifadeyle zor insanlarla başa çıkmayı öğrenmen gerekir.

Zor insanlar her yerde karşına çıkabilirler. Onlardan biri olmadığını umut ediyorum. Çoğu insan sorunların çatışma olmadan çözülmesini arzulasa bile bu her zaman olan bir şey değildir. Hayatımızda diğer insanların olumsuzluklarıyla yüzleşmek zorunda kalacağımız anlar vardır. İşte bu anlarda onların tuzağına düşmeden hareket etmemiz gerekir.

Arkadaş çevrenden öğrenmelisin

Her insanın öyle veya böyle bir becerisi vardır. Bunları fark etmek ve bu konuda yardım isteyebilmek senin elindedir. Arkadaş çevrene göz atabilirsin. Onlardan öğrenecek çok şeyin olduğuna emin olabilirsin. Mesela şu an en iyi arkadaşını düşünebilirsin. Ondan öğrenebileceğin bir yeteneği var mı? İşte bunu fırsat bilmelisin.

Yapman gereken oldukça basittir. Onun sahip olduğu özelliğe sahip olmak için çaba göstermelisin. Elbette her zaman ne tür zorluklarla karşılaşacağını bilemeyebilirsin. Ancak bir yeteneği alıp geliştirmek o kadar zor bir şey değildir. Arkadaşınla konuşup ondan destek alabilirsin. Sana yardımcı olmaktan memnuniyet duyacaktır.

Sosyal medyada daha az zaman geçirmelisin

Bu konuda insanları ikna etmek zor olsa bile şansımı denemek istiyorum. Birçoğumuz artık günün belirli bir kısmını sosyal medyada gezinerek geçiniriz. Arkadaşlarımızın fotoğrafları, hikayeleri, gönderileri yani paylaşımları arasında mekik dokuruz. Bu her ne kadar boş vakti değerlendirme açısından güzel gözükse bile zaman kaybı açısından oldukça sakıncalı bir durumdur.

Sosyal medyada ve anlık mesajlaşma uygulamalarında geçirdiğin vakti mutlaka azaltman gerekir. İletişim için kullandığın kanallar açık kalabilir. İhtiyacın olduğunda uygulamaları açıp birilerine bir şeyler yazabilirsin. Ancak gerek duymadığın halde bildirimleri açık tutarsan tüm dikkatinin kısa süre içerisinde dağılmasına neden olursun. Bu nedenle kendini geliştirmekte zorluk yaşayabilirsin.

Strateji oyunu oynamalısın

Bu kısım isteğe bağlı olsa bile mutlaka yapmanı öneririm. Bunun için geçerli bir sebebim var elbette. Strateji oyunları, strateji geliştirme ve beyin gücünü kullanma konusunda sana yardımcı olacak oyunlardır. Oyunun ne olacağına sen karar verebilirsin. Örneğin, klasik bir oyun olarak satrancı tercih edebilirsin. Daha teknolojik olsun istiyorsan bilgisayar oyunlarına veya mobil oyunlara göz atabilirsin.

Neyi oynamak istediğin tamamen sana kalmış durumdadır. Fakat burada ufak bir sınır çizgisi vardır. Strateji oyunları oynamak için kendine ayırdığın sürenin belli olması gerekir. Saatlerce kendini oyuna kaptırıp gitmemelisin. Örneğin, bir saat boyunca strateji oyunu oynamayı yapılacaklar listene dahil edebilirsin.

Televizyon izlemeyi azaltmaya çalışmalısın

Bazı insanlar kendini geliştirmek isterken aynı zamanda eğlencelerinden ödün vermek istemezler. Maalesef bu tür bir durum geçerli değildir. Eğlenceden kısıp zamanını tamamen gelişime yatırmanı önermiyorum. Fakat bazı gereksiz şeyleri azaltmanı öneriyorum. Örneğin, televizyon karşısında geçirdiğin süreyi azaltmayı düşünebilirsin.

Biliyorum, akşam eve geldiğinde yorgunluğunu giderecek bir dizi veya film izlemek hoşuna gidiyor olabilir. Benim de gıpta ettiğim, çok beğendiğim ve takip ettiğim oyuncular var. Ancak her şeyi kararında bırakmak zorundasın. Bütün akşamını diziye ayırmak yerine ailenle vakit geçirmeye ayırırsan bu senin için çok daha faydalı bir adım olacaktır.

Öncüleri takip etmelisin

Birçok insan bunu istemeyerek bile olsa yapar. Sen henüz yapmadıysan en kısa sürede bu adımı atmalısın. Kendini geliştirmek istediğin alanda öncü olan kişileri takip etmeye başlamalısın. Onlardan öğrenecek çok şeyin olduğunu unutmamalısın. Üstelik artık Twitter gibi bir yer varken onların herkese açık bir biçimde paylaştığı bilgilerden yararlanabilirsin.

Kendi alanında öncü olan kişiler doğru davranışlar, doğru nitelikler ve becerilerle bulundukları konumu hak eden kişilerdir. Bu konuda çok örnek verebilirim ama yönlendirme yapmak istemiyorum. Bu kişilerin kimler olduğunu kendi alanına göre benden daha iyi biliyor olmalısın. Onlardan öğrenecek çok şey olduğunu unutmamalısın.

Geçmişi geride bırakmalısın

Evet, bunu yapmalısın. Bırak gitsin demelisin. Geçmişin yüküyle yaşamak gelecekte hiçbir işe yaramayan bir şeydir. Sadece kendini sınırlamış olursun. Sadece geçmişteki mutsuz açmış çiçeğin hala açmaya devam etmesini sağlarsın. Bu nedenle geçmişle arana bir çizgi çekmen gerekir.

Biliyorum, geçmişi geride bırakman çok kolay değil. Fakat daha iyi bir insan ve kendini geliştirmiş bir insan olmak istiyorsan bunu yapmak zorundasın. Geçmişteki hataların için kendini affetmeyi denemelisin. Sen sadece yoluna bakmalısın. Buna kalp kırıklıkları, hayal kırıklıkları ve ciddi kayıplar dahildir. Onlarla yaşarsan hiçbir şekilde hareket edemezsin.

Nezaketi öğrenmelisin

Birçok insan maalesef bu konuda yetersiz kalır. Elbette bir kişiye çok nazik davranmanı önerecek değilim. Ancak etrafındaki insanlara nezaket göstermeyi öğrenmen gerekir. Bu nezaket karşısında şefkat, sabır ve sevgi gibi çok değerli şeyler kazanabilirsin. İyi bir insan olmak sadece yeteneklerini geliştirmekle ilgili değildir. Bir insan olarak duygularını da geliştirmen gerekir.

Etrafındaki insanlara nezaket gösterdiğin zaman aldığın karşılığa dikkat etmelisin. Ama her şeyi bununla sınırlı tutmamalısın. Aynı zamanda başkalarına nazik davrandığında kendini nasıl hissettiğine odaklanmalısın. Büyük bir olasılıkla kendini daha iyi hissedeceksin. Bu iyilik gelişim açısından doğru yol olduğunun işaretidir.

Ara vermeyi ihmal etmemelisin

Kendini geliştirmek çok yorucu bir iştir. Birçok noktayı aynı anda düşünmen ve planlaman gerekebilir. Kişisel gelişimin için zaman zaman ara vermeyi ihmal etmemelisin. Bu aralar gücünü toplamana ve bugüne kadar kat ettiğin yolu görmene yardımcı olacaktır. Her nasıl yakıtı olmayan bir araba çalışmıyorsa sen de enerjin olmadığı zaman hareket etmeyi başaramazsın.

Bu nedenle zaman yönetimi çok önemli bir kavramdır. Bir yandan zamanını yönetirken diğer yandan günlük veya haftalık planlar oluşturmalısın. Bu planlar içerisinde mutlaka kendine zaman ayırma diye bir bölüm olmalıdır. İşte bu bölümleri dinlenmek, enerji toplamak ve tekrar yola çıkmaya hazırlanmak için kullanmalısın.

Disiplinli olmalısın

Kendini geliştirmek istiyorsan mutlaka disiplinli olman gerekir. Disiplinli olmayı başarırsan kısa sürede kendin için ihtiyaç duyduğun her şeyi oluşturma başarısını gösterirsin. Bir yerde disiplin varsa o yerde bozulmalar çok az olacak ve üretkenlik doğal olarak artış gösterecektir. Bunun için yaptığın her ne ise ona sıkı sıkı sarılmalısın.

Ne yapıyorsan onu içtenlikle yapmalısın. Çalışırken yoğun bir biçimde kararlı olmalısın. Güçlü olmalı ve daha akıllıca hareket etmelisin. Dayanıklı olma konusunda kendini geliştirmeye çalışmalısın. Attığın her ama her adımda daha diri, daha güçlü ve daha dayanıklı olmak için çaba göstermelisin. Bir şeyi kalpten yaparsan sonunda sonuç alma olasılığın çok daha yüksek olur.

Gelişime bağlı kalmalısın

Bu şu an yazdığım 35. öneri. Belki daha fazlasını bile yazabilirim. Ama artık yeterli görüyorum. Son olarak ise gelişimine bağlı kalmanı öneriyorum. Çoğu insan hemen bir gecede mükemmel bir değişim ve gelişim arzu eder. Ancak kendini geliştirmek ve kendini değiştirmek böyle bir şey değildir. Zaman, ilerleme ve taahhüt gereklidir.

Kendini geliştirmek uzun vadeli bir iş olduğundan en başından itibaren bu yolculuk için kendini hazır hale getirmelisin. Kısa mesafeli bir yolculuğa çıkarken yanına ihtiyaç duyduğun çok az şeyi alırsın. Ancak uzun mesafeli bir yolculuk olduğunda daha fazlasını yaparsın. İşte kendini geliştirmek için çıkacağın bu yolu uzun mesafe yolculuğu olarak görmeli ve buna sıkı bir şekilde hazırlanmalısın.

Öğrenmeyi asla bırakmamalısın

Kendini geliştirmek konusunda bilmen gereken bir diğer önemli durum ise öğrenmenin geçici bir heves olmamasıdır. En azından bunu geçici bir heves olmaktan çıkarmalısın. Her gün yeni şeyler öğrenmelisin. Bir müzik dinleyerek, bir kitap okuyarak, bir köşe yazısı okuyarak veya bir video izleyerek. Her nasıl yaparsan yapmalı ama her gün yeni bir şeyler öğrenmeye çalışmalısın.

Zaman içerisinde belirli konular hakkında daha fazla bilgili olabileceksin. Hatta edindiğin bilgiler yeterli gelmeyecek ve daha fazlasını öğrenmeye çalışacaksın. İçinde böyle bir arzu belirdiği zaman mutlu olmalısın. Çünkü artık sen kendini geliştiren bir insansın. Bu arzu ve bu şevkle yoluna devam etmelisin.

21 pratik uygulamayla ilk denemeleri yapmalısın

Yukarıda yer alan pratik yöntemlerin birer çözüm olduğunu düşünmüyorsan çok daha kapsamlı ve kararlı adımlar atmayı düşünebilirsin. Şimdiye kadar anlattığım hemen hemen her şey teoride güzel şeylerdir. Ancak bana “balık tutmayı öğretme balık ver” diyenlerden biriysen seni uygulamalı adımlarla kendini geliştirmeye davet ediyorum.

Aşağıda bahsetmiş olduğum kendini geliştirme yollarından bazıları yaşam stilinle uyumlu bazıları ise yaşam stiline uyumsuz olabilir. Bu nedenle seçici davranmalı ve sana fayda sağlayabilecek olanları seçmelisin. Unutmadan, bu yolların her birisini günde sadece 10 dakika ayırman gerektiğini unutmamalısın. Umarım başarılı olursun.

1. Maksimum 10 dakikalık egzersiz

Samimi olmak gerekirse spor yapmaya saatlerini harcamak gerçekten yorucudur. Hem fiziksel hem zihinsel açıdan seni yoran bu egzersiz türünden vazgeçip daha kolay uygulanabilir bir şeyler seçmeyi düşünebilirsin. Böylece fiziksel olarak kendini geliştirmeye başlayabilirsin.

Elbette yapacağın egzersizi bir plana uygun hale getirmen gerekir. Bunun için cep telefonunda kullanabileceğin 7 Dakika Egzersiz uygulamasından faydalanabilirsin. Bu uygulamada yer alan kısa süreli egzersizleri düzenli olarak yaparak sağlıklı bir vücuda sahip olabilirsin.

2. Maksimum 10 dakikalık yürüyüş

Basit bir soru sormak istiyorum:: her gün aynı odada vakit geçirmekten sıkılmadın mı?? Cevabını ikimiz de biliyoruz. Tek yapman gereken yeşilliğin olduğu bir yer bulup orada kısa süreliğine yürüş yapmak ve doğanın tadını çıkarmaktır.

Doğanın içerisinde yer alırken vaktin çabuk geçtiğinin farkında bile olmazsın. Belki 10 dakika diye başladığın yürüyüşe 30 dakika sonra son verebilirsin. Vücudunun ve zihninin rahatlamaya ihtiyacı vardır ve 10 dakikayı ona çok görmemelisin.

3. Maksimum 3 dakikalık esneme hareketleri

Her gün bir masanın başında oturarak çalışan biriysen vücudunun hareket etme olanağının çok düşük olduğunu bilmelisin. Bu durumda onu rahatlatabilecek ufak detayları düşünmen gerekir. İşte bu 2-3 dakikalık ufak detaylar esneme hareketleridir.

Arada bir oturduğun sandalyeden kalkıp esneme hareketleri yaparak vücut kaslarını rahatlatmaya çalışmalısın. Böylece vücudunun sana daha iyi tepki vermesini sağlayabilirsin. Vücudundan aldığın tepki ne kadar kaliteli olursa konsantrasyon ve verimlilik açısından daha az sorun yaşarsın.

4. 1 saniyelik gülümseme

Gülümsemenin çok farklı faydaları vardır ama en önemlisi güvenini ve mutluluk düzeyini artırmasıdır. Sadece bir saniyelik gülümsemeni kaydederek dahi başarılı bir iş yapmış olursun. Günde 1 kez gülümserken selfie çekmeli ve o an neler hissettiğini yazmalısın.

Selfie çektikten sonra onu kendine saklamalısın ve başkasıyla paylaşmayı düşünmemelisin. Bu sayede ihtiyaç duyduğun memnuniyeti kendi kendine bulmayı başarabilirsin. Kendini mutlu hissettiğinde ve kendine güvendiğinde gelişim açısından çok daha kararlı adımlar atacağından şüphe duymamalısın.

5. Rahatsız edici 3 duygusal düşmanla mücadele

Gün içerisinde seni en çok rahatsız edecek olan 3 önemli duygu vardır. Bunlardan ilki endişe, ikincisi kaygı ve üçüncüsü ise depresyondur. Her birisiyle mücadele konusunda yeterli bilgiye sahip olursan gün içerisinde kendini çok daha memnun hissedebilirsin.

Zihninin memnun olması gelişim açısından doğru ekipmanlara sahip olman anlamına gelir. Bu nedenle endişe, kaygı ve depresyonla mücadele etmenin yollarını keşfetmeye önem vermelisin. Endişelerin ile mücadele etmek istiyorsan endişe ve kaygılardan kurtulma konulu yazımı okuyabilirsin.

6. 10 dakikalık şekerleme

Öğleye doğru bastıran uykuna çözüm bulamazsan kendini geliştirme konusunda türlü türlü yollar denesen bile başarılı olamazsın. Bunun sebebi zihinsel olarak gelişime açık olmamaktır. Öğleye doğru yorgunluk çöküyorsa kahve içmeyi bir kenara bırakıp sadece 10 dakikalığına şekerleme yapmalısın.

Bu kısa süreli şekerleme etrafında olan biteni daha net görme, daha uyanık olma ve en önemlisi daha isabetli hareket etme konusunda sana yardımcı olur. Bu kısa süreli uykuyu küçümsersen gününün çok daha kötü geçeceğinden emin olabilirsin. Kendini geliştirmek için mutlaka sağlığını önemsemelisin.

7. Pozitif biriyle 10 dakika takılma

Etrafında ne kadar pozitif insan varsa kendi ruh halin bir o kadar iyi olur. Bu nedenle pozitif insanlarla arkadaşlık etmek çok daha doğrudur. Sana sürekli pozitif mesajlar veren, ruh halinin dengesiz hale bürünmesine engel olan ve motivasyonunu yükselten insanlarla vakit geçirmelisin.

Çalıştığın yerde veya ev ortamında bu şekilde insanlar varsa onlarla 10 dakikalığına sohbet etmen yeterlidir. Örneğin, kısa süreli yürüyüşe çıkmak istediğinde bu pozitif insana yürüyüş teklifini yapabilirsin. Bu tür bir insanla geçireceğin 10 dakika takılmak ruhunu besleyecektir.

8. Minimum 10 dakika desteğe başvurma

Hayat gerçekten zorlayıcıdır. İnsanlar bunu kabul etmeyi pek istemezler ama koşullar düşünüldüğünde bunun ne denli doğru olduğu ortaya çıkar. Para konusunda sıkıntın varsa, arkadaşların destekleyici değilse ve çalıştığın iş ruhunu sömürüyorsa nefes dahi alamazsın.

Bunların herhangi birisi kendi gelişimine engel değilmiş gibi görünebilir. Ancak her birisi ileriye doğru adım atmanı engelleyen etkenlerdir. Kendini zor durumda hissediyorsan ve bulunduğun durumundan çıkmayı başaramıyorsan bir terapiste danışarak destek almayı düşünmelisin.

9. 10 dakikada kendini tanıma

Bilgi gelişimin en önemli destekçisidir. Kendin hakkında ne kadar fazla bilgiye sahip olursan senin için bir o kadar iyidir. Bu nedenle mutlaka kişiliğin konusunda bilgi sahibi olmalı ve kendini tanımaya çalışmalısın.

Bu konuda ilk önerim insan kendini nasıl tanır isimli yazıma göz atman olacaktır. İkincil olarak ise 16 Personalities adresindeki kapsamlı kişilik testini gerçekleştirmeni tavsiye ederim. Tüm bunlar sayesinde kendini çok daha yakından tanıma fırsatı elde edebilirsin.

10. 10 dakikalığına gün doğumunu seyretme

Bazen hayatın en önemli anlarını yaşamak gerekir. Hayatında sürekli önemli gelişmelerin yaşanmasını beklememelisin. Bunun yerine anı oluşturmaya çalışmalı ve o anın tadını çıkarmak için elinden geleni yapmayı denemelisin.

Sadece 10 dakikalığına sabah erkenden uyanıp gün doğumunu seyretmek buna verilebilecek en ideal örneklerden biridir. Belki bunu sürekli yapamazsın ama gün doğumunu rahat rahat görebileceğin bir yerde kahvaltı yapmaya çalışabilirsin. Doğanın güzelliklerinden yararlanarak ruhuna değer katmalısın.

11. 10 dakika müzik dinleme

Endişe konusunda ciddi sıkıntıların varsa ve endişenin gelişimini engellediğini düşünüyorsan müzik dinleme alışkanlığına sahip olmalısın. Müzik dinleyerek yaşadığın endişenin bir kısmını üzerinden atabilirsin. Böylece gelişimine daha fazla önem verebilirsin.

Müzik dinlerken doğru müzik tercihlerini yapmayı ihmal etmemelisin. Ruh halini karamsarlığa sürükleyecek müzikler değil daha eğlenceli ve hareketli müzikler dinlemeyi tercih etmelisin. Sadece 1-2 şarkı yani 10 dakika müzik dinleyerek gelişimine destek olabilirsin.

12. 10 dakikalık gülme seansı

Gülmenin çok önemli olduğundan daha önce söz etmiştim. Bunu yinelemek istemiyorum ama kendini güldürmek için neler yapabileceğinden söz etmek istiyorum. Yakınımızdaki pek çok insanın telefonuna bakarken kahkahalar attığı anları hatırlıyor musun?

Bu kahkahaların sebebi muhtemelen izlenilen komik bir video veya okunan bir karikatürdür. Hangisini tercih edersen et kendine vakit ayırarak bir gülme seansı gerçekleştirmelisin. Böylece stresini azaltabilir ve zihninin daha potansiyelli bir biçimde çalışmasına yardımcı olabilirsin.

13. 10 dakikada kontrol

Kendini geliştirmek istiyorsan bunu kontrolsüz bir biçimde yapamazsın. Kendini geliştirmenin yolları konusunda ne kadar bilgili olursan ol kontrollü uygulama yoluna gitmezsen hiçbir verim alamazsın. Her zaman kendine “Ne yapıyorum?” ve “Doğru yolda mıyım?” sorularını sorma fırsatına sahip olmalısın.

Bu sorulara vereceğin cevapları not etmelisin. Doğru yolda yer aldığına inanıyorsan yaptığın şeyi yüksek sesle dile getirmelisin. Doğru yolda olduğuna inanmıyorsan “Bunu değiştirmeliyim!” diye haykırarak farklı bir yöne doğru gitme cesaretini göstermelisin.

14. 5 dakikada duygusal zeka testi

Zeki olman durumunda hayatında yaşadığın problemlerin önemli bir kısmının üstesinden gelebilirsin. Ancak, bazen saf zeka bazı problemleri aşmak için pek yeterli değildir. Çünkü duygusal zekanı kullanman gerekebilir.

Duygusal insanlarla ilişkilerin ve iletişim becerilerin gibi çok farklı alanları derinden etkilemeyi başarabilir. Bunun için duygusal zekanın ne durumda olduğunu öğrenmeli ve onu geliştirmeye çalışmalısın. A Real Me adresindeki EQ testini çözerek duygusal zeka seviyeni öğrenmelisin.

15. 5 dakikada memnuniyet pratiği

Üzerine kara bulutlar çökmüş olsa dahi memnuniyet duyabileceğin bir şeylere sahipsindir. Doğu felsefesinin en iyi yanı bu tür öğretilerle dolu olmasıdır. Şimdi benzer yaklaşımı modern zamana uyarlayarak hayatından memnuniyet duymaya çalışmalısın.

Sadece 5 dakikanı ayırarak her gün hayatında yaşanan memnun edici durumları not etmelisin. Not ettiğin bu durumlar ruh halinin daha iyi olmasını sağlayacak ve sana gelişim açısından fırsat tanıyacaktır. Not alırken maddeleri üç ile sınırlı tutmalı ve aşırıya kaçmaktan kaçınmalısın.

16. 10 dakika mola

Modern hayatın en büyük getirisi insanı sürekli olarak meşguliyete yönlendirmedir. Modern hayatın sistemine giriş yaptığın zaman kendine çok fazla hareket alanı bulamazsın. Kendini bu tür bir kıskaçta hissettiğin zaman 10 dakika mola vermeli ve hiçbir şey yapmamalısın.

10 dakikalık mola sırasında genel işlerinden ve düşüncelerinden uzak durmalısın. Belki bu kısa süre içerisinde birkaç küçük oyun oynayabilirsin. Böylece zihninin şarj olmasını sağlayabilir ve geri döndüğünde daha verimli çalışarak öğrenmeye devam edebilirsin.

17. 10 dakika okuma

Her zaman söylediğim gibi okuma alışkanlığı kendini geliştirmen için son derece etkili bir yöntemdir. Belki hayatın koşuşturmasından buna vakit bulamayabilirsin. Kendini geliştirme yolları kapsamında ayıracağın 10 dakikalık sürede birkaç sayfa okumayı denemelisin.

Belki hızlı okuma konusunda kendini geliştirerek 10 dakikaya daha fazlasını sığdırmayı başarabilirsin. Seçim tamamen sana aittir. Sadece 10 dakikalığına bir şeyler okuyarak hayatına çok anlamlı katkılar yapabileceğini aklından çıkarmamalısın.

18. Yeni dil öğrenmeye 10 dakika ayırma

İkinci bir dile sahip olan insanın kendini geliştirme olasılığı tek dil bilen insandan çok daha fazladır. Bir dili profesyonel düzeyde öğrenmek ile gündelik düzeyde öğrenmek arasında çok büyük fark vardır. Gündelik düzey öğrenimi için günlük 10 dakikanı ayırman oldukça yeterlidir.

Yeni bir dil öğrenmek istiyorsan bunu eğlenceli bir biçimde gerçekleştirmelisin. Duolingo gibi uygulamalardan yararlanarak bunu kolayca yapabilirsin. Sadece 10 dakikada çeşitli testler çözerek yeni bir dil öğrenme adına kendini geliştirebilirsin.

19. Eğitim kurslarına 10 dakika ayırma

Hayatın boyunca sürekli öğrenmeye devam edebilirsin. Bunun için erişimi ücretsiz olan eğitim programlarını keşfetmen gerekir. Belki bir nebze olsun YouTube videolarından yardım almayı düşünebilirsin ama planlı olan içeriklerden yararlanmak çok daha doğrudur.

Kendi kendine öğrenmek ve bilgilerini geliştirmek istiyorsan yararlanabileceğin pek çok farklı platform vardır. ODTÜ tarafından sunulan Bilgeİş eğitimlerini, ücretsiz ve ücretli Udemy kurslarını ve yabancı dilin olması durumunda Academic Earth adresinden faydalanmayı deneyebilirsin.

20. 10 dakika telefon bildirimlerini kapama

Her insan gün içerisinde türlü türlü dikkat dağıtıcılarla karşı karşıya kalır. Bunlardan en etkilisi ve en sürekli olan ise telefon sesidir. Bildirim sesi, çağrı sesi veya mesaj sesi, ne olursa olsun bunları duyduğumuz zaman dikkatimiz kısa süreliğine bile olsa dağılmış olur. Telefonu açıp açmaman veya cevap yazıp yazmaman önemli değildir.

Bir işle meşgul olduğun zaman telefonu yanından uzaklaştırmayı denemelisin. Mümkünse onu sessize alıp farklı bir odaya koymayı düşünebilirsin. Bu sana dikkat toplama konusunda fazlasıyla yardımcı olacaktır. Telefonu yanından uzaklaştırmak için ilk olarak on dakikalık egzersizlerle başlamalısın.

Paylaşmaya ne dersin?
Kaan Karadeniz
Kaan Karadeniz

İstanbul Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi bölümünden mezunum. Yazı yazmayı ve araştırma yapmayı seviyorum. Psikolog, terapist, astrolog veya yaşam koçu değilim. Hedefim insanların hayatlarına değer katabilecek bilgileri onlarla buluşturmaktır.

570 Comments

  1. merhaba
    3. sınıf maliye eğitimi görüyorum uludağ üniversitesinde. Kendimi çok boş biri olarak hissediyorum. oturduğum yerde müzik öğretmenliğinde okuyan arkadaşlarım var keman çalıyorlar piyano çalıyorlar ingilizce öğretmenliğindeki arkadaşlarım sunumlarla seviyelerini geliştirmekle uğraşıyor başka üniversitelerde okuyan arkadaşlarım var hep bir etkinliğe gidiyorlar çok aktifler. Birkaç arkadaşım sporla ilgileniyor Onlara gerçekten özeniyorum. Uğraştıkları başka insanlara gösterebilecekleri yada kendini geliştirebilecekleri bir şeyleri var. Bense evde yapacak birşey bulamıyorum kitap okumaya hevesleniyorum alıyorum okuyasım gelmiyor yabancı bir diziye başlayayım diyorum bir süre sonra sıkıyor. Dahil olduğum bir arkadaş grubum yok okuldaki birkaç arkadaşım vardı toplasanız şimdi onlarla da konuşmuyorum tek başıma derslere gidip geliyorum. Başka üniversitedeki arkadaşlarım 1 kişiyle tanışıyorsa kütüphaneye gidiyor ondan onun arkadaşı ondan ona bir sürü çevresi oluyor. Fakat bizim okulda kütüphane kültürü yok ve fakülteler uzak birbirine. Yada etkinlikler bizim okul etkinlikleri pek yok gibi bir şey. Biraz uzun yazıp sizi sıkmış olabilirim fakat kendimi ciddi anlamda boş hissediyorum ne yapabilirim bu benim büyük bir sorun. Bana bir tavsiye verebilir misiniz. İl
    gilerinize teşekkürler

    • Merhaba İrem,

      Yorumun için teşekkür ederim. Senden yaklaşık 20 dakika sonra aynı üniversitede ama “iktisat” okuyan bir öğrencinin de benzer problemlerle karşı karşıya olduğunu belirttiği bir mesaj geldi. Aynı kişiden gelen bir mesaj olarak yorumlamak istemem tabi… Mesajlara ayrı ayrı cevap verme yoluna gideceğim. 3. sınıfı okuyan bir maliye öğrencisiysen bu bölümünü artık tanımış olduğun anlamına gelir. Maliye okuyan bir kişinin çalışma alanları bellidir. Bu alanda ilerleyip ilerlemeyeceğine artık karar vermelisin. Örneklerini sıralamış olduğun kişiler mesleklerinin gereğini yerine getirmekteler. Bir müzik öğretmeninin piyano veya keman çalması şaşırılacak bir durum değildir.

      Kütüphane kültürünün durumu sizin üniversiteye özgü bir durum değil maalesef belirli üniversite kütüphaneleri dışında etkileşimli hizmet sunan çok fazla yer yok ülkemizde. Kütüphanecilik sıkıcı bir meslek olmamasına rağmen şu sıkıcılık yolunda emin adımlarla ilerlemektedir. Bu benim eleştiri yağmuru yapacağım bir alan değil çünkü hala bir kütüphaneci olabilmiş değilim. Bunun için senin yapabileceğin hiçbir şey yok maalesef. Kütüphaneye gidersin, kütüphaneden yararlanırsın ve o işlevsel bina senin için anlamını yitirmiş olur.

      Maliye bölümünü isteyerek seçip seçmediğini bilmiyorum ama sana bu konuda edindiğim bilgileri aktaracağım. Bankalar çalışan kişileri üniversitelerinin isimlerine göre seçebilmektedirler. Acımasızca gelebilir ama Marmara Üniversitesi ile Uludağ Üniversitesi mezunu iki kişiyi yan yana koyulduğu zaman maalesef Marmara Üniversitesi’nin logosuna sahip öğrencinin diploması daha değerli görülebilmektedir. Bu aşılabilir bir problem mi? Evet ama bunun için stajın dahil olmak üzere pek çok alanda kendini göstermen ve eşsiz olduğunu kanıtlaman gerekmektedir. Mülakatlarda bankacılık alanında yaşanan gelişmelerden, başvurduğun bankalara ait son gelişmelerden ve bunun gibi daha birçok şeyden haberdar olman seni bir adım öne çıkaracaktır. Tabi bunu özel sektördeki iş imkanların için söylüyorum, eğer özel sektörde çalışmak istiyorsan çalışmak istediğin yeri iyi tanımalısın.

      Kendi alanında tüm teknik bilgilere sahip olmalısın. Ben senin kendi alanında öğrenmiş olduğun birçok şeyi anlamayabilirim çünkü maliye benim alanım değil. Yapman gereken kendi alanında bilgi birikimini genişletmektir. Bunu istersen kitaplardan öğrenebilirsin ama onları okurken sıkılıyorsan önce bu problemi aşmaya çalışmalısın.

      Bunun dışında maalesef sana çeşitli öneriler sunamayacağım. Maliye benim için çok yabancı bir alan, elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışsam bile bu konuda yetersiz kalacağım aşikardır. Üniversite elbet bitecek ama onu bitirirken her türlü imkanından faydalanmaya çalışmalısın. Aksi taktirde 3. yılını okuduğun üniversiteyi yok yere okuduğunu düşünmeye başlayabilirsin ve bu seni fazlasıyla üzebilecek bir durumdur. Okul etkinlikleri yoksa farklı etkinliklere katılmayı düşün. Büyük bir şehirde yaşıyorsun ve bu konuda sıkıntı yaşayacağını pek sanmıyorum. Eğitim hayatında başarılar dilerim. Yeni soruların olursa bunları bana iletmekten çekinme lütfen.

  2. merhaba

    ben 20 yaşındayım üniversite 2. sınıf tarih öğrencisiyim aynı zamanda bilgisayar kursuna gidiyorum ve bunun dışında kendimi daha fazla nasıl geliştirebilirim acaba?

    • Merhaba Ruveyda,

      Tarih öğrencisi olan birinin kendisini geliştirmesi için yöneleceği birkaç yol vardır. Halihazırda Osmanlı Türkçesi dersi görüyor olmalısın ama okulda gördüklerin senin için yeterli olmayacağından bu konuya biraz daha ağırlık vermeni öneririm. Bu yazı dilini öğrendiğin zaman araştırmalarını daha kapsamlı hale dönüştürebilirsin. Bir diğer önerim ise İngilizce öğrenmek olacak. Bir tarihçi adayı olarak yabancı dil biliyor olman yurt dışında yapılan araştırmaları yakından takip etmeni sağlayacaktır.

      Bunun dışında ilgi duyduğun tarih alanında yeni araştırmaları takip etmelisin. Kendi alanındaki bilimsel dergileri periyodik olarak takip etmeye çalış ve bu alanda yer alan kitapları mutlaka okumaya çalış. Hatta yazılanların yalan veya uydurma olduğunu söyleseler bile oku, böylece konu hakimiyeti konusunda kendini fazlasıyla geliştirmiş olursun.

      Umarım bu öneriler ihtiyaçlarını karşılar ve beklediğin cevaplardır. Yeni bir sorun olursa sormaktan çekinme lütfen, ömrüm yettiğince buralarda olacağım. Eğitim hayatında başarılar dilerim.

  3. Ben 19 yaşındayım ve üniversite öğrencisiyim bölümümü de gerçekten çok seviyorum. ama okulumun bana çok fazla bir şey kattığını düşünmüyorum. kendimi geliştirmem için bir şeyler yapmalıyım bunun farkındayım sizin yazınızı okudum yeteneklerinizi geliştirin demişsin ve bu cümleyle her yerde karşılaşıyorum. Ama ben ne yapıp ne yapamayacağının hala farkında bilincinde olmayan bir bireyim ve maalesef bu düşünceden kurtulamıyorum. bir yeteneğim yok galiba ve boş yaşıyormus gibi hissediyorum. yaşlanınca çok fazla keşkemin olmasını istemiyorum 🙁 kendimi nasıl aşabilirim?

    • Merhaba Ceylan,

      Yorumun için teşekkürler. Okuduğun bölüm konusunda bilgi verebilirsen ilerideki potansiyel mesleklerine göre sana öneriler sunabilirim. Senin hakkında hiçbir bilgi sahibi olmadan ne tür yeteneklerin olduğunu maalesef bilemem. Bunu en iyi bilecek olan sensin, sonra çevrendeki insanlar. Onlardan yardım almayı denedin mi hiç? En azından fikir sahibi olmak için onlara sormuş olduğun soruyu sorabilirsin.

      • Çocuk gelişimi 2. sınıf lisans öğrencisiyim. (bu arada kitap okumaya yeni şeyler öğrenmeye ben de bayılıyoruum.)

        • Merhaba Ceylan,

          Verdiğin bilgi ve yorumun için teşekkür ederim. Güzel bir bölümde okuyorsun. Şu an okuduğun bölümü ve üniversiteyi isteyerek mi seçtin? Yoksa burası denk geldi ve zaman kaybı yaşamamak için bir an önce üniversiteye girme kararı mı aldın? Ne yalan söyleyeyim tam anlamıyla bunu net olarak anlayabilmiş değilim. Çocuk gelişimi bölümünde okuyan bir öğrenci olarak ileride sahip olman gereken belirli beceriler var. Etkili bir biçimde iletişim kuran bir birey olmak zorundasın çünkü çocukların eğitiminde rol alan birisi olacağın için hem onlarla hem de aileleriyle sürekli olarak iletişim halinde kalacaksın. Diğer taraftan, hoş tavırlara sahip birisi olmalısın. Kimse asabi, somurtkan ve memnuniyetsiz birisinden çocuk gelişimi konusunda yardım almayı düşünmeyecektir.

          Etkili iletişim ve hoş tavırlara ek olarak mutlaka sabırlı olmalısın. Baskı altında çalışabilmeyi ve baskı altında sakin kalmayı öğrenmelisin. Uğraşacağın bireylerin ruh hallerinin sık sık değişeceğini düşünecek olursan buna fazlasıyla ihtiyacın olacaktır. Son olarak yönetim becerinin olması gerekir. Sonuçta bir eğitmen olarak çocuklara yön gösterecek ve onların hayatlarına etki edeceksin. Dolayısıyla yönetim becerinin gerçekten iyi olması ve duruma göre esneklik gösterebilir olması gerekir.

          Bu önerileri ne kadar dikkate alırsın bilmiyorum ama benim önerilerim bunlar olacak. Bu alanda çalışmayı çok istiyorsan stresin sürekli yanında olacağını unutmamalısın ve bunun için kitap okumayı hiç bırakmamalısın. Onlarla kolayca stresten uzaklaşabilirsin. Eğitim hayatında ve kariyerinde başarılar diliyorum. Yeni soruların olursa bir yorum uzakta olacağım.

  4. Merhaba ben psikoloji 1.sınıf öğrencisiyim. Kendimi hem mesleki hem de kişilik anlamda geliştirmek istiyorum.Aynı zamanda da asosyal bir insanım . İnsanlarla iletişimi kolay kuramiyorum . Neler yapmalıyım öneriniz nedir?

    • Merhaba Beyza,

      Eğitim hayatında başarılar dilerim. Umarım kariyerin başarılarla dolu olur. İnsanlarla neden iletişim kuramadığını tespit ederek yola çıkabilirsin. Seni onlardan uzak tutan nedir? Neden onlarla iletişim kurmaktan çekiniyorsun? Asosyallik çoğu zaman bir seçim olmaktan farkında olmadan yakalanılan bir durumdur. Bunu aşmak için öncelikle kendini tanıman gerekir.

      İnsanlarla iletişiminin güçlü olmasını istiyorsan öncelikle okuma alışkanlığı geliştirmeyi düşünmelisin. İnsanlarla iletişim kurmadan önce kitaplarla iletişim kurarak çeşitli karakterler yani insanlarla tanışmış olursun. Böylece kendinde yer alan hantallığı kırmayı deneyebilirsin. İkincisi ise mutlaka çeşitli bloglarda veya topluluk sayfalarında aktif olmayı denemelisin. Yüz yüze yapılacak iletişimde yaşadığın sıkıntıların bu şekilde daha az gün yüzüne çıkmasını sağlayabilirsin.

      Bunları deneyerek kendine bir iletişim yolu açabilirsin ama problemlerin ortadan kalkmıyorsa en yakın zamanda profesyonel bir destek almayı düşünmelisin. Çünkü bu noktadan sonrası benim boyumu aşacaktır.

      • Cok teşekkür ederim Bu kucuklukten beri böyle olan bir şey. Bir grupla Beraber oldugumda onlar konuşurken ben daha pasif kalıyorum . Bundan dolayı . Peki mesleki anlamda şu andan itibaren neler yapabilirim?

        • Merhaba Beyza,

          Mesleki konuda sana öneriler sunabilecek doğru kişi ben değilim. Bildiğim tek şey mesleki anlamda şu andan itibaren bir şeyler yapmak istiyorsan iletişim problemini ortadan kaldırmanın senin için bir zorunluluk olduğudur. İletişim kurmayı başaramadığın sürece mesleki olarak bir noktaya gelemezsin. Bunun için iletişim kurmaya hevesli olmalısın. Mesela tek kişilik bir tiyatro oyununa giderek oyuncunun seyircilerle kurduğu iletişimi gözlemlemeyi deneyebilirsin. Çünkü bu tür oyuncuların iletişim kabiliyetleri fazlasıyla güçlüdür. Onlardan bir şeyler öğrenmeyi başarabilirsin.

          Bunun dışında iletişim problemini atlatmak istiyorsan düşüncelerini aktarma konusunda cesaretli olmalısın. Elbette bu iletişim için basit bir adımdır. Kendi yapın genelinde konuşmam gerekirse iyi bir dinleyici olabilirsin ve bu iyi dinleyiciliği yeri geldiğinde sözünü söyleyen bir kişi olabilmek için kullanabilirsin. Arkadaşlarının yanında suskun kalmana bir amaç yükleyip onu günlük hayatında değerli hale dönüştürmelisin. Daha fazla öneriye ihtiyaç duyuyorsan hocalarından ve üst sınıflardan, mezunlardan bilgi almayı deneyebilirsin.

  5. merhaba ben 22 yasında tıytro daha yenı baslamıs bır ogrencıyım. cıft sese sahıbım ama cıft sesımı bas ve tiz olarak ayıramıyorum. kendımı bu alanda geliştırmek ve sarkı solemek ıstıyorm. ınternette arastırıyorum ama bulamıyorum. ne yapmalıyım ???

    • Selam, kariyerinde başarılar dilerim. Ben tiyatro eğitmeni olmadığım için bu konuda sana öneriler sunamam ama sana neler yapman gerektiğini öğretecek bir şeyler önerebilirim. İlk olarak tiyatro konusunda aktif paylaşım yapan ve bir kitlesi olan blog yazarları bulmalısın. Genelde tiyatro eğitimini sürdüren kişiler deneyimlerini paylaşmak için kendilerine blog açarlar. Eğer herhangi bir blog bulamazsam YouTube’ta arama yapıp videolar bulmaya çalışabilirsin.

      Öğrenim açısından kimi insan videoları metinlerden daha iyi kavrayabilmektedir ama edinilen bilgilerin muhafaza edilmesi konusunda metin içerikler her zaman daha değerlidir. Son olarak ise tiyatro eğitimi konusunda hazırlanmış kitaplar alıp onları okuyabilirsin. Bu sonuncusunu mutlaka gerçekleştirmelisin. Örneğin Yılmaz Arıkan’ın bu konuda sana yardımcı olabilecek sayısız eseri bulunmaktadır.

  6. Ben yurtta kalıyorum üniversite 2.sınıf öğrencisiyim sürekli kendimi geliştirmek ve alanımda uzman olmayı ve sonrasında iyi bir yerlere gelme hedeflerim var. Ama bu hedeflerim düşüncelerim 1 ay devam ediyor sonra uçup gidiyor.Böyle olmasında yurttaki arkadaşlarımında etkisi var hepsini severim iyidirler ama 2 yıldır alışıla gelmiş bir durum olunca yani beni fazla ders çalışmayan biri olarak tanıdıkları için ders çalıştıgım zamanlar engelliyorlar (batak atalım okey oynayalım gezmeye gidelim) ben hayır deyince küsmeler konuşmamalar istemediğin için dersi bahane edip gelmemezlik yapma gibi tavırlar alıyorum. arkadaslıgımızıda bozmak istemiyorum ne yapmam gerektiği konusundada bir sonuca varamadım yardımcı olursanız sevinirim şimdiden teşekkürler.

    • Selam, öncelikle eğitim hayatında başarılar dilerim. Umarım istediğin yerlere gelirsin. Yaşadığın sorunu emin ol dünya üzerinde milyonlarca insan yaşıyordur. Abarttığımı düşünme, bu mutlaka böyledir ve öğrenciliğin kaidesi gibi bir şeydir. Fakat yurt meselesi durumu biraz farklılaştırır. Sana yalan söylemeyi tavsiye edecek değilim ama arkadaşlarına durumu izah etmeyi düşünebilirsin. Muhtemelen söylediklerinle alay edecekler veya seni küçük düşürmeye çalışacaklardır. Ne kadar iyi niyetli olursa olsunlar ellerine alay etme fırsatı geçtiklerinde bunu kaçırmayacaklarını düşündüğüm için söylüyorum bunu.

      Hayatta önceliğinin eğitimin ve kariyerin olduğunu anlatman gerekir. Bunu onların huylarına giderek yapabilmen mümkün mü? Bilmiyorum. Sonuçta üniversite ikinci sınıf öğrencisi olarak belirli bir yetişkinlik düzeyine ulaşmış olmaları gerekiyor. Üniversitenin tamamen eğlenceden ibaret olmadığını onlara anlatamayacak durumdaysan en iyisi onlardan biraz uzaklaşmaktır. Birkaç kez tekliflerini gerçeklerle reddettiğin zaman artık sana bir şey teklif etmeyi düşünmeyecekler veya nasıl olsa reddedeceğini bildikleri için pek bir beklentileri olmayacaktır.

      Arkadaşlarınla özellikle yurt arkadaşlarınla arayı çok fazla açmak veya onlara küsmek, bunlar doğrudan tavsiye edeceğim şeyler olamaz. Fakat kendin söylüyorsun, önceliğin kariyerin ve bunun için bazı fedakarlıklar yapmayı düşünebilirsin. Tabi bunları kimseyi incitmeden ve kırmadan gerçekleştirmelisiniz. İleride vicdan yapıp pişman olacağın şeyler yapmamalısın.

  7. Öncelikle yazdıklarını okudum. Ben lise 3. sınıftayım. Aslında biraz tedirginim çünkü istediğim mesleğe ulaşamazsam korkusu var içimde. İstediğim meslek Diş Hekimliği. Düzenli çalışmak istiyorum ama şuan hangi yolu izleyeceğimi bilmiyorum. Hayatımda idol olarak gördüğüm biri var. Fakat nasıl bir çalışma düzeninin olduğunu bilmiyorum. o da bir diş hekimi. Bana ne tür bir yol önerirsiniz? söyliyeceklerinizi dikkate alacağımdan emin olabilirsiniz.

    • Yorumun için teşekkürler.

      Ben ilkokuldayken ne olmak istiyorsun sorusuna bilgisayar mühendisi cevabını veriyordum. Ortaokulda yine aynı cevabı veriyordum. Lisede asker olmak istiyorum diyordum. Üniversiteyi arşivcilik ve kütüphanecilik (kendi isteğimle) üzerine okudum. Şu an kütüphaneci veya arşivci değilim, ileride olabilir miyim onu da bilmiyorum.

      Bunları neden söyledim? İlkokuldayken etrafımda bir tane bile bilgisayar mühendisi yoktu. Lisedeyken tanıdığım hiç asker (meslek olarak) yoktu. Etrafımda bana yol gösterecek birileri olmadığı için beni gururlandıracak bir mesleği yapmak istediğimi söyledim hep ve benim için itibarı en yüksek meslekler o dönemler bunlar olmuştu.

      Şimdi diş hekimi olmak isteyen birisi var karşımda. Umarım olursun ve hayalindeki mesleğe kavuşabilirsin. Önünde zorlu bir üniversiteye giriş sınavı olacak ve bana kalırsa öncelikle bu köprüyü geçecek bir çalışma düzenine sahip olmalısın. Basitçe, önce üniversite sınavını kazanmayı hedef haline getirmeli ve bunun için çaba göstermelisin. Kendime örnek birisi buldum dediğin kişi yakınından birisiyse, üniversiteyi kazandıktan sonra ondan bilgi edinerek yoluna devam etmeni tavsiye ederim.

      • Zaten ilk hedefim tabiki de üniversite sınavını kazanmak. Benim için örnek olan insan çok ta yakınım değil ama üniversiteden sonra ne yapmam gerektiğini anlattı bana. Ama yinede tedirginim. Diş hekimi olmayı gerçekten çok istiyorum ve bunu hiçbir destek almadan kendi çabamla yapmak istiyorum. orta düzeyde bir öğrenciyim bu yüzden başaramamaktan korkuyorum. Bu düşünceyi de bir türlü atamıyorum aklımdan :/

        • Bir şeye korkarak yaklaşırsan onu başarma ihtimalini epey düşürmüş olursun. Elinden geleni yaptığın zaman zaten kendini mutlu hissedeceksin dolayısıyla korkacak bir şey yok. Bir hedefin olduğu için şanslısın, aslında yolun yarısını gitmiş durumdasın. Sen sınavına çalış, iyi hazırlan ve hayatını gereksiz şeylerle meşgul etme. Sonrası bir çorap söküğü gibi gelecektir.

          Hangi alanlarda bilgi eksikliğin varsa bunları kapatmaya çalış. Aynı anda birkaç konuya değil bir konuya çalış. Böylece hem çalışma hem hatırlama verimliliğini yükseltmiş olursun. Kendine vakit ayır, haftanın tüm günlerini ve günlerin tüm saatlerini ders çalışmaya ayırma. Bir denemeden yüksek aldığın zaman kendini sinemaya veya tiyatroya gitmekle ödüllendirmeyi düşün mesela. Ama en önemlisi kitap okumayı asla unutma, günde 5-10 dakika bile olsa bir kitap okumaya çalışıp anlama ve kavrama kabiliyetlerini geliştirmeye çalış.

          Üniversite sınavından korktuğun sürece bunların hiçbirini yapamazsın. Korkularınla yüzleşip onunla yaşamayı öğrenmeli veya onu aklından çıkarman gerekmektedir. Birinci denemede başarma şansın olmayabilir ama ikinci deneme için kendine bir şans tanımayı düşünebilirsin. Kabul ediyorum, biraz uygulaması zor bir şey söylüyor olabilirim ama ilk denemede başarırız olursan hayalinden vazgeçmeni asla tavsiye etmem.

          • Rica ederim. Yardımcı olabildiğimi umut ediyorum. Umarım dilediğin hedefe ulaşmakta yolun açık olur. Eğitim hayatında başarılar dilerim.

          • Eğer bir gün diş hekimi olursam bunu seninle paylaşmayı çok isterim. Umarım o zaman da burada olursun. Hoşçakal. Tavsiyelerin ve dileklerin için tekrar teşekkürler!

  8. Merhabalar.. Ben Üniversite 1.sınıf öğrencisiyim ve bölümümden dolayı kendimi çok mutsuz hissediyorum. BESLENME VE DİYETETİK bölümü okuyorum ama benim hayalim hep bir şeyleri tasarlayıp çizip maketler yapmak istedim .. Herkes bölümün çok güzel mezun olduğunda önün çok açık olur diyorlar. Ve ben bunların hepsinin farkındayım ama bir insan istemediği bölümü ne kadar çok okursa okusun her türlü mutsuzum. Mimarlık bölümüne geçiş yapınca İnsanların özelliklede en başta ailemin salak demesinden korkuyorum. Kendi başıma karar veremiyorum çünkü kendime güvenim yok. Sankiyanlış yapıcakmışım gibi hissettiğim için hiç bir zaman ilerleyemiyorum.İnanırmısınız vize haftamdı bu hafta. Sınavlara çalıştım ama bugün içimden önüme koyulan sınav kağıdını çözmek istmedim direk aklıma gelenleri yaptım ve uğraşmadan çıktım. Ama neden böyleyim hiç bir fikrim yok. Uzun zamandır bir şey bilmez oldum. Kendimi tanıyamaz oldum. lütfen cevaplarsanız çok mutlu olurum. Sizin gibi birisinden bir şeyler duymak belki bana iyi gelir

    • Selam, değerli yorumunuz için teşekkürler. Öncelikle bu kadar umutsuz düşünmenize anlam veremiyorum. Herkesin kendini mutlu hissettiği bölümde okuduğunu mu düşünüyorsunuz? Eğitime devam etmek için kaç insanın arzu etmediği bölümü okumak zorunda kaldığından haberiniz var mı? Belirttiğiniz kararı alırsanız bu sorular yüzlerce kez karşınıza çıkacaktır. Ben bu kadar umutsuz durumda olduğunuzu düşünmüyorum çünkü yapabileceğiniz bazı şeyler var.

      Mesela, çift anadal yapmaya ne dersiniz? 2. sınıfın başında mimarlık bölümü için kontenjan açılırsa çift anadal başvurusu yapabilirsiniz. Bunun için 1. sınıfta derslerinizde epey başarılı olmalısınız. Başarılı bir öğrenci olursanız çift anadal başvurusu yapabilir ve büyük olasılıkla seçilirsiniz. Böylece hem beslenme ve diyetetik bölümünü okursunuz hem mimarlık. Süreç çok zor olabilir ama madem bu kadar çok istiyorsunuz bu zorlukları göze almalısınız.

      Bu yıl üniversite sınavına girmeyi de düşünün, mimarlık bölümünü kazanmaya çalışın. Hem kim dedi size diyetisyenlik mesleğinin mimarlık mesleğinden daha iyi olduğunu? Onu tam olarak anlayamadım. Mimarlık okuyabilecek kapasitede biriyseniz yani bu kadar çalışkan, becerikli ve azimli birisiyseniz bunu zaten yapmalısınız. Mimarlık gibi bir mesleği elinin tersiyle iten herhangi birisini görmedim şimdiye kadar.

  9. Merhabalar;
    Ben üniverste 1.sınıf ögrencisiyim
    Şuan bunu yazarken bile acaba biri görür benim oldugumu tahmin edermi diye düşünüyorum o yüzden çok bilgi vermek istemiyorum
    Herkes beni agır abi, efendi aklı başında biri olarak görüyor
    Bu çok güzel bişey ancak bi yerden sonra sıkmaya başlıyo
    İstedigim gibi gülemiyorum
    istedigim gibi davranamıyorum , hep bir kalıp içerisindeyim.
    Ben agır adam sözünün eri adam boş konuşmayan çok gülmeyen, herkes in danışabilecegi dost olarak tanılıyorum.
    Bu çok güzel bişey
    ANCAK;
    Hep bir sınırlama içerisinde yaşamaktan sıkıldım
    bende arkadaşlarla basketbol oynamak club’ta dans etmek istiyorum ama hep millet ne der diye düşünüyorum
    Süleyman çakırın club ta dans ettigini düşünsene 😉
    onun gibi bişey işte..

    Bunların yanında
    Dogup büyüdügüm şehirden ötürü hep bi geri kalmışlık var
    özellikle kitap okumak
    yaşı 20 ye dayanmış bi adamın daha 20 tane kitap okumadıgını söylüyorum size
    ama artık bu duvarları yıkıp aşmak istiyorum
    kendimi geliştirmek
    daha aktif bi birey olmak olmak istiyorum
    Burda size danışmam daki sebep
    NERDEN BAŞLAMALIYIM ?

    • Yorumun için teşekkür ederim. Gerçekten kendini geliştirmek istediğine inanıyorum. Fakat bu ağırbaşlılık ve ciddiyet gibi alışkanlıkları bir anda kendinden söküp atamazsın. Senin bir kişiliğin var BilinmeyenAdam ve hayat boyunca ne yaparsa yap o kişiliğe oturmuyorsa onu kabullenmeyi reddediyor olacaksın. Ağır ağabey tiplemesi bunu gerektirir öyle değil mi? Sen kim müzik çalarken sınıfın ortasında çıkıp iki hareket yapmak kim? Cesaretsiz olduğunu düşünme aslında cesaretin var ama o kişiliğine söz geçiremediğin için bunu yapabilecek durumda değilsin.

      Okumakla başlayalım, kitap okumak sonradan kazanılacak bir alışkanlıktır. Sana tavsiyem mizah kitapları okuman. Madem başkalarının yanında kolay kolay gülemiyorsun kendi başına kaldığında olabildiğince gül. Dışarıda kitap okumaya çalış ve komik gelen yerlerde gülmeyi ihmal etme. Korkma, kitap elindeyken bir şey okuyup güldüğünü anlarlar. Belki gelip sorarlar ve birileriyle diyalog kurmaya başlayabilirsin.

      Kendini güldür BilinmeyenAdam. Güldükçe hayatın daha farklı olduğunu göreceksin. Hayatı ciddiye almaya devam et ama kendini sıkacak kadar ciddiyetle meşgul olma. Dünya senin kontrolünde değil, her şeyi kontrol edemezsin ama kendini kontrol edebilirsin. Öyleyse kısa süreli dünya hayatının olabildiğince tadını çıkartmaya çalış. Çevremdekiler ne der diye düşünme, onların ne dediği değil senin ne hissettiğin önemli. Bak şu yazdıklarını bir daha oku, burada mutsuzluk var. Mutsuzluğu değil mutluluğu hissetmeyi seçmeni tavsiye ederim.

      • Sen çok kral adamsın Kaan KARADENİZ 🙂
        Yazdıkların çok güzel, gözlerim doldu desem inanmicaksın…

        • Merhaba BilinmeyenAdam,

          Yorumun için teşekkürler. Ne zaman bir şey sormak istersen bana danışabilirsin. Ömrüm yettiği sürece buralarda olacağım. Hayatında başarılar dilerim, umarım mutluluk ile tanışabilir ve ona ulaşmayı başarabilirsin.

    • Selam, bu hedefinizi başarıyla yerine getirmek neredeyse imkansıza yakındır. Her konuda danışılacak birisi olamazsınız. Kendinizi en çok ilgi duyduğunuz alana doğru yönlendirmeli ve o alanda uzman olmaya çalışmalısınız. Her alanda uzman olabilmeniz mümkün değildir. Bu şekilde bir hedefe sahipseniz sadece her alanda bilgi sahibi olan birisi olabilirsiniz.

Yorum yapıp katkı sağla...